Yargıtay Onursal Başsavcısı ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, hazırlanmakta olan yeni Anayasanın kazık bir Anayasa olacağını iddia etti.
Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay Şubesi tarafından Antakya Meclis Kültür Merkezinde Tuzak Anayasaya Hayır konulu panel düzenlendi.
Düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, Galatasaray Üniversitesi Anayasa Profesörü Necmi Yüzbaşıoğlu’nun yanı sıra, Atatürkçü Düşünce Derneği Doğu Akdeniz Bölge Temsilcisi Levent Güngör, CHP Hatay İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın eşi Nazan Savaş, CHP Antakya İlçe Başkanı Hasan Ramiz Parlar, CHP Defne İlçe Başkanı Mehmet Gönenç, Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, CHP Hatay İl Kadın Kolları Başkanı Av.Filiz Haksöz, Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Irmak ve Gençlik Kolları Yönetimi, CHP Defne Gençlik Kolları Başkanı Ali Kemal Kazar ve vatandaşlar katıldı.
Gazeteci Mehmet Ali Solak’ın sunduğu panel saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı’yla başladı. Panel ile ilgili kısa bir konuşma yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay Şube Başkanı Kezban Kuran, anneler gününe denk gelen panelde başta Mustafa Kemal Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanım’ın ve tüm annelerin anneler gününü kutladı.
KURAN: AŞIRI ÖZGÜRLÜK KÖLELİĞİN EN AĞIRINI GETİRİR
2400 yıl önce Platon (Eflatun) tarafından ele alınan Devlet adlı eserinden kısa bir kesit sunan Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay Şube Başkanı Kezban Kuran; “2400 yıl önce yazılmış ve özellikle bugünleri iyi anlatan Eflatun’un, Devlet adlı eserinde şöyle demiş Eflatun, “Demokrasilerde işsiz güçsüz takımı devletin başına geçer. Ama bunların en tehlikelileri ağzı iyi laf yapan gündelik sorunlara çözüm getirenlerdir. Bu kişiler düzen içinde yaşayıp zengin olanlardan vergi toplar ve bu paraları genellikle kendileri için harcar bir kısmını da yine İşsiz güçsüz halk kitlelerini sus payı olarak dağıtırlar. Bu arada zenginler için haksız suçlamalarda bulunurlar ve halkı zenginlere düşman ederler. Halkı oligarşi tekrar gelecek diye korkuturlar ve halk kendine bir koruyucu seçer. Halkın başına geçen koruyucu çokluğun kendine kul köle olduğunu görünce yurttaşların kanına girmeden edemez. Lekeleme yolunu tutar, onu bunu suçlayıp mahkemelerde süründürür, kimini sürer kimini öldürür. Böyle bir adam zorba devletini kurmuş ve zorba olmuştur. Zorba hükümranlığını sürdürmek için sürekli şiddete başvurmak zorundadır. Kimlerde yürek, üstünlük, akıl, kudret görürse bu kişileri bir şekilde tasfiye eder. Halk yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Zenginler özgürlüklerini alacak zannederken eli sopalı biri tarafından köle gibi yönetilmeye başlanmıştır”ifadesinde bulundu.
GÜNGÖR: YENİ ANAYASA’YA KARŞI BİRLEŞELİM
Atatürkçü Düşünce Derneği Doğu Akdeniz Bölge Temsilcisi Levent Güngör’ün yönettiği panel’e konuşmacı olarak katılan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, yeni anayasanın büyük bir tuzak olduğunu iddialarında yer vererek, başta muhalefetin ve vatandaşların “yeni Anayasaya hayır” demelerinin yeterli olmayacağını savunarak herkesi yeni Anayasaya karşı tek bir çatı altında birleşmeye davet etti.
KANADOĞLU: DOKUNULMAZLIK TUZAĞINDAN DOĞRULARLA ÇIKILABİLİR
Yeni Anayasanın Milletin aklıyla alay edilmesinden başka bir şey olmadığını savunan Sabih Kanadoğlu konuşmasına şöyle sürdürdü:
“Demokraside tuzak diye bir şey yoktur. Tuzaklı demokrasi dersek daha doğru bir tanım yapmış oluruz. Tuzaklı demokraside de özgürlükten bahsetmek doğru olmaz. Özgürlük tuzaklarla elde edilebilecek ve insanların özgür yurttaş yetişmesine yardımcı olacak bir sistem değildir. Bu nedenle biz bu Anayasa tuzağına nerden geldik diye bakarsak öncelikle 2003’ten-2004’ten itibaren devamlı olarak tuzaklarla karşılaşıyoruz. Bu tuzaklar 4+4+4, türban olayının istismarı, Laiklik ilkesinin nasıl ayaklar altına alınması gibi olaylarla karşımıza çıkıyor. Ayrıca Meclis Başkanının “Laiklik yeni Anayasada olmaması lazım” demesi ve en son dokunulmazlıklarla ilgili yapılan çalışmaların hepsinin ne kadar büyük bir tuzak olduğunu görüyoruz.”
Dokunulmazlığın gerçek bir tuzak olduğunun altını çizen Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, dokunulmazlık tuzağından nasıl çıkılacağını katılımcılarla paylaştı. Dokunulmazlık tuzağından doğruları söylemekle çıkılabileceğinin altını çizen Sabih Kanadoğlu, vatandaşların bu konuları herkese anlatmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
YÜZBAŞIOĞLU: ASIL ANAYASAMIZ 1924 ANAYASASIDIR
Galatasaray Üniversitesi Anayasa Profesörü Necmi Yüzbaşıoğlu ise Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olmadığına dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yeni Anayasa istemek aslında var olan Anayasayı kaldırmaktan başka bir şey değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası bellidir. 1924 Anayasası. 1921 Anayasası aslında Anayasa değildir. Asıl Anayasamız 1924 anayasasıdır. 1921 Anayasası bir geçiş anayasasıdır. O dönemin şartlarıyla oluşturulmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin nasıl işleyeceğini ortaya koyan bir anayasadır. 1961 ve 1982 yıllarındaki anayasalar ise darbelerden dolayı mecburen değişmiştir. Her iktidar Anayasayı değiştireceğim derse bu keyfiyetten başka bir şey değildir ve halkın yeni bir Anayasaya ihtiyacı yoktur. Millet yeni Anayasa istiyor diyerek yeni bir Anayasanın hazırlanması örneği de yoktur. Böyle bir şey olamaz. Çünkü Anayasa siyasal iktidarı kurumsallaştıran, siyasal iktidarın nasıl oluşacağını, nasıl işleyeceğini gösteren bir belgedir. Anayasaya göre kurulmuş olan bir iktidar nasıl olur da kendini var eden Anayasayı değiştirebilir? Bu Anayasanın mantığına aykırıdır. Bu mevcut düzene de aykırıdır.”
Panel karşılıklı soru-cevap eşliğinde sona erdi. Panelde ayrıca Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay Gençlik Kolları tarafından salonda bulunan annelere çiçek dağıtıldı.