Geriye daha geriye
Ben yazmaktan, siz okumaktan sıkıldınız sanırım..
Yazdıkça, çizdikçe, değişen hiçbir şey olmuyor..
‘Aynı tas, aynı hamam..’
Bu kadar yıldır Hatayspor’u yazarım, hatalarından hiç ders almayan, yanlışlarında ısrar eden bir takımı hayatımda ne gördüm, ne duydum..
Hatayspor’un namı diğer adı; İSTİKRARSIZ..
Gerçi; ‘Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olurmuş’ diye bir söz var..
Kayseri Erciyes’i yenerken de ‘iyi değildi’ Hatayspor..
Sonuca endeksli bir takımımız olduğu için kazandığı zaman tüm yanlışların üzeri örtülür, her şey güllük gülistanlık gösterilir..
Bu takımın kazanmaya mecali yok..
Takım ruhu yok, sistemi yok, düzeni yok..
Yok, yok, yok..
Kimi transfer ederseniz edin Hatayspor’a bu sistemde yok olur gider..
Devre arasında takıma kazandırılan oyuncuların takıma güç vermesi gerekirken, Hatayspor’da ne bir ilerleme var, ne bir hareketlenme..
Aksine geriye daha geriye giden bir şeyler var..
Takımda bu kadar olumsuzluk yaşanırken, buna önlem almayan yöneticilerde görevini yapmışçasına tribünde rahatça maç izler..
Sizdeki bu rahatlığa şaşarım doğrusu..
Sakın bana, ‘Biz mi sahaya çıkıp oynayalım’ sözünü söylemeyin!
Gereğini yapın!!
Takımın göz göre göre erimesine seyirci kalmak sizin de bu başarısızlıkta katkınız var demektir..
Yok böyle bir şey vurdumduymazlık..
Hatayspor’un Genel Koordinatörü Milli Futbolcu Gökhan Zan, aynı zamanda Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın sportif danışmanı değil mi?
O halde görevini yapmaya çağırıyorum..
Bu görev ve unvan Gökhan Zan’a süs için verilmedi..
Futbolun içinden gelen biri olarak, takımda bir gerileme olduğu zaman müdahale edebileceği ve bazı kararları alabileceği için verildi..
Gökhan Zan, mütevaziliği, beyefendiliği yüzünden yetkisini kullanamıyor..
Büyüklerine karşı saygısızlık etmeme adına bazı şeyleri içine attığını da çok iyi biliyorum..
Ama Milli bir futbolcunun, ‘duygusal’ olma gibi bir lüksü yoktur..
Hatayspor’daki bu başarısızlığa el koymada çok geç kalmıştır..
Hatay’a gelen takımları izliyor ve görüyoruz..
Hatayspor’dan öyle çok üstün bir tarafları yok..
Buna rağmen bu takım 7. sıraya geriliyorsa, hedeften uzaklaşıyorsa bir arıza var demektir..
Birileri görevini yapmıyor, sorumsuzca hareket ediyor demektir..
İşin enteresan tarafı!
Herkes arızayı biliyor, ama bir şey yapamıyor!!!
Siz böyle konuşmamaya, müdahale etmemeye devam ederseniz;
Daha aşağılar Hatayspor’u bekliyor demektir..
Play-Off yarışının içerisinde olacağını zannedenler, Hatayspor’u 3-4 hafta sonra küme düşme hattında görürlerse şaşırmasın..
Çünkü bu takım top oynamıyor..
Ne oynadığını da bilmiyor..
Oturmuş bir sistemi de yok..
Bazı oyuncular oynayacak da Hatayspor maç kazanacak..
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir oyun anlayışı kalmadı..
Bireysel yeteneklerin yerini, takım oyunu aldı..
Günümüz futbolunda sahada mücadele eden, kazanmak için yüreğini ortaya koyan takımlar maç kazanıyor..
Yüreksizler, ruhsuzlar, sistemsizler bir alt lige düşüyor..
Üstelik bu düzende bazı oyuncular da, kişiliğini, yeteneğini kaybetti..
‘Kaybetmek’ Hatayspor için zaten ‘moda’ oldu artık..
Çünkü takıma kaybetme tepkisi gösterilmiyor..
Kaybetmeyi hazmetmeyen, maç sonunda üzüntüsünden başını yerden kaldırmayan oyuncular yerine sonucu normal karşılayan galip takımın oyuncusuymuş gibi başı dik bir şekilde soyunma odasına giden oyuncuları bu takımda görmek istemiyoruz..
Sahanın ortasında; önce kendiniz, sonra aileniz için yemin ediyorsunuz;
Hatayspor’un ismini zikretmeseniz de, bari ettiğiniz yemine sadık kalınız..
Kendiniz ve aileniz için hepiniz bu kadar mısınız!
Takımı istikrarsızlaştırarak, geleceğimizi kararttınız!!
Helal olsun size ve sizi seyredenlere!!!