Hatay Valisi Mustafa Masatlı 23 Temmuz 1939’da Hatay’ın ana vatana katılışının 85. yıl dönümü vesilesiyle bir kutlama mesajı yayınladı.
Vali Masatlı mesajında; “Binlerce yıllık tarihi boyunca farklı medeniyetlerin, kültürlerin ve inançların buluşma noktası olmuş bu topraklar; insanlığın varoluş serüveninde de önemli bir rol oynamış, barış ve hoşgörünün sembolü olmuştur. Ancak, Medeniyetler Beşiği Hatay’ımız tam anlamıyla asıl kimliğini ve ruhunu, 23 Temmuz 1939’da Ana Vatana katılmasıyla bulmuştur. Bugün Hatay’ımızın hem ülke tarihimiz hem de dünya siyaseti için önemli yeri olan Ana Vatana katılışının 85. Yıl dönümünü, milletçe idrak etmenin onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Tarihi bir perspektiften baktığımızda; Aziz Milletimizin zekası, seciyesi, irfanı ve kararlılığıyla elde ettiğimiz büyük bir diplomasi zaferi olarak tarihte mümtaz yerini alan bu tarihi bütünleşme, sadece coğrafi bir birleşme değil, aynı zamanda Milletimizin ruhunun derinliklerinde mayalanmış ve karakterinin en belirgin şiarı olan birlik ve beraberlik arzusunun da en somut tezahürüdür. Hataylı kardeşlerimizin gösterdiği inanç ve kararlılık, vatan sevgisi ve milli irade, bu bütünlüğün en güzel örneklerinden biridir. İşte bunun içindir ki tarihi, sosyo-kültürel yapısı, jeopolitik konumu bakımından ülkemizin göz bebeği Hatay’ımız, kendi kaderine asla bırakılmamış ve ilanihaye de bırakılmayacaktır. Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle “Kırk Asırlık Türk Yurdu” düşman eline bırakılamazdı, bırakılmadı. İşte, Hatay’ımızı Ana Vatana katmak için büyük çaba gösteren bu milli vicdandır. Hatay’ımızın 5 Temmuz 1938’de başlayan yeniden Türkiye’ye katılma süreci, Hatay Millet Meclisi’mizin, 29 Haziran 1939’da oy birliği ile Türkiye’ye katılma kararı almasıyla devam etti. Bu tarihi bütünleşme 23 Temmuz 1939’da yapılan Ana Vatana Katılış Töreni’nde, Antakya’da kışladan Fransız bayrağı indirilerek Şanlı Türk Bayrağı’mızın göndere çekilmesiyle taçlandırıldı. Böylece, 67’nci vilayetimiz kurulmuş oldu. Millî bir davaya yönelik bakış açısıyla; tek başına bir devlet olmaktansa, Türkiye Cumhuriyeti’mizin şanlı bir ili olmayı tercih eden kadim şehrimiz Hatay’ımızın vatansever insanları, şanlı ve şerefli tarihiyle Türk tarihinin de her daim bir parçası olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bu olay, aynı zamanda Milli kimliğimizin belirleyici vasfını haiz; vatana, bayrağa ve tüm mukaddes değerlerimize aidiyet duygumuzun kuvvetli bir dışavurumudur. Milletçe bir olabilmemiz, iri olabilmemiz, diri olabilmemiz ancak ve ancak millî ve manevî bağlarımızın bütün olarak korunabilmesiyle mümkündür. 3 bin yıllık tam bağımsız Devlet geleneğimizde, hiçbir zaman en ufak bir tavize müsaade etmediğimiz vatanımızın bütünlüğü ve Aziz Milletimizin bağımsızlığı, bundan böyle de varlığımızın teminatı olarak bilinecek ve bu şuurla hareket edilecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla büyük ve müreffeh geleceğimizi emin adımlarla inşa ederken de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hatay benim şahsi meselemdir” sözü, temel ilkemiz olacaktır. Buradan hareketle bilinmesini isterim ki; Misâk-ı Milli sınırlarımız içerisinde, Aziz Şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş her karış toprağımız, şahsi meselemizdir. Gücümüzün, kararlılığımızın, birlik ve beraberliğimizin dayanağı budur. Bu duygu ve düşüncelerle Hatay’ımızın ana vatana katılmasının yıl dönümünü kutluyor; başta Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve dönemin Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen olmak üzere bu milli dava uğruna çaba harcayan herkesi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyor; Hataylı hemşehrilerimize ve bütün vatandaşlarımıza en kalbi duygularımla saygı ve sevgilerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.