CHP Hatay Milletvekili ve PM Üyesi Av. Mevlüt Dudu gündeme yönelik bir basın açıklaması yayınladı.
Dudu yayınladığı açıklamada, “Demokrasiye yönelik her saldırı, milli egemenliğe ve milli iradeye yönelik saldırı anlamına gelmektedir” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir cuntanın parlamenter demokrasimize yönelik kanlı darbe girişimini lanetliyoruz diyen Dudu açıklamasının devamında, “Kurtuluş Savaşı koşullarında bile saldırıya uğramayan TBMM’ye Türk ordusu üniforması altındaki kişilerce yapılan bombalı saldırı; her şeyden önce milli vicdanda büyük yaralar açmıştır.
Bugüne kadar darbelerle demokrasi gelişiminin büyük yara aldığı Türkiye’de büyük bir sivil direniş gösterilerek, askeri vesayete geçit verilmeyeceği ortaya konmuştur. Milletvekilleri de aynı anlayışla darbe girişimine set çekmiştir. Bombalı saldırıya rağmen helikopterden üzerimize atılan ateşlere aldırmadan TBMM’ye giderek, farklı siyasi partilerden vekillerimizle demokrasiye sahip çıkma konusunda gereken direniş ve duyarlılığı göstermiş bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
BU SÜRECİ YÖNETMEK, HEPİMİZİN GÖREVİDİR
Darbecilerin açığa çıkarılarak, adaletin önüne çıkarılacağı bu süreçte; demokratik hukuk devleti ilkelerinden asla taviz verilmemesi gerekir diyen Dudu açıklamasının devamında, “Demokrasiye karşı yapılan darbeye demokrasi dışı yöntemlerle müdahale edilmesi, şüphesiz en çok ülkemize ve toplumsal barışa zarar verecektir.
Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yapılacak yargılamalar sırasında, TSK’nin itibarını ve onurunu zedeleyecek gelişmelere meydan verilmemelidir. Bağrımızdan çıkan TSK mensuplarını bütününü töhmet altında bırakacak şekilde “darbeci” yaftalamasına geçit vermeden bu süreci yönetmek, hepimizin görevidir.
Darbeye karışan er ve erbaşlardan teslim olanlara yönelik linç girişiminde bulunanlar ile bu olayı görüntüleyen medya mensuplarına “Sizin de hesabınız görülecektir” diyerek gözdağı verenler de tespit edilerek, mahkeme önüne çıkarılmalıdır.
Darbecilerin açığa çıkarılması süreci, cadı avına dönüştürülmemelidir. Herkesin “olağan şüpheli” haline getirilmesi engellenerek, hiçbir cemaat ya da dini yapılanma içinde olmayan masum kamu görevlilerinin de “Fethullahçı” damgası alarak hayat boyu tecrit edilmesi, ülkemizin çalışma ve toplumsal barışına başka türlü bir darbe vuracaktır” dedi.
AÇIKLAMALAR BARIŞI TEHDİT EDİYOR
Dudu açıklamasına şu sözlerle devam etti, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Şeref Malkoç’un “darbelere karşı milletin kendisini savunması için milletin ruhsatlı silah almasının önünün açılacağı” gibi açıklamalar yapması, vahamettir. Toplumun büyük kesiminde derin endişeler yaratan bu tür açıklamalar; kamu güvenliği, toplumsal barış ve huzuru tehdit etmektedir. Devlet eliyle başlayacak bir silahlanmanın yeni darbe girişimlerine de zemin hazırlayabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Kimi Alevi mahallelerine yönelen provokatörlerin Mehter Marşları çalarak, mezhep çatışması çıkarmaya yönelik çabaları bertaraf edilmeli, bu konuda kolluk kuvvetlerince gerekli önlemler alınmalıdır.”
PROVOKASYONLARA KAPI ARALANMAMALIDIR
Dudu açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı, “IŞİD ve PKK terörü, sınırlarımızdan gelen büyük göç hareketleri, şehir meydanlarında gerçekleşen bombalı saldırılar ile yorulan ve gelecek konusunda umutsuzluğa düşen halkımıza, yeni sorun alanları üretilmemelidir. Darbe girişimine karşı gösterilen ortak tavır dikkate alınarak, ayrıştırıcı ve tahrik edici provokasyonlara kapı aralanmamalıdır.
Ülkemizi tehdit eden bu kanlı darbe girişiminin etkisiyle bazı kesimlerce dile getirilen “İdam isteriz” sözlerini teşvik edecek şekilde Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık düzeyinde yapılan açıklamalar, Anayasa’nın 90. Maddesi ile bağdaşmamaktadır. Uluslararası sözleşmelerle kaldırdığımız idam, Türkiye Anayasası’ndan AKP’nin de yer aldığı 6 partinin desteği ile çıkarılmıştır. Türkiye, tekrar eski tartışmalara esir edilmemelidir.
Ülkemizin geleceği tam demokrasidedir. Cumhuriyet Halk Partisi Vekilleri olarak bütün siyasi partilere açık çağrımızdır: Güçlü bir parlamenter sistem ve özgürlükçü demokrasi için her türlü çabayı göstermeye hazırız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur.”