Hatay Mimarlar Odası Temsilciliği, “Dünya Mimarlar Günü” mesajında, tarımsal arazilerin imara açılması ile rant uğruna betonlaşmanın önüne geçilmesi yanı sıra, doğa ve kültür değeri olan eserlerin korunmasının yaşanabilir kent için vazgeçilmez kriterler olduğunu bildirdi.
Hatay Mimarlar Odası Yönetimi adına Başkan Mustafa Özçelik imzasıyla yayınlanan “Dünya Mimarlık Günü” mesajında, Birleşmiş Milletler-UNESCO tarafından Ekim ayının ilk Pazartesi gününün Dünya Mimarlık Günü olarak tanımlandığı hatırlatıldı ve şöyle denildi:
“Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA), 2016 Dünya Mimarlık Günü Temasını 'Daha İyi Bir Dünya Tasarla' (Design a Better World) olarak belirlemiş ve üye ülke mimarlık örgütlerine iletmiştir. Türkiye Mimarlar Odası, belirlenmiş olan temayı, beş önemli eksende toplumla ve mimarlarla paylaşmayı önemsemektedir.
Daha iyi bir dünya, barış, demokrasi, hukuk, haklar ve özgürlükler ile ve bu değerlerin mekansallaştığı kamusal alanın nitelikli tasarımı ile olanaklıdır ve mimarların da bütün bu başlıklarda önemli sorumlulukları bulunmaktadır.
Barışın egemen olduğu, savaşların ve terörün yeryüzünden silindiği, insanların mülteci durumuna düşürülmediği, vatansızlaştırılmadığı, yaşam güvencelerinin sağlandığı, çevre ve kültür değerlerinin korunduğu bir dünyanın mümkün olduğu bilinmelidir.
Başta yaşama hakkı olmak üzere, temel insan hak ve özgürlüklerinin güvenceye alındığı, laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı ve anayasal, bilimsel, demokratik kurumlar ile kullanıcıların karar süreçlerinde yer aldığı, açık, şeffaf, hesap verebilir yönetim anlayışı insan yaşamı için temel güvencedir.
Bu evrensel değerlerin, insan yaşamını doğrudan etkileyen, sosyal, ekonomik, kentsel ve mekânsal gelişme süreçlerinde temel ilkeler olarak ödünsüz uygulanması ve sürekliliği 'daha iyi bir dünyanın olmazsa olmaz politikasıdır.
Küresel ekonomi baskılarının tehdidi altında bulunan; havanın, suyun, toprağın, doğanın ve kültürün, kentsel ve kırsal mekânın kısaca yaşam kaynaklarının korunması, herkes için öncelikle de karar vericiler için esas bir sorumluluktur.
Yeryüzünde sorunlar yelpazesi büyüdükçe ve yoğunlaştıkça mimarlığın, planlamanın ve tasarımın, insanlar için daha iyi bir gelecek sağlamadaki yenilikçi ve yaratıcı gücü bugün çok daha büyük bir önem taşımaktadır.
Ülkemizde ve kentimizde, doğanın ve kültür varlıklarının tahribine, tarım alanlarının imara açılmasına, yaşadığımız çevrenin rant baskısıyla tamamen betonlaşmasına yol açan politikalara son verilmesini 'daha iyi bir dünya', 'daha yaşanır bir çevre' için talep ediyoruz.
Yeryüzünde her alanda yaşam kalitelerinin yükseltilmesinde, küresel ekonomi politikalarının doğa, kültür ve mekân üzerin-deki baskısının sonlandırılmasında mimarların, mimarlığın ve tasarımın önemli rolünü vurguluyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.”