HKP İskenderun belediyesi tarafından yurt yapılması nedeniyle TÜRGEV vakfına 49 yıllığına verilen arsanın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, İskenderun belediye başkanı Seyfi Dingil ve AKP li meclis üyeleri hakkında dava açtı.
07.02.2018 tarihli ABC Gazetesi isimli internet sayfasından öğrenilen haber şöyledir:
“İskenderun'da belediyeye ait alan 49 yıl süreyle, bedelsiz olarak TÜRGEV'e tahsis edildi.
“İskenderun'da, AKP'li Belediye Başkanı Seyfi Dingil başkanlığında toplanan belediye meclisi mülkiyeti belediyeye ait 5 bin 353 metrekarelik bir arsanın öğrenci yurdu yapılması amacıyla 49 yıl süreyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) bedelsiz olarak tahsis edilmesine karar verdi.”)
“İskenderun Belediye Başkanı AKP’li Seyfi Dingil başkanlığında toplanan belediye meclisi, mülkiyeti belediyeye ait 5 bin 353 metrekarelik bir arsanın öğrenci yurdu yapılması amacıyla 49 yıl süreyle Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) bedelsiz olarak tahsis edilmesine karar verdi. Belediye Meclisini CHP ve MHP’li üyeleri “hayır” oyu kullanırken, AKP’li meclis üyeleri ve geçen yıl CHP’den ihraç edilen bağımsız meclis üyesi Fatma Korçak “evet” oyu kullandı. 15 hayır oyuna karşı, 16 oyla arsa 49 yıllığına bedelsiz olarak TÜRGEV’e tahsis edildi.
ABC Gazetesi isimli internet sitesi bu haberi şu ana haber altında vermiştir:
“AKP'li belediyeler TÜRGEV ve Ensar'a kıyak için yarışa girdi
“Fatih Belediyesi’ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’e Mevlanakapı’daki bir yurt binasının, Üsküdar Belediyesi’ne de Karaman’daki çocuk taciziyle gündeme gelen Ensar Vakfı’na Sultantepe ve Bulgurlu mahallelerindeki iki taşınmazın 49 yıllığına bedelsiz verilebilmesi için teklif geldi.
“TBMM Genel Kurulu’nda Emekli Sandığı ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören Torba Yasa düzenlemesiyle kamunun elindeki taşınmazların eğitim ve yurt faaliyetleri yürüten vakıflara verilmesinin önünün açılmasının ardından AKP’li belediyeler harekete geçti. Yasada yapılan değişikliğin ardından Üsküdar ve Fatih belediye meclislerine teklifler geldi. Üsküdar Belediyesi’ne Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’e Mevlanakapı’daki bir yurt binasının, Üsküdar Belediyesi’ne de Karaman’daki çocuk taciziyle gündeme gelen Ensar Vakfı’na Sultantepe ve Bulgurlu mahallelerindeki iki taşınmazın 49 yıllığına bedelsiz verilebilmesi için teklif geldi.“49 yıllığına ve bedelsiz!
“TBMM Genel Kurulu’nda Emekli Sandığı ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören Torba Yasa düzenlemesinde kamunun elindeki taşınmazların eğitim ve yurt faaliyetleri yürüten vakıflara verilmesinin önü açıldı. Bunun üzerine Ensar Vakfı Üsküdar Belediyesi’ne geçen ay bir yazı yazdı. 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un maddelerine göre vergi muafiyeti olan vakıfların mülkiyeti hazineye ve kamuya ait taşınmazlardan 49 yıllığına bedelsiz yararlanabileceği ifade edilen yazıda eğitim hizmetleri ve öğrenci yurdu faaliyetlerinde bulunmak üzere belediyeye ait 2 taşınmazı 49 yıllığına istedi. İlçe meclisi gündemine gelen teklifte istenen taşınmazların yerleri şöyle:
“Yine aynı gerekçe
“Üsküdar Sultantepe Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’ndeki taşınmaz ile Üsküdar Bulgurlu Mahallesi’ndeki taşınmaz.” “Fatih Belediyesi Meclisi’ne gelen teklifle de aynı madde gerekçe gösterilerek TÜRGEV’e Mevlanakapı Mahallesi, Bala Tekkesi Sokak’taki yurt binasının 49 yıllığına bedelsiz verilmesi istendi.”
