GAZETECİLİK ÇAMUR ATMA MESLEĞİ DEĞİL

Gazetecilik güncel gelişmeleri doğrulama süzgecinden geçirerek kamuoyu dikkatine zamanlıca ulaştırma işidir.

Böylesi önemli işlevi yapan bir meslek olan gazeteciliği itibarsız duruma getirenler yüzünden artık, “Ben gazeteciyim” diyemiyorum!

Meslekten uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler “gazeteci” olarak ortalıkta dolaşıyor.

Ya da bu mesleği şantaj aracı olarak kullanıyor!

Günümüzde mesleğimiz adına utanç verici olaylara şahit oluyoruz!.

Artık gazeteciliğin bir şantaj mesleği gibi algılanmaya başlaması beni son derece rahatsız ediyor.

Avukat, doktor, mühendis olmanız için mutlaka bir eğitimden geçmeniz, mesleki standartları öğrenmeniz gerekiyor.

Gazetecilikte ise sadece okur-yazar olmanız yeterli!

Eğitim almamış veya mutfakta yetişmemiş birisi maalesef günümüzde gazeteci ve itibar sahibi.

O zaman ne oluyor, gazeteciler şantajcı ve menfaatçi!

“Maalesef önüne gelen gazeteciyim” diye adlandırılabiliyor..

Daha titiz bir yasa çıkmadığı sürece de ‘önüne gelen gazeteciyim’ diye ortaya çıkmaya devam edecek.

Ya da gazetecilik mesleği masalara meze olmaya devam edecek!

İsteyen gazeteci, istediği kişiye çamur atabilecek!

Elinde hiçbir belge, evrak olmadan şantaj yapabilecek, çamur atabilecek!

Yok mu bunun önüne geçecek kurum ve kuruluşlar..

Ama esas aramızda bu müsveddelere prim verenler var!

Başta belediye başkanları olmak üzere tüm yerel yönetim yetkililerine çağrıda bulunuyorum;

Gerçek gazetecilerle; işi sadece kent, toplum ve vatandaşa hizmet amaçlı habercilik yapmak olan basın emekçileri ile şantajcıları birbirinden ayırınız.

Aslında onları en iyi bilenler sizlersiniz.

Tehditçi, şantajcı ve şahsi menfaat temin edici faaliyet içerisinde bulunan sözde gazeteci kimliğini kullanan bu şahıslardan, mesleğimizi temizlemek adına verdiğimiz mücadeleye destek verin.

Kutsal gördüğüm gazetecilik mesleğinin bu kadar ayağa düşmesine gönlüm razı olmuyor!.

İlimizde “gazeteciyiz” demeye utanmaya başladığımız bu günlerde asıl görevi kutsal olan gazetecilik mesleği maalesef son günlerde ciddi anlamda kirlenmiş ve yıpratılarak meslek ayaklar altına alınmış bir durumda.

Ne yazık ki son birkaç yıldır Hatay basınını kanser hücresi gibi saran bir kesim var!

Bu gazeteci müsveddeleri dedikodu, yalan ve iftiralarla geçimlerini sağlıyorlar.

Hiçbir bilgi birikimleri ve emekleri olmadan bu mesleğe sızdılar.

Oturdukları yerden ondan-bundan haber çalarak, ‘kime çamur atarsak, popüler oluruz, yolumuzu buluruz’ şeklinde mesleğimizin utanç duvarına çevirdiler.

Bu kişiler bir an önce medya camiasından uzaklaştırılması gerekir!!

Asıl görevi haber olan, halkı bilgilendirmek olan gazetecilik şantaj, karalama, kirletme, yalan haber, yıpratma gibi unsurları içermez, içermemelidir.

Gazetecilikle ilgisi olmayıp, şantajcı- çıkarcı anlayışla habercilik yapanları hep birlikte önleyelim ve bu kişilerle ilgili gereken tedbirleri acil olarak hayata geçirelim.

Aksi taktirde bu çürümeden hep birlikte sorumlu oluruz!.

Cemiyetlerin bu işi tek başına yapması mümkün değil!

Hatay’da yayın yapan günlük gazeteler ile bir araya gelerek ortak karar alınması etik kurulu gibi bir mekanizmayı harekete geçirmesi en doğru bir karar olacaktır.

İster sosyal medya da olsun ister internet gazeteciliği olsun fark etmez!

Bunların önüne geçme zamanı geldi de geçiyor bile!

Bir gazeteci, yazdığı yazı hakkında asılsız ve mesnetsiz yayınlarla karalama yapması, bel altına vurması, tehdit etmesi, şantaj yapması asla gazetecilik değil..

Daha ötesi.. Namertlik, ikiyüzlülük ve ahlaksızlıktır...

Öyleyse mesleğimizi bu ahlaksızlardan temizleme zamanı gelmiştir!

“GAZETECİLİK ÇAMUR ATMA MESLEĞİ DEĞİLDİR!”