Gümrük Müşaviri / Yazar Mehmet Çardak, “Türk ekonomisinin reforma ihtiyacı” olduğunu savundu.
Çardak, yaptığı basın açıklamasında, Fetullah Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz gecesi kalkıştığı askeri darbe girişiminin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana gövdesini oluşturan Atatürkçü kanat, Emniyet güçleri ve tüm kesimleriyle milletimiz tarafından bertaraf edildiğini ileri sürdü.
Türkiye’nin seçimle gelen iktidarını devirip iktidarı ele geçirme niyetiyle girişilen bu darbe sonrasında milli birlik ruhunun güçlendiğini, iktidarı, muhalefeti ve tüm toplumsal kesimleriyle demokrasiye sahip çıkıldığına dikkati çeken Çardak, şöyle devam etti:
“Ancak darbe sonrası yurtdışında belirsizlik havası oluşmuştur. Yaşanan bilgi kirliliği, hukuktan uzaklaşma ve siyasi istikrarsızlık algısının dışarıda yol açtığı güven kaybı nedeniyle Türkiye’nin küresel ekonomik ilişkilerini, dış yatırım çekebilme kabiliyetini, özetle topyekûn ülke ekonomisini; yani 80 milyon halkın refahını, işini, aşını tehdit eder bir nitelik kazanmıştır.
Bu sebeplerle darbe sonrası ekonomik alanda ortaya çıkan sürecin iyi yönetilmesi, ülkemiz ekonomisinin bir darbeye maruz kalmaması için alınması gereken önlemler en az darbecilerle mücadele kadar önem taşımaktadır. Bugün itibariyle Türkiye, ekonomik açıdan da çok önemli ve kritik bir noktadadır!
EKONOMİDE OLAĞANÜSTÜ HAL
Elbette ki Türkiye ekonomisinin uzun yıllar boyu birikmiş sorunları vardır. Bunlara yönelik köklü reformlara gidilmesi zaten gerekiyordu. Ancak 15 Temmuz travması sonrasında, akut sorunlar ve tehditler ortaya çıkmıştır. Ekonomide olağanüstü haller yaşanmaktadır. FETÖ Terör Örgütü ile bağlantılı çalışan işadamları taranmaktadır. Ekonomide acil önlem alınması hayati önem kazanmıştır.
Bu süreçte uluslararası piyasalarla ilişkilerin, finansal sistemde istikrarın ve iç piyasada rahatlamanın sağlanması ve spekülatörlere fırsat vermeden hızla 15 Temmuz öncesine dönülmesine hizmet edecek önlemlerin acilen alınması gerekmektedir.
Bu çerçevede, Meclis’te kabul edilen ve prim affı, vergi affı, esnafa ÖTV’siz araç teşviki ve cep telefonuna vergi gibi düzenlemelerle milyonları yakından ilgilendiren yeni torba yasası ile ekonomiye nefes aldırmaya çalışılmaktadır.
Keza TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve bugünlerde Genel Kurul’da görüşülmekte olan en son torba yasa tasarısıyla TRT, PTT, Atatürk Orman Çiftliği, ÇAY-KUR ve Milli Piyango’nun da aralarında olduğu 100’den fazla kamu kuruluşunun satışının önü açılmaktadır.
Dolayısıyla da ekonomide de olağanüstü haller yaşanmaktadır. İktidar ve TBMM başta olmak üzere ilgili her kesim üzerine düşeni yapmaya çalışmaktadır.
Ama yetmez! Ekonominin yapısal sorunlarının acilen akılcı ve kalıcı reformlara ihtiyacı vardır!
İSTİKRAR İÇİN ACİL ÖNLEMLER
Öncelikle OHAL, ekonomik alanda cadı avına dönüşmemelidir. İş dünyasında suçlu ile suçsuz ayırt edilmeli ve yasalar çerçevesinde hareket edilmelidir. Ekonomiyi menfi yönde etkileyecek ve küçültecek kararlardan vazgeçilmelidir.
Özellikle tüketime dayalı, konuta dayalı, hormonlu ekonomi anlayışı terk edilmelidir. Ekonomide üretime dayalı, iş, aş, yatırım, istihdam, ihracat ve kalkınma odaklı yeni bir büyüme modeli benimsenmelidir.
Başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya, Türkiye’nin bir ‘hukuk devleti’ olduğu mesajı verilmelidir. Ödemeler dengesi, bütçe ve istihdam için köklü yapısal reformlara gidilmelidir.
Yatırım ortamı güçlendirilerek, yatırımcıların güvenini artıracak acil teşvikler devreye alınmalıdır.
Komşu ve çevre ülkelerde yaşanan sorunları devam ettirecek politikalar acilen terk edilerek; barışa, dostluğa ve iyi komşuluk ilişkilerine hizmet eden bir dış politika tercih edilmelidir. Ve acilen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkelerine dönülmelidir! TBMM’de kurulan Darbeyi Araştırma Komisyonu’na bütün partiler gibi biran önce Adalet ve Kalkınma Partisi de üye vermeli ve bu darbe girişiminin ana sorumluları da siyasal ayağı da ortaya çıkarılmalıdır.
TBMM Araştırma Komisyonu’nun 15 Temmuz darbe girişimini her açıdan araştırması, sorumlularını saptaması, yargı yolunu açması, tüm karanlıkları aydınlatması ve sonucunu da Türk kamuoyuna açıklaması lazımdır.”