Birleşmiş Milletlerin 190. oturumunda kabul ettiği, Dünya Arapça Günü’nü Samandağ Belediyesi Yeni Çarşı salonunda düzenlenen etkinlikle kutlandı. Tüm öğrenci velileri derneği ve Samandağ Belediyesi işbirliğiyle “Dünya Arapça Günü” etkinliği Yeni Çarşı salonunda gerçekleşti. Finnen Nihat Çay’ın sunumuyla yapılan etkinlikte “Finnen Orhan Abu Ali (Karamenni-Tomruksuyu),Edip Bozkurt (Mğayer-Mağaracık), Raife Kont(Levşi-Yeni Mahalle),Gülbahar Özdemir (Jdeydi-Deniz yer aldı.
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yıldız, Samandağ AKAD Başkanı Süleyman Okur, Samandağ Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Hülya Nehir, Belediye Kültür ve Sosyal işler Müdürü Fikret Özçelik ve Vatandaşlar etkinliğe katıldı.
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, “Arapçayı konuşma, okuma, yazmasıyla, grameriyle, bilimsel yönüyle öğreneceğiz. Bu iş çok kolay bir şey değil. Çocukluğumu hatırlarım Arapça konuşabiliyorduk ama okuma bilmediğimiz için Arapça bir yazı görürdük öpüp başımıza koyardık bu Kuran-ı Kerim’den bir parçadır diye. Arapça konuşmayı evde öğrendik. İlk okulla tanışana kadar Türkçe konuşmayı bilmezdik. Türkçeyi okulda öğrendik. Bu yönü ile bu bölge insanı şunu fark etmiş birçok yerle fark yaratacak şekilde başarılara imza atmış bu başarıların altında da 2 dilli olmamızın yattığını düşünüyorum. Bir tarafta da çocukları ile Türkçe konuşmak Türkçe anlaşmak bir moda haline geldi. Bunun nedeni utandırıldık kendi ana dilimizden. Arapça gırtlaktan çıkan bir dildir böyle olunca daha kaba konuşuyoruz Türkçeyi. Bununla ilgili Hatay dışında bir yere gidil dimi siz Arap mısınız siz Hataylı mısınız diye fark edilinirliğimiz arttı. Bu şekilde olunca bu bir suçmuş, ayıpmış, eksikmiş gibi hissettirildi bize. Ama dünya bunlarla değil çok daha ötesi ile ilgileniyor. Dünyanın her yerinde kendi dillerinde eğitim öğretim bir haktır. Biz ulus, devlet mantalitesi 1927 yıllarda bu bir modeldi kendi sınırlarımız içinde yaşayan vatandaşları ne kadar homojenleştirirsek ne kadar tek tipleştirirsek o kadar bu ülkenin vatandaşlaştırırız gibi bir fikriyat vardı. Belli bir zaman sonra bu fikriyat tutmadı. Biz bu ülkenin birliği, dirliği, selameti için her şeyi yaparız ama bir o kadarda kendimizi yaşayalım istiyoruz. Bugün bunun kendimizi yaşamanın koşulları var. Kurduğumuz bir vakıf var ve vakıf üzerinden dil okulu kuruyoruz. Dil okulunun zemin katı bitme aşamasına geldi. Bir veya bir buçuk yıl içerisinde hizmete girecek. 6-7 tane sınıfımız olacak farklı farklı yaş gruplarına ve meslek gruplarına hitap edecek eğitimler verilecek. Ve burada sadece Arapça eğitimleri verilecek. Bu dil okulunun bu bölgenin duruşuna ve kültürüne büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi.
