Antakyaya soralım hatta Hataya sahi çok mu zenginiz
Cumhuriyet Caddesi boyunca ilerleyen ve 500 Konutlar öncesinde Şehit Polis Ahmet İşler Sokağı’na sapan halk otobüsüne binip de hep aynı yolu haftalar boyu kullandığınızda, sizi çok da şaşırtmayan şeylerle karşılaşıyorsunuz, ülke coğrafyamızın geleneksel YEREL İDARECİLİK deneyimlerini anlatma adına NORMAL sayılabilecek şeyler, ama bize GARİP gelen şeyler, hatta sorgulatan şeyler…
Akasya Mahallesi girişindeyiz…
Bilmeyenler ve görmeyenler için hatırlatalım…
Burada, doğal gaz hattı döşeme çalışması vardı haftalar öncesinden, o yüzden tüm yollar kazıldı, gaz için yeraltına borular döşendi, bunu yapmak için de zemindeki kilitli parke taşları tek tek söküldü, yolun bir kenarına istiflendi, iş bitince YENİDEN KULLANILMAK (!) üzere bekletildi…
Şimdi bir hatırlatma yapalım…
Sahi, niye asfalt değil de parke taşı ?
Bu soruyu şöyle netleştirelim…
Büyükşehir dahil olmak üzere, tüm ilçe belediyeleri bu TAŞ’ı kullanır… Çünkü altyapı çalışmalarında kolayca sökülüp tekrar döşenebildiği için… Pratik, sağlam ve dayanıklı olduğu için… Sürekli kullanım özelliği ile EKONOMİK olduğu için… Her türlü kötü hava koşuluna, yağmur, donma ve kayganlığa karşı güvenli olduğu için…
Peki, bunca İÇİN’e rağmen bizlerin yaptığı mı ?
Özellikle de, KOLAYCA SÖKÜLÜP TEKRAR DÖŞENEBİLME özelliğini bildiğimiz halde, yaptığımız mı ?
Niye bilmiyorum ama…
Bu sokakta altyapı çalışmasının ardından, SÖKÜLEN ve tekrar yerlerine döşenmesi beklenen kilitli parke taşlar zaman içinde UNUTULDU, kimileri de sahipsizliğinden başka başka yerlere taşındı, ki NİYE diyeceksiniz !
Garip kısmı da burası…
Ya bizim belediye bütçelerinde PETROL geliri gibi ciddi gelir kalemleri var ve bizler bilmiyoruz… ya da piyangodan büyük ikramiye vurdu ve artık kuruşun hesabını yapmaktan kurtuldular… !
Peki, yaşanan mı ?
Altyapı bitip de yolun kazılan kısmının düzeltilmesi aşamasına gelince, belediye araçlarıyla binlerce YENİ ve KULLANILMAMIŞ parke taşı geldi aynı noktaya, yol kenarlarına istiflenen ESKİLER (!) ise unutuldu, ki kullanılır durumda olmalarına rağmen yanlarından geçilip gidildi, ardından tek tek eksildiler zaten, hatta bir tarafa atıldılar, ÇÖP oldular !
Merak ettim !
Nasıl bir ekonomidir sizinkisi ?
Daha düne kadar vatandaşın SU PARASI için birbirinize girmediniz mi, süregelen kavgalarınızla Büyükşehir Meclisi’ni kilitlemediniz mi, hatta TBMM gibi eldeki yereli de +18 noktasına taşımadınız mı, hesapladığınız her bir KURUŞ ile birbirinizi bel altından vurmadınız mı, ki tüm bu KAVGA da eldeki sınırlı kaynağın çarçur edilmemesi adına değil miydi ?
Evet mi ?
Onayladık mı ?
Kafa salladık mı ?
Peki, sorguladık mı ?
Yok…
Yetmez…
O yüzden soralım…
Dün’e kadar SU için kuruşun hesabını yapanlara soralım…
Dün’e kadar SU için VATANDAŞ edebiyatı yapanlara soralım…
Sahi, yazıp çizdiklerimiz de vatandaşın parası değil mi, ÇÖP diye ıskartaya çıkardıklarınız da vatandaşın parası değil mi, tekrar kullanılabilme özelliğini TEK KULLANIMLIK olarak anlayan sizlerin elinde çarçur olan para da vatandaşın parası değil mi, EKONOMİK olduğu için tercih edilen bir yol malzemesini bu denli LÜKS tüketime dönüştüren anlayışa kurban edilen de vatandaşın parası değil mi ?
Vatandaşın parası !
Peki, siz ne yapıyorsunuz ?
