30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94. yıl dönümü dolayısıyla Hatay Valisi Ercan Topaca ve eşi Sevim Topaca’nın ev sahipliğinde İskenderun Yelken Kulübü’nde resepsiyon düzenlendi.

Resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amiri Orhan Karasayar, Hatay Milletvekilleri Birol Ertem, Mevlüt Dudu, Mehmet Necmettin Ahrazoğlu,  39.Mekanize Piyade Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Erkan Olgay, İl Jandarma Komutanı ve Garnizon Komutanı J.  Albay Turgay Aras, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Vali Yardımcıları, İlçe Kaymakam ve Belediye Başkanları, İskenderun Deniz Üs Komutanı Dz. Kur. Alb. Aykan Tekin, İl Emniyet Müdürü, işadamları, siyasi parti temsilcileri, dini kanaat önderleri, askerî ve mülkî erkân, şehit yakınları ve gaziler katıldı.

TÜM ŞEHİTLERE RAHMET DİLİYORUM

Misafirler Vali Topaca ve Bayan Topaca tarafından kapıda karşılandı. Konukların yerlerini almasının ardından program, Şeyh Menna Gündüz’ün Kuran-ı Kerim tilaveti ve İl Müftü Vekili Mehmet Emin Okuyucu’nun duaları ile devam etti.

Burada konuklara hitaben bir konuşma yapan Hatay Valisi Ercan Topaca 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu vesilesiyle Çanakkale’den başlayarak en son 15 Temmuz hadisesinde hayatlarını kaybeden askerlerimiz ve polislerimiz başta olmak üzere son günlerde Elazığ Gaziantep ve diğer illerimizde hayatını kaybeden gelmiş geçmiş bütün şehitlerimize Allahtan rahmet dilediğini belirtti.

HÜKÜMRANLIK ANLAYIŞINDA OLMADIK

Bundan sonra bu tür tatsız hadiseleri yaşamama temennisinde bulunan Vali Topaca, ‘’Biz Türk milleti olarak tarihte birçok büyük devlet kurmuş, birçok büyük medeniyet oluşturmuş bir milletiz. Bu devletleri kurarken hiçbir zaman kuru bir hükümranlık anlayışı ile hareket etmemiş bir yönetim kültüründen geliyoruz. Her şeyden önce kurmuş olduğumuz devletlerin hâkim olduğu topraklarda öncelikle barışı, huzuru, kardeşliği, hoşgörüyü, adaleti, inançlara saygıyı tesis ederek insanları rengine, mezhebine, kültürüne veya memleketine göre ayırmadan hepsini kucaklayan bir anlayışla bunu yapmışız. Bunun neticesidir ki bir önceki devletimiz Osmanlı İmparatorluğu 622 yıl yaklaşık olarak 22 milyon kilometreye kadar ulaşan bir coğrafyaya hâkim olmuştur. İnsanlar o coğrafyada uzun bir süre barış, huzur, kardeşlik ve refah içerisinde yaşamışlardır.’’ dedi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun fonksiyonunu tamamladıktan sonra tarih sahnesinden çekildiğini ifade eden Vali Topaca, ‘’Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilirken biz millet olarak çok acılar çektik. Devletimizi kaybettik, ordularımız terhis edildi, silahlarına el konuldu. Ülkemizin dört bir tarafı başkenti dahil olmak üzere işgal edildi. Ama milletimiz asla bir umutsuzluk içerisinde olmadı. Birinci Dünya Savaşı’ndan başlayarak her türlü olumsuzluğa rağmen milletimiz bir araya gelip Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.’’ dedi.

BİZE DUA EDENLERİN OLDUĞUNU BİLİYORUZ

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu anda her şeye sahip bir devlet olmadığını belirten Topaca şöyle devam etti: ‘’Yeni kurulan devletimizin eksikleri vardı, gelişmesi gerekiyordu. Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkabilmesi için çok çalışması gerekiyordu. Bizler de o yönde çalışmaya başladık. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu döneminde yeni bir nesil oluştu. Dünyayı tanıyan, kendine güvenen, vatanını ve milletini seven, ne istediğini bilen bir nesille birlikte devletimiz bugünlere geldi. Bizler hedefleri olan bir milletiz. Dünyada her milletin hedefi yoktur. Sadece kendi coğrafyası ile sınırlı hedefleri vardır. Ama Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafi sınırları ne kadar küçük de olsa bizim gönül coğrafyamız, insanlara hizmet anlayışımız, dünyaya adaleti hâkim kılma anlayışımız dolayısıyla bize umut bağlayan, bize gönülden dua eden ve kalbi olarak bizimle birlikte hareket eden çok geniş bir coğrafyanın da varlığını biliyoruz. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti bu beklentiyi boşa çıkarmayacaktır.’’ dedi.

3 MİLYON SURİYELİYİ MİSAFİR EDİYORUZ

Hedefimizin, gayretlerimizin ve çalışmalarımızın sadece kendimiz için değil aynı mutluluğu, adalet anlayışını ve barışı bütün insanlığa yaşatmak olduğunu dile getiren Vali Topaca, ‘’Bu anlamda bizim gönül coğrafyamız Bosna’ya, Somali’ye, Çat’a, Afrika’ya, Kafkasya’ya ve aklınıza gelecek her yere kadar uzanır. Bunun en canlı örneği son yıllarda yaşanan Suriye hadisesidir. Yaklaşık 3 milyon Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyoruz. Onları bağrımıza basarak, vatanımızı, imkânlarımızı paylaşarak tüm dünyaya eşsiz bir insanlık dersi veriyoruz. Bazı kavramları çokça kullanan ve imkânları bizden fazla olan ülkelerin bunu yapamadığını ve Türkiye’nin yaptıkları karşısında utandıklarını, ezildiklerini biliyoruz. Ama biz bunları Allah rızası için yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Bunları yapmamızı istemeyen güçler var. Türkiye’nin gücünün bu kadar olmasını, gönül coğrafyasına maddi imkânları ulaştırmasını istemeyen unsurlar ülkemize, milletimize, ordumuza kumpaslar kurabilir. Bunlardan en sonuncusu 15 Temmuz’da acı bir şekilde yaşadık. Yaklaşık 240 civarında vatandaşımızı kaybettik, 2 binin üzerinde vatandaşımız yaralandı. Bu bir insanlık mücadelesidir, insanlığa hizmet mücadelesidir. Türkiye ve Türk milleti bu mücadeleyi her türlü tuzağa rağmen, onları aşarak ve bozarak yoluna devam edecektir.’’ dedi.

TEMENNİMİZ DAHA FAZLA KAYIP YAŞAMAMAKTIR

Düzenlenen bu resepsiyonda Türkiye’nin adeta küçük bir özetinin bulunduğunu söyleyen Vali Topaca, ‘’Aramızda şehit yakınları, gaziler, milletvekilleri, işadamları, avukatlar, üniversitemizin mensupları bulunmaktadır. Hiçbir ayrım yapmadan hepimiz birbirimizi kucaklıyoruz ve bu kucaklamayı yaptığımız sürece de bu yolculukta oluşabilecek riskleri birlikte bertaraf ederek yolumuza daha emin bir şekilde devam edeceğiz. Temennimiz daha büyük kazalar, kayıplar yaşamamızdır.’’ dedi.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94. yıl dönümü vesilesiyle şehitlerimizi rahmetle minnetle ve şükranla andığını ifade eden Vali Topaca konuşmasının ardından eşi Sevim Topaca ile birlikte konukların masalarını tek tek dolaşarak onlarla  yakından ilgilendi.