Kıyı Kenar Çizgisi mağdurları 75. Yıl Cumhuriyet Parkında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasına Kıyı Kenar Çizgisi mağdurlar,  CHP İlkçe başkanı İbrahim Aydoğan, 24. Dönem milletvekili Av. Refik Eryılmaz, Esnaf odası başkanı Refik Gümüşoğlu, Terziler odası başkanı Cuma Sahilioğuları, Kuaförler Odası başkanı Hikmet Tunç, ADD, SKD, Samandağ Seracılık Kooperatifi başkanı Hikmet Oruç, Akdeniz Kültür Dayanışma Derneği, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katılarak destek verdi.

TAPULARIMIZI GERİ İSTİYORUZ

Kıyı Kenar Çizgisi mağdurları adına basın açıklamasını Avukat Züheyyir Emir okuyarak şunları söyledi:

“İlçemