Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Metin Dingil
Metin Dingil
metin_dingil@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 690 defa okundu.

Marka bir daha geri gelir mi?

Hatay’a gelmiş geçmiş en kariyer ve vizyon sahibi sporcuydu...

Beşiktaş, Galatasaray ve Milli Takımın formalarını giymek her futbolcuya nasip olmaz..

Hele ki bu futbolcu Hataylı ise;

Hatay için büyük şanstı Gökhan Zan..

Her kentin takımı böylesi bir markaya sahip olmak ister..

Ne yazık ki, Hatay ve Hatayspor sevdalısı Gökhan Zan’ın Hatay macerası çok kısa sürdü..

Veda mesajında aslında imalı cümlelerle gönderme yaptı..

Rahat bırakılmadı, istediklerini yapamadı, yetkisi olmasına rağmen, yetkisini kullanamadı..

Ama şu saate kadar kimse bunu anlamadı, anlamak istemedi..

Kimse Gökhan Zan’ın neden ayrıldığını sorgulama gereğini dahi duymadı..

Gökhan Zan durup dururken, niye ayrılsın???

Üstelik memleketini ve şehrin takımını seven bir insan neden böyle bir karar alsın..

Böyle elit bir ismi elinden kaçıran Hatayspor’un Gökhan Zan’ın yerini doldurması da mümkün görünmüyor.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, katıldığı radyo programında, ‘istediğimiz zaman geri çağırırız’ diyerek, kaçan balığın büyük olduğunun ciddiyetine varamadı sanırım..

Gökhan Zan öyle sıradan bir isim değil..

‘Gel’ dediğiniz de gelecek, ‘git’ dediğinizde gidecek..

Kimse kendisine ‘git’ demediği halde yaşadıkları, gördükleri o’nu onurlu bir karar almaya zorladı..

Hatayspor’un onursal Başkanı Lütfü Savaş, ‘Sportif Danışmanı’ olarak ilan ettiği Gökhan Zan’ın arkasında ne yazık ki durmadı!!!

Yetkisini kullandırtmadı..

Genel Koordinatör ve Sportif Danışman olarak görev yapan Gökhan Zan’ın bu kulüpte ‘kuş’ uçsa dahi haberi olması gerekirken, iç transfer görüşmelerine bile davet edilmedi.

Bu kulüpte kalması ve gitmesi gerekenler hakkında teknik direktör İlhan Palut’tan sonra konuşacak ikinci isim olmasına rağmen görüşüne dahi başvurulmadı..

Transfer görüşmelerini başlatan bazı yöneticiler, Gökhan Zan’ı arama gereği dahi duymadılar..

Şimdi bu gelişmelerden Başkan Savaş’ın haberi olmaması mümkün mü?

Ya da bu görüşmeleri yapan yöneticilerin Başkan Savaş’tan izin almadan iç transfer görüşmelerini başlatmaları mümkün mü?

Burada çelişki yok mu sizce?

Gökhan Zan’ı hem Genel Koordinatör, hem de Sportif Danışman tayin edeceksin hem de en önemli meselelerde diskalifiye edeceksin..

O zaman Genel Koordinatöre ve Sportif Danışmana ne gerek var, her şeyi daha iyi bilen yöneticiler var zaten!!!

Böylesi bir ortamda Gökhan Zan’ın kalması zaten doğru değildi..

O yine de mütevaziliğini, efendiliğini bozmadan, kimseyi suçlamadan, kendisine yakışır veda mesajıyla kulüpten ayrılma kararı aldı..

Kendisine yakışan da buydu zaten..

Ama…

Gökhan Zan gitmesinin ardından kulüpte sorgulanması gereken çok şey var..

Bunlar aydınlatılmadan kimse gelecek sezonun hesabını yapmasın..

Hatayspor’un mütevazi kadro ile Play-Off’a kalmasını başarı gibi gösterip, bu başarıyı da kimse kendisine pay etmesin..

Bu başarı da en çok emek veren iki isim var!!

İlhan Palut faktörü ve o’nu her zaman itekleyen, destekleyen Gökhan Zan faktörü..

Gökhan Zan kulübün vizyon yüzüydü..

Daha önce tipik bir Anadolu takımıydı Hatayspor, fakat Gökhan Zan geldikten sonra medyada daha çok yeralmaya başladı Hatayspor..

Kastamonuspor maçı sonrası çıkan olayları tüm Türkiye’ye Gökhan Zan duyurdu..

TFF Başkanı Yıldırım Demirören’den, Lig Tv Spor Direktörü Şansal Büyüka’ya varıncaya kadar herkese Hatayspor’un mağduriyetini anlattı..

Bunu acaba herhangi bir Hatayspor yöneticisi anlatmaya kalkışsaydı, acaba hangi kanal, hangi yaygın medya yayınlardı???

Merak ettim sadece???

Hatayspor elindeki gücün farkına varamadı..

Gökhan Zan’ın ismi bile Hatayspor’a katkı sağlıyor iken, ısrarla ayrılması için ne gerekiyorsa yapıldı..

Elindeki değeri kaçırıyorsun, sonra ‘gelecek sezon şampiyonluğa oynayan kadro kuracağız’ diyorsun..

Peki kiminle kuracaksın bu kadroyu???

Buyurun kurabiliyorsanız, kurun.. Biz de sizi seyredelim..

Spor çevresi olan Türkiye’de tanımadığı kulüp başkanı ve teknik adam olmayan Gökhan Zan’a en çok ihtiyacımız olduğumuz dönemde gitmesine göz yumuyorsunuz..

Herkes marka peşinde koşarken, biz markamıza ‘güle güle’ diyoruz..

Ne diyeyim; Allah akıl fikir versin size..

Hadi geri çağrın bakayım, sizin bulunduğunuz ortama bir daha gelir mi?

Marka uçtu yuvadan, geçmiş ola..