Haber başlığında ve içeriğinde de belirtildiği üzere AKP’li belediyeler ne yazık ki iktidara yakınlığıyla bilinen bu tür vakıflara kamuya ait arazi ve binaları kamuyu zarara uğratacak şekilde 49 yıllığına bedelsiz bir şekilde ciddi imtiyazlar tanımaktadır. Müvekkil siyasi Parti, belediyelerin bu imtiyazlarının hukuka aykırılıkları ile ilgili çok sayıda suç duyurusunda bulunmuştur.
Bunlardan biri de Konya’daki bir yurt tahsisi ile ilgili olarak yaptığımız suç duyurusudur. Suç duyurusunda İçişleri Bakanlığının hukuksuz olarak verdiği “soruşturma izni vermeme” kararı itirazımız üzerine Danıştay 1. Dairesi’nin 16/09/2015 tarih ve 2015/218 E., 2015/1236 K. Sayılı kararıyla; “Bakanlık tarafından verilecek karara dayanak bir araştırma raporu hazırlanmadan, sadece Valilik görüşü ve ilgili yazışmalardan yola çıkılarak karar verilmesinin izin vermeye yetkili mercilerce verilecek işleme konulmama kararının objektifliğini, sıhhatini ve hukukiliğini tartışmalı hale getireceği ve 4483 sayılı Kanunun prensiplerine aykırı olacağı açıktır.”denilerek kaldırılmıştır.
Ayrıca, şüphelilerin Konya’daki vurgunlarına ilişkin şikâyetimiz üzerine İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından tahsis işleminin yeniden değerlendirilmesi Konya Valiliği ve Belediyesinden istenmiş, bunun üzerine Konya Valiliğinin 18/08/2014 tarih, 97229992/667.02-10737 sayılı yazısı ile Konya Belediye Başkanlığının 15/08/2014 tarih, 91498529-903.99-1019/21933 sayılı yazısı tarafımıza tebliğ edilmiştir.
Belediye Başkanlığının yazısında aynen şöyle denilmektedir:
“İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün 14/03/2014 tarih ve 5695 sayılı yazısı ile Bakanlık Hukuk Müşavirliğinin 16/08/2013 tarih, 102776 sayılı görüşü dikkate alınarak TAHSİS İŞLEMİNİN yeniden değerlendirilmesi istenilmiştir. “(…),
“Mülkiyeti İl Özel İdaresi’ne ait iken Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfına (TÜRGEV) tahsis edilen, 6360 sayılı yasa ile belediyemize devredilen öğrenci yurdu binası ile ilgili gerekli fiyat araştırması yapılarak, yer teslim tarihi olan 19.09.2013 tarihinden itibaren Büyükşehir Belediye Encümeninin 05/08/2014 tarih ve 933 nolu kararı ile aylık 5.000 TL (Beşbin) ECR-İ MİSİL BEDELİ ALINMASINA KARAR VERİLMİŞ VE KONUYLA İLGİLİ GEREKLİ YASAL ÇALIŞMALAR BAŞLATILMIŞTIR.”
Görüldüğü gibi, Konya Valiliği ve Konya Belediyesi, işbu şikâyetimize konu İskenderun Belediyesi ile aynı içerikteki bedelsiz tahsislerin usul ve yasaya uymadığını kabul etmiş ve aylık 5.000 TL. Ecrimisil alınmasına karar verildiğini tarafımıza bildirmiştir.
II. SUÇ NİTELEMESİ
Yukarıda açıklanan eylemlerle ilgili olarak şüphelilerin;
1. TCK 257/1,2’de düzenlenen Görevi kötüye kullandıkları iddiamızla ilgili olarak:
Memuriyet görevini ifa eden şüpheliler, görev gereklerine aykırı davranarak bir kimsenin yani TÜRGEV’in (yasa, gerçek veya tüzel kişi ayırımı yapmamıştır) yararına işlem yaparak haksız bir menfaat sağlamıştır. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası m.71/1’de tanımlandığı üzere kamu kaynağında artışa engel ve eksilmeye neden olarak kamu zararına sebep olmuştur. Bu kamu zararı kastla işlenmiş olmakla yasada ve gerekçede belirtilen görevi kötüye kullanma suçu unsurları oluşmuş bulunmaktadır.
2. TCK 122/1-a ve b’de düzenlenen Ayrımcılık suçunu işledikleri iddiamızla ilgili olarak;
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Ancak şüphelilerden Belediye Başkanı ve imtiyaza oy veren Belediye Meclis Üyeleri siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle ayrımcılık suçunu işlemişlerdir. TÜRGEV, Ensar Vakfı ve benzer nitelikteki dernek ve vakıflara imtiyazlar tanınırken; siyasi iktidara siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi nedenlerle karşı olan vakıf ve derneklere edindiği haklar verilmemekte hatta kazanılmış hakları ellerinden alınmaktadır. Yine “b” bendinde düzenlendiği üzere sözü edilen imtiyazlarla kişilerin kamuya arz edilmiş belli hizmetten yararlanması engellenmektedir.
3. TCK 250/1’de düzenlenen İrtikap suçunu işledikleri iddiamız bakımından;
Belediye Başkanı olan ve oylamada imtiyaza evet oyu vermiş Belediye Meclis Üyeleri, Memur sıfatıyla görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak, kendi görev alanındaki sözkonusu peşkeş niteliğindeki imtiyazları gerçekleştirmiştir. Ve bunu bile isteye yapmıştır.
4.TCK 158/1/a, d ve e’de düzenlenen Nitelikli dolandırıcılık iddiamız bakımından;
Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, vakıf tüzel kişiliğinin araç olarak kullanılarak kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak suçu işledikleri sabittir.
5.TCK 255’de düzenlenen nüfuz ticareti suçu iddiamız bakımından;
Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunulmuş ve özel bir kuruma haksız menfaat sağlanmıştır. Böylece nüfuz ticareti suçunu işledikleri sabittir.
Şüpheliler, siyasi iktidarla uyumları sayesinde hakka, hukuka, hakkaniyete ve yasaya en küçük bir saygı duymadan, paravan vakıfları aracılığıyla kamu mallarına sahip olmaktadırlar. Bu durumun önüne geçilmek zorunluluğu vardır. Şüpheli vakıf, devlet başkanının çocuklarının mütevelli heyetinde olduğu bir vakıf olmakla sahip olduğu nüfuzun etkisiyle neredeyse tüm kamu mallarının satıldığı bir devlet politikasının izlendiği bir dönemde imtiyazlar elde etmekte, kamu mallarına sahip olmaktadır.
Müvekkil siyasi parti ve üyeleri Türkiye’nin en Yurtsever, Halkçı ve Kamucu niteliğiyle bilinmekte, tanınmakta ve siyasi faaliyet yürütmektedir. Bu nedenle “Tüyü bitmemiş yetimin hakkı” olan kamu mallarının, devlet başkanının çocuklarına peşkeş çekilmesine seyirci kalamaz. Halkına olan sorumluluğu nedeniyle işbu şikâyetin yapılması zorunlu olmuştur. Kuvvetli suç şüphesinin varlığı da gözetilerek soruşturmanın acilen başlatılması gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle soruşturma makamlarının, sadece İskenderun’da değil ülkenin birçok yerinde benzer suçları işledikleri ve işlemeye devam ettiklerinden şüphelilerin fiillerinin ZİNCİRLEME SUÇ kapsamında olduğunu belirtir, soruşturma sonucu ulaşılacak diğer deliller ışığında, olayla ilgili gerekli soruşturmanın yürütülerek ve haberde adları geçen Belediye Meclis üyelerinin de tanık olarak ifadelerinin alınması suretiyle sanıklar hakkında gerekli kamu davasının açılmasını, yasal hakları kullanabilmemiz bakımından sonuçtan tarafımıza bilgi verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. 19.02.2018
MÜŞTEKİ HALKIN KURTULUŞ PARTİS Vekilleri
Av. Metin Bayyar, Av. Sait Kıran ,Av. Azime Ayça Okur,Av. Doğan Erkan