Hatay Mahalli Haber
MENÜ

Aşırı çöl sıcaklarının afet kabul edilmeli

Yayınlanma Tarihi : 08.06.2020 00:00 Bu haber 318 defa okundu
Afrika’dan gelen çöl sıcakları sonrasında hava sıcaklığının mevsim ortalamasının çok üzerine çıkarak 47 dereceye ulaşması nedeniyle narenciye meyvelerinin döküldüğünü ve ağaçların zarar gördüğünü belirten CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin “aşırı sıcak etkili su kaybına bağlı meyve dökümü” zararının da afet kapsamına alınıp tarım sigortası kapsamına alınması için kanun teklifi verdi. Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Av.Suzan Şahin, son haftalarda Afrika'dan gelen çöl sıcakları ile hava sıcaklığının mayıs ayı ortalamasının çok üzerine çıkması sonrası zarar gören narenciye üreticilerinin sorunlarını kanun teklifi vererek meclis gündemine taşıdı. Şahin %70 ile 80 arası rekolte kaybı yaşayan narenciye üreticisinin olağanüstü hava durumundan etkilenmesinin afet kapsamına alınarak tarım sigortalarının zararı karşılanması ve hükümetin çiftçinin zararını karşılamak üzere gübre, su ve ilaç desteği vermesini istedi. Şahin TBMM Başkanlığına verdiği kanun teklifinde “aşırı sıcak etkili su kaybına bağlı meyve dökümü” maddesinin de tarım sigortalarının kapsamına dahil edilmesini, zarar gören çiftçilere, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olma şartı gözetilmeksizin hükümetin destek vermesi gerektiğini istedi. Çiftçilerin ithalat baskısı altında tarımsal üretime devam etmeye çalıştığını ve Corona virüs salgını ile birlikte yaşadığı zorlukların yanında Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren ülkenin her bölgesinde yaşanan ani hava değişikliği, don, dolu, aşırı yağış ve aşırı sıcaklar gibi doğal afetler nedeniyle zor günler geçirdiğini söyleyen CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, ‘‘Aralarında Hatay’ın de bulunduğu 46 ilimizde mandalina, limon, portakal, buğday, mısır, ayçiçeği, patates ve domates olmak üzere birçok ürün bu afetlerden dolayı zarar görmüştür. Bu durum girdi maliyetlerinin artması ile birlikte masrafları neredeyse iki kat artan çiftçilerimiz için borç yükünü daha artırarak, maliyetleri yükseltmiş, gelirlerinin azalmasına neden olmuştur. Bütün ülkeler Corona virüs nedeniyle tarımsal üretimde aksamama olmaması için çiftçilerine destek olacak paketler açıklarken, ne yazık ki ülkemizde çiftçilerimiz salgın öncesinde de ayakta kalmakta zorlanıyordu. Doğal afetlerde bile yardım alamayan çiftçilerimiz, ürün ve gelir kaybını telafi edebilecek tarımsal sigortalardan yararlanamamaktadır. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olup olmadığına bakılması, primlerin yüksekliği çiftçilerimizin ürünlerini sigortalamasının önündeki en önemli engelleri oluşturmaktadır. TARSİM 2019 yılı verilerine göre ülkemizde ekilen 197,07 milyon dekar alanın sadece 26,1’i yani %13’ü sigortalı görünmektedir. Bununla birlikte 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkındaki Kanun da sadece kağıt üzerinde çiftçiye yardım yapmamak üzere hazırlanmış bir metin olarak kalmaktadır. İlgili kanunda çiftçilerin kooperatif üyesi olma zorunluluğu, en az %40 ve üzeri zarar görenleri kapsaması birçok çiftçiyi kapsam dışında bırakarak eşitsiz bir durum yaratmaktadır. Bu nedenle çiftçilerin doğal afetlerden dolayı yaşadığı zararlarının karşılanması ve tarımsal sigortanın kapsamı genişletilmesi amacıyla kanun teklifi verdim’’ dedi. CHP’li Şahin’in TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinde istediği değişikliler ise şöyle; 1)     Tarımsal ürünlerin, canlı – cansız üretim araçları ve tesisleri dahil tüm tarımsal varlığın toplam parasal değerinin belirlendiği miktarın %40’dan en az %10’a düşürülmesi gerekçesiyle; 20/6/1977 tarihli ve 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanunun 2’inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: “Afet dolayısıyla çalışma ve üretim imkanları önemli ölçüde bozulmaktan maksat, çiftçinin; A)      Ürünlerinin, canlı-cansız üretim araçlarının veya tesislerinin değer itibarıyla en az %10'dan zarar görmesi halinde, bu zararı diğer tarımsal veya başka gelirleriyle karşılayacak gücü bulunmaması ve kredi veren banka, kooperatif ve benzeri kuruluşlardan bu zararı karşılayacak borç alma imkanı olmaması; B)      Ürünlerinin, canlı – cansız üretim araçlarının veya tesislerinin %10’dan az zarar görmesi halinde, kredi alma imkanı olmaması, başka geliri bulunmaması, dolayısıyla tarımsal faaliyetlerini devam ettiremeyecek ve geçimini sağlayamayacak duruma düşmesi, Halleridir.”  2)     Tarım sigortalarının kapsamına “aşırı sıcak etkili su kaybına bağlı meyve dökümü” durumunun da eklenmesi gerekçesiyle; 14/6/2005 tarihli 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunun 12 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: “Madde 12- Kapsama alınacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, tarım alet ve makineleri ile çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu baskını, fırtına, hortum, deprem, heyelan, yangın, kaza, aşırı sıcak etkili su kaybına bağlı meyve dökümü ve zararlılar ile hayvan hastalıklarının neden olacağı zararlar ve/veya tarım sektörü bakımından önemli görülecek diğer risklere ilişkin teminatlar Cumhurbaşkanınca belirlenir.”  3) Tarımsal sigortalama için çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olma şartının kaldırılması gerekçesiyle; 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunun 13’üncü maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir: “Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın Cumhurbaşkanınca belirlenen miktarın altındaki tarım alanları için bu Kanun kapsamında havuza aktarılacak sigorta primleri Devlet tarafından karşılanır.”
Paylaş Paylaş Paylaş
Aşırı çöl sıcaklarının afet kabul edilmeli
Paylaş Paylaş Paylaş
Etiket :
YORUMLARI GÖR
ÜYE YORUMLARI
Yorum yapabilmek için

Giriş Yap ya da Kayıt Ol