Dr.Biyolog Samim Kayıkçı bu haftaki bilgilendirme yazısında bölgemizin önemli bir bitki grubu olan Turunçgilleri kaleme aldı.Kayıkçı:” Turunçgiller dünyanın pek çok yerinde yetiştirilen önemli bir bitki grubudur. Anavatanları Güneydoğu Asya’dır. Dünyada sırasıyla en fazla portakal, mandalina, limon ve greyfurt üretimi yapılmaktadır. Ülkemiz, turunçgiller üretiminde, Akdeniz ülkeleri içerisinde önemli bir konuma sahiptir. Ülkemizde, Akdeniz ve Ege bölgelerinde, 5 milyon tonun üzerinde turunçgil üretilmektedir. En fazla üretilen turunçgiller sırasıyla mandalina (%34), portakal (%32), limon (%29) ve greyfurt (%5)’tur.
2022 verilerine göre ülkemiz, portakal üretiminde Antalya (%31), Hatay (%20) ve Adana (%18) illeri, mandalina üretiminde Hatay (%39), Adana (%36) ve Mersin (%19) illeri, limon üretiminde Mersin (%55), Adana (%26) ve Hatay (% 9) illeri ve greyfurt üretiminde Adana (%80), Mersin (%9) ve Hatay (%5) illeri ilk sıraları almaktadır. Hatay ili ülkemiz turunçgiller üretiminde önemli bir paya sahiptir. İlimiz, özellikle mandalina üretiminde (700.000 tonun üzerinde) ilk sırayı almaktadır.
Turunçgiller iyi bir C vitamini (askorbik asit) kaynağıdır. C vitamini bağışıklık sistemi açısında oldukça önemli bir vitamindir. Aynı zamanda önemli bir antioksidandır. İyi bir lif kaynağı olan Turunçgiller, C vitaminin yanında, A vitamini, B1 vitamini (tiamin), B2 vitamini (riboflavin), B3 vitamini (niasin), B5 vitamini (pantotenik asit), B6 vitamini (piridoksin), folik asit, karotenoidler, flavonoidler, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve bakır gibi çeşitli fitokimyasalları ve mineralleri içermektedir. Turunçgillerde yüksek miktarda sitrik asit bulunur. Sitrik asit, gıda sanayinde aroma verici, koruyucu ve emülgatör olarak kullanılır. Turunçgiller meyvelerin kalp-damar sağlığı üzerine olumlu etkileri olduğu belirtilmiştir. Turunçgiller flavonoidlerinin kan lipidlerini ve kolesterolü düşürücü etkileri raporlanmıştır.
Turunçgiller meyvelerinin kabuğunda önemli miktarda uçucu yağ bulunmaktadır. Bu uçucu yağların, özellikle gıda, kozmetik ve eczacılık sektöründe önemli kullanım alanları bulunmaktadır. Turunçgiller uçucu yağlarının rahatlatıcı etki yarattığı ve stresi azalttığı bilinmektedir. Turunçgiller uçucu yağlarındaki en fazla bulunan bileşik bir monoterpen olan D-limonen’dir. Bu özel bileşiğin antibakteriyel, antioksidan, antifungal, antikanser, hipotansif, antispazm, antienflamatuvar, mide koruyucu ve karaciğer koruyucu gibi birçok etkisi rapor edilmiştir. Önemli bir turunçgiller üreticisi olan ülkemizde, meyve kabuğundan uçucu yağ elde etme oranımız çok düşüktür. Çok önemli katma değerli bir ürün olan turunçgiller uçucu yağının üretimiyle ilgili tesislerin kurulması ve çöpe giden bu ürünün ekonomiye kazandırılması son derece önemlidir. Bu yıl, alıcı bulunamadığı için çöpe gidecek olan ürün göz önüne alındığında yaşayacağımız ekonomik kaybın çok büyük olacağı ortadadır.
Ülkemiz turunçgiller üretiminde dünyada ilk on ülke arasındadır. Bu kadar önemli bir üretici olarak, turunçgiller üretimi, pazarlanması ve tüketimi konusunda çok daha planlı olmamız gerekmektedir. Bu yıl çok iyi bir üretim gerçekleştirilmiş olmasına rağmen pazarlamada yaşanan ciddi sorunlar nedeniyle ürün dalda kalmış ve ciddi maddi kayıplar yaşanmıştır. İşçilik, paketleme ve nakliye maliyetlerinin yüksek olması ayrıca gübre ve ilaç maliyetleri üreticiyi çok zor durumda bırakmıştır. Katma değerli ürünler (uçucu yağ, gazoz, reçel, maden suyu vb.) üretmek amacıyla fabrikaların kurulması etkili bir çözüm olabilir. İnsan sağlığı açısından bu kadar önemli bir besin kaynağı olan turunçgillerin tüketimi özendirilmelidir. Limonlu, portakallı, mandalinalı kekleri, pastaları, yemekleri ve taze sıkılmış sularını daha fazla tüketmeliyiz. Her sabah kahvaltıda, öğlen okulda, işte taze sıkılmış mandalina ya da portakal suyu içmeliyiz. Her yıl festivaller düzenlemeliyiz. Fast-Foot beslenme tarzından vazgeçip daha sağlıklı beslenmeliyiz. Ve en önemlisi yerli üretime sahip çıkmalıyız. Çünkü başka Hatay yok. Başka Türkiye yok. “dedi.