Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Nizam Genç, depremin uyarmasına rağmen hala gerekli önlemlerin alınmadığını ileri sürdü.
Nizam Genç, gazetemize yaptığı açıklamada, yeni meydana gelen İstanbul Silivri depreminin 5,8 şiddetinde olduğunu hatırlatarak, “Bunun ardından 4,7-4,8 şiddetinde artçı depremler olmuştur. Bu depremde çok şükür can kaybı olmamıştır. İstanbul’daki depremin ardından meslek odaları temsilcileri İstanbul başta olmak üzere kentlerde afete karşı dayanıksız binaların dönüşümünü gönüllü değil zorunlu olması gerektiğine dikkat çektiler” diye konuştu.
Hatay’ın 1.derece deprem bölgesinde olduğunun altını çizen Nizam Genç, şöyle konuştu:
“İlimizde bulunan eski ve kaçak yapılar için acilen bir çözüm bulunması kentsel dönüşümün sağlanması gerekir. Hatay Büyük Şehir Belediyesinin İmar Yönetmeliği Oda ve STK temsilcileri tarafından hazırlanmış İmar Daire Başkanlığına teslim edilmiştir. İmar Komisyonuna sevk edilmiş incelemeden sonra meclisten kabul edilmesi beklenmektedir. Bu Yönetmelik Tüm Belediyeler Odalar ve İlgili STK’ların tarafından kabul edilmiştir. Bir an önce bu Hatay İmar Yönetmeliğinin çıkması ve kentsel dönüşüm için bir hız verilmelidir.
TÜM YAPILAR DENETİME TABİ TUTULMALI
İmar barışı ile devletin elinde hangi binaları da ne tür değişiklikler yapıldığına dair kayıt oluşmuştur. Bu bilgiler ışığında hızlı denetimle güçlendirme ya da yıkımına başlanması gerekmektedir. İmar Barışı yasası eksik çıkmıştır. Devletle barışan bu binaların en kısa sürede yapı denetimden geçirilerek güvenli olup olmadıkları tespit edilmeli. Sonuca göre ya güçlendirilmeli ya da yıkılmalıdır. İmar barışına müracaat edenler arasında 7 katlı kaçak binalar,4 kat üzerine 3 kat yapılanlar, dere yatağına yapılan inşaatlar ile heyelan bölgeleri ve kıyı şeridi içinde yapılanlar vb. inşaatlar mevcuttur.
Unutulmamalıdır ki; Depremler değil; denetimsiz ve mühendislik hizmetleri almamış, standartlara uygun olmayan binalar can alır. Bu can kayıplarının önlenmesi için mevzuat eksiklikleri giderilmesi ve tüm yapıların yapı denetime tabi tutulması gerekmektedir. İnsanlarımız doğal afetlerde maddi manevi ezilmeden korunmalıdır. Ne yazık ki; sadece yıkıcı depremlerden sonrasına hazırlanıyoruz ancak öncelikle yapılması gereken depremden önce alınması gereken önlemlerdir. Bu konuda siyasi otoriteye büyük görev düşmektedir.
DEPREMİN NE ZAMAN OLACAĞINI BİLEMEYİZ
Depremin ne zaman olacağını bilemeyiz, ancak ne yapabileceğini biliyoruz. Bu nedenle ülkemizdeki sağlıksız ve deprem standartlarına uymayan düşük dayanımlı mevcut yapıların “Kentsel Dönüşüm” kapsamında bir an önce dönüştürülmesi ve depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir. Sağlıklı, güvenli, mühendislik hizmeti almış binalarda ve çevrede yaşama hakkı herkesin Anayasal hakkı ve ortak arzusudur. Ülke çapında uygulanması planlanan kentsel dönüşüm projesi, ülkemiz tarihindeki en büyük projelerinden biridir. 21.yüzyıla damgasını vuracak olan, sağlam, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre vaad eden “Kentsel Dönüşüm” uygulamalarının başarılı olmasını ve özellikle rantı düşük bölgelerde binaların dönüşümün daha da hızlandırılmasını bekliyoruz. Bunun için riskli bölgelerde imar çalışması yapılması gereklidir. Riskli binalarda tespitler bir an önce tamamlanıp bu binalarda yaşayanlar binanın durumu hakkında bilgilendirilmeli, yıkılıp yeniden yapılması sağlanamıyorsa güçlendirilmesi için gerekli desteğin sağlanması gereklidir.”