Hatay’ın İskenderun ilçesinde bir esnafın 20 yıllık GSM telefon hattını ele geçiren dolandırıcılar tarafından, bir bankadan aldıkları kredi ve kredi kartıyla toplam yüz bin TL dolandırıldı.
Teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği günümüzde, dolandırıcılık yöntemleri da sınır tanımaz ve akıl almaz boyutlara ulaştı. İskenderun’da bir Esnaf hiçbir işlemin kendisine ait olmadığı yeni bir dolandırıcılık yöntemiyle mağdur edildiği belirlendi. İskenderun’da esnaflık yapan Mehmet Dal bir süre önce kendisinin cep telefonuna gelen mesaj ile hayatının karardığını söyledi.
20 yıldır kullandığı GSM numarasına gelen mesajıyla hattının başka operatöre nakledildiği, işlemin de kendisinin gerçekleştirdiğini öğrenen Mehmet Dal “Başka bir operatöre geçileceğini, işlemlerin 48 saat içerisinde gerçekleşeceğini ve mesaj iletilerek bana gönderileceğini söylediler. Ben o operatörü aramaya çalıştım, ulaşamadım. 20 yıldır kullandığım hattımı benden habersiz başka bir operatöre taşıyorlar. Kendi operatörümü ve geçiş yapılacak operatörü ne kadar aradıysam, bu işlemleri benim gerçekleştirmediğimi söylesem de bir türlü engelleyemedim” dedi.
BANKADAN ADIMA KREDİ ÇEKMİŞLER
Müşteri hizmetlerinin bir dilekçe yazmasını istediğini ve gönderdiğini aktaran Mehmet Dal şunları söyledi: “Ben bu işlemi gerçekleştirmedim. Ya bu hattı kapatın ya da başka operatöre çevirmelerini istedim. Karşılık olarak Yapacağımız bir şey yok, hat başkasına devredilmiş, şu anda yasal sahibi siz değilsiniz dediler. Hattımı sahte belgelerle başkasının adına geçirdiler ve hattım kapandı. Savcılığa hattımın çalındığına ve operatörlerden şikâyetçi olduğuma dair müracaat ettim. Özel bir bankadan beni aradılar herhangi bir kredi talebi veya kredi kartı talebinde bulunup bulunmadığımı sordular. Hayır, bulunmadım ve en yakın şubelerine geçmemi rica ettiler. Şubelerine gittim, bana bir sürücü belgesi gösterip, bilgilerin bana ait olup olmadığını sordular. Fotoğraf ve imza hariç bilgiler bana aitti. Bu da bilgim dışında gerçekleşmiş bir dolandırıcılık, savcılığa şikayette bulundum. Adıma kredi çıkarılmış, bankanın mesajlarına baktığımda hesaplarımda bir hareketlilik olduğunu fark ettim. Bankayı aradım, adıma kredi talebinde bulunulduğunu, kredi çekildiğini söylediler”
GSM operatörleri yüzünden büyük mağduriyet yaşadığını anlatan Mehmet Dal “Elli bin TL ihtiyaç kredisi, yirmi altı bin TL’ye yakın da kredi kartımdan almışlar. Adıma çekilmiş olan kredinin ödeme dokümanı, toplamda yetmiş sekiz bin TL’ye yakın ödemeyi altmış aya bölmüşler” dedi.
YASAL SÜREÇ BAŞLADI
Dolandırılan esnaf Mehmet Dal’ın Avukatı Deniz Can Kızıl, bir operatör şirketinin kimlik doğrulamasını yalnızca bir fotokopi üzerinden yapması ve bir güvenlik açığı oluşması sonucu müvekkilinin kendi isteği olmaksızın başka bir operatöre geçirilmesiyle yaşanan mağduriyetinin önemine dikkat çekti.
Avukat Kızıl, müvekkilinin önceki operatörle olan bağı kesilip, bankacılık online işlemlerinde, kredi işlemlerinde ve birçok işlemde telefon doğrulaması kullanıldığından dolayı, telefonu da eline geçiren dolandırıcıların çok rahat bir şekilde diğer banka işlemlerini de yapabildiklerini söyledi.
Burada rükû bulmuş suçların kredi veya banka kartlarını kötüye kullanma suçu olduğunu vurgulayan Avukat Kızıl, “Ehliyetin üzerine suçluların kendi fotoğraflarını koyup yeni bir ehliyet yaratmalarından dolayı resmi belgede sahtecilik suçu bir de dolandırıcılıkta banka veya kredi kuruluşlarını aracı kullanmaktan nitelikli dolandırıcılık suçları somut olayda vuku buluyor. Biz gerekli suç duyurularını yaptık. Bankaların nezdinde imzalanan kredi sözleşmelerinde müvekkilin imzası olmadığı için bunlarla ilgili haklarımızı saklı utmak üzere hukuk davalarımızı açtık” şeklinde konuştu.
6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanununa vurgu yaparak Avukat Kızıl, şunları kaydetti: “Bu olayda vatandaşın ehliyeti bir şekilde kötü niyetli üçüncü şahısların eline geçmiş, bu kimlik de, pasaport da olabilirdi. Kimliğimizi veya ehliyetimizi hangi kurumlara verdiğimizi bunun neden istendiğini sorgulamamız gerekiyor. Şu anda biz müvekkilin ehliyetinin onun isteği dışında elinden nasıl çıktığını bilmiyoruz. Ehliyet fotokopimizi verdiğimiz ilgili tüzel kişiliklere ve kurumlara da başvuracağız. Ehliyetin o kişilik veya kurumlardan çıkıp çıkmadığının tespiti ile ilgili de ilerleyen günlerde Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na da gerekli başvuruyu yapacağız. Bu bağlamda artık bankaların yalnızca telefon doğrulaması şeklinde değil başka kimlik doğrulama yöntemlerini kullanması gerekliliğini de görüyoruz”