KESK Hatay Şubeler Platformu ve Hatay Akademik Meslek Odaları Koordinasyonu Kurulu (HAMOK), ortak açıklamasında, tam da şimdi zeytinlikleri koruma zamanı olduğunu bildirdi.KESK Hatay Şubeler Platformu Sözcüsü Özgür Tıraş ve HAMOK Dönem Sözcüsü Cem Hüzmeli’nin de hazır bulunduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:“Zeytinliklerimizin madencilik, enerji, petrol ve doğalgaz arama, jeotermal tesisler, sanayi, turizm, imar amaçlı talanına yönelik girişimler geçmişten günümüze gündemden düşmüyor. Anayasa ve de yasalardaki koruyucu hükümlere rağmen 2002 yılından beri sürekli gündeme gelen mevzuat değişiklikleri, doğayı ve tarımı korumaya duyarlı kesimlerin toplumsal mücadelesi ve hukuk mücadelesi ile defalarca yargı tarafından durduruldu.En son, 2017 tarihli Maden Yönetmeliği’nin 115. maddesine, 1 Mart 2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklikle eklenen fıkra, zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır. Anayasal Hukuk Devletinde “Normlar Hiyerarşisi”ne göre; Yasalar Anayasaya, Yönetmelikler ise Yasalara aykırı düzenlenemez. Anayasa’nın 44. ve 45. maddeleri; tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını düzenlemektedir. 1939 tarihli Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun; zeytinliklerin korunmasını ve geliştirilmesini düzenlemektedir. Zeytinlik alanların daraltılamayacağını belirten Yasaya göre; zeytinliklerin 3 kilometre yakınında zeytin işleme tesisi dışında toz çıkaran hiçbir tesise izin verilemez.ZEYTİNLİKLERİN GELECEĞİ ADINA CİDDİ BİR TEHLİKEDİR2017 tarihli Maden Yönetmeliği zaten gerekli istisnaları madencilik lehine vermişken, 1 Mart 2022 tarihli yönetmelik değişikliği ile Ege’de ve de ülkemizin her yerindeki zeytinliklerimizin talanına normlar hiyerarşisine aykırı bir şekilde yeni bir yasal kılıf hazırlanmaktadır.Yönetmelik değişikliği ile tarım alanlarını, meraları, zeytinlikleri, ormanları korumak yerine enerji amaçlı kömür ve jeotermal faaliyetlerde belli şirketlere yönelik yeni imtiyazların gündeme getirilmesi kabul edilemez. Değişiklikte yer alan “kamu yararı” kavramı geçmişteki olumsuz uygulamalar ortada iken zeytinliklerin geleceği adına ciddi bir tehlikedir ve kabul edilemez.Faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirme taahhüdü, geçmiş uygulamalar dikkate alındığında işlevsizdir ve kabul edilemez. Asırlık zeytinliklerin belli şirketlerin kârı için taşınmaya çalışılması ya da şekilsel yeni zeytinlik dikilmesi taahhüdünün bilimsel hiçbir açıklaması yoktur ve kabul edilemez. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın temel görevi zeytinlikleri koşulsuz korumak, zeytin ve zeytinyağı üretimini artırmak iken, bu görevini yok sayarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın doğayı ve tarım alanlarını yok edecek uygulamalarına rıza göstermesi, aracılık yapması kabul edilemez. Bir yandan kamuoyunu doğru bilgilendirerek ülke düzeyinde toplumsal mücadelemizi sürdüreceğiz. Diğer yandan eş zamanlı olarak yönetmeliğe karşı her türlü yasal yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz. Yönetmelik değişikliği ile verilecek yeni izinler için de hukuki süreci işletileceğiz.”