Başkalaşıyoruz Değişiyoruz
Aksini düşünen var mı ?
Aynı kaldığını iddia eden…
Sizi bilmem ama…
Ben…
Murathan Mungan’dayım…
Demiş ki…
-
Kimse, çıktığı yolda kendisi kalmaz…
Yol, insanı başkalaştırır…
-
Haklı…
Kendi hayat yolunda ÇOK değişen biri olarak, hala tam anlamıyla KENDİM olabildim mi, NET değilim…
Ama bildiğim bir şey var…
Yol uzun…
Ve ben, değişiyorum…
İster istemez değişiyorum…
Mungan, bir şey daha söylemiş…
-
Hatırlamak için bir hafızamız varken, unutmak için elimizde hiçbir şeyin olmaması, hayatın bize attığı en büyük kazıktır…
-
Haklısınız…
Unutamadıklarımızın kaçışındayız…
Biraz da bu yüzden değişiyoruz…
Bugün, değişen, değiştikçe de DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN biri ile devam edelim mi yolumuza ?
Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde milyonları miting meydanlarına toplayan, ama seçim gecesinin ertesinde birden bire ortadan kaybolan, bugünlerde ise BURADAYIM deyip SİYASET TURLARI atmaya hazırlanan, PARTİLEŞMEK için nabız yoklayan biri ile devam edelim…
Evet…
Sayfamızın konuğu, Muammer İnce…
Bugünlerde, yandaş (Ankara / İktidar sevdalısı) basının gözbebeği, ki muhalif basının aynı şeyi Ali Babacan (DEVA Partisi) ve Ahmet Davutoğlu (Gelecek Partisi) için AKP bazında yaptığını düşünecek olursak, süreç, olması gerektiği gibi işliyor… Açıkçası, İnce’nin bu sessiz (!) sedasız (!) ilerleyen Parti girişimini, CHP Yönetimi ile bir çeşit müzakere yöntemi olarak görenler arasındayım ama…
Bir Gazeteci arkadaşımın yorumundayım bugün…
Demiş ki…
-
Kuracağı yeni parti, şu ana kadar YANDAŞ medyada daha büyük heyecan yaratmışa benziyor. Bunun, CHP’yi bölecek ve iktidarın işine yarayacak bir hamle olacağına inanan çok… Ben, o görüşte değilim. ‘CHP bölünmesin’ diye yıllardır yapılan fedakârlıkların partiyi çok da büyüttüğü söylenemez.
CHP’den kopmak ya da yeni parti kurmak işin kolay yanı…
Zor olan, yeni bir yörünge çizebilmek…
Bir başka zorluk da, kadro...
İnce de, Babacan gibi, yeni partide yepyeni isimlerin olacağını söylüyor. Ne yazık ki, hep istenen, ama bir türlü gerçekleşmeyen bir iddia bu…
Cumhurbaşkanlığı kampanyasında sağladığı olağanüstü destek, İnce’yi cesaretlendirmiş olmalı. Ama bu başarıda, kişisel yeteneği yanı sıra ve ötesinde, büyük bir muhalefet koalisyonunun rolü vardı. Yeni kuracağı partide o desteği bulması zor. Ama başkanlık sisteminde küçük partilerin de ciddi rol oynayabileceği görülüyor. Yeni bir parti, belki, CHP’yi daha dinamik olmaya zorlar! Yeter ki, “Kurultay’da beni tuvaletin önüne oturttular”ın ötesinde bir kuruluş gerekçesi olsun.
-
Evet…
Türkiye siyasetinin, kendi içinde yarattığı karanlık dehlizlerin ve içinden çıkılmaz labirentlerin eldeki son senaryosu bu… Bu son hikâyenin KAPALI gişe oynayıp oynamayacağı, sokağın, hikâyeden çıkaracağı özete de bağlı…
Peki, DEĞİŞEN İnce ile beraber DEĞİŞMEK isteyen ?