Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte ortodontik tedavi talebinin de hatrı sayılır ölçüde arttığını ileten Hospitadent Diş Hastanesi Ortodonti Uzmanı Dr. Hatice Kübra Demirtaş Kavaz, “Ortodontik tedavilerle ilgili hastaların doğru bildiği yanlışlar var. Diş telinin, diş kökü ve kemiklere zarar vereceği, çürük oluşumuna neden olacağı söyleniyor. Bunlar tamamen yanlış ve kulaktan dolma bilgilerdir. Ortodontik tedavi hastanın ağız bakımına azami özen gösterdiği ve 4-6 haftalık periyodik kontrollerine uyduğu sürece ömür boyu sağlıklı ve düzgün dişler sunar” diye konuştu.
Hospitadent Diş Hastanesi Ortodonti Uzmanı Dr. Hatice Kübra Demirtaş, halk arasında tel tedavisi (ortodontik tedavi) hakkında doğru bilinen yanlışları açıkladı.
İşte O Açıklamalar!
1.Çapraşık dişler zamanla düzelir.
Hayır düzelmez. Üst çene ve/veya alt çenesi normalden ileri veya geride olan, üst dişleri alt dişlerini çok fazla örten ya da hiç örtmeyen, dişleri çapraşık veya boşluklu olan, diş eksikliği, diş fazlalığı veya gömülü dişleri bulunan bireylerin ortodontik tedavi ihtiyacı bulunmaktadır.
2. Diş teli, çürük ve leke oluşumuna neden olur.
Hayır diş teli çürük oluşturmaz. Diş teli takmadan önce nasıl ağız ve diş bakımımıza özen gösteriyorsak aynı özeni diş teli varken de göstermeliyiz. Çünkü ortodontik tedavi süresince ağız içerisinde diş tellerine bağlı olarak gıda artıklarının mesken edineceği daha çok tutucu alan oluşur. Ağız ve diş bakımı tam olarak yapılmaz, dişler fırçalanmaz, hijyen alışkanlığı kazanılmaz ise çürük oluşumu kaçınılmazdır. Kısacaağız hijyeni tam olarak sağlandığında diş teli çürük oluşturmaz.
Diş teli leke de yapmaz. Halk arasında leke diye tabir edilen aslında etkili fırçalama yapılamaması sonucunda oluşan white spot denilen beyaz nokta çürükleridir. Beyaz nokta bu çürüklerin genel adıdır, bu çürükler sarı turuncu lezyonlar şeklinde de oluşabilir.
3. Dişlerin tel ile yerlerinin değiştirilmesi diş köklerine ve kemiklere zarar verir.
Hayır vermez. Öncelikle dişin nasıl hareket ettiğinin bilinmesi gerekir. Ortodonti tedavisinde dişlere en basit tabiriyle itme ve çekme kuvvetleri uygulanır, dişlere uygulanan kuvvetler fizyolojik yani dokuya zarar vermeyen kuvvetlerdir bu kuvvetler sayesinde dişin gittiği yerde kemik yıkımı olurken geldiği yerde ise yeni kemik yapımı olur. Bu sayede tedavi esnasında dişlerde minimal düzeyde sallanmalar olmasına karşın diş yuvasından çıkmaz. Kısaca dişlerin tel ile yerlerinin değiştirilmesi diş köklerine ve kemiklere zarar vermez.
4. Tel tedavisinden sonra dişler eski halini almaz.
2. aşama tedavi olan pekiştirme tedavisi yapılmadığı takdirde dişler eski haline döner. Ortodontide temel bir kural vardır. Dişler daimi tedavi öncesindeki konumlarına dönmek isterler. Bu nedenle pekiştirme tedavisiyle birlikte mevcut düzelmenin kalıcı hale getirilmesi çok önemlidir. Bu tedavi dişlerin iç kısımlarına retainer denilen tellerin yapıştırılması ve hastanın aktif tedavi sıklığında olmasa da dönem dönem kontrol edilmesi durumudur. Hastalar pekiştirme tedavisi hakkında en çok ‘’Zaten 1.5 senedir tel takıyorum tam çıktı derken simdi de iç kısma mı tel takacaksınız ?’’ diye yakınırlar ancak pekiştirme tedavisinde kullanılan teller son derece ince olan ve takıldıktan 3 gün sonra varlıkları dahi hissedilmeyen tellerdir.
5.Yaşça büyük kişiler diş teli takamaz, taksa da işe yaramaz.
Hayır, yaşça büyük kişiler de takabilir! Çapraşık dişler yalnızca çocuk yaşlarda düzelir düşüncesi de doğru bilinen bir yanlıştır. Diş teli her yaşta takılabilir. Günümüzde tel tedavisi talebiyle ortodontiste başvuran erişkin hasta sayısı oldukça fazladır. Erişkin hastalarda daimi diş kayıpları sonucu oluşan boşluklara komşu dişler devrilir ve bu durum ideal protez ve/veya implant yapımını imkansız hale getirir. Bu sebeple günümüzde bu tarz problemler için kısa süreli ortodontik tedavi talebi erişkin hastalar arasında oldukça yaygındır.
Ancak çene problemlerinin tedavisi için ağaç yaş iken eğilir atasözü geçerlidir. Erişkin hastalardaki çene problemleri ciddi boyutlarda değilse kompanzasyon denilen maskeleme tedavisi uygulanarak diş hareketleriyle çene problemleri maskelenebilir. Buna rağmen erişkin hastalarda ileri boyuttaki çene problemlerinin tedavisi için cerrahi alternatifler düşünülmelidir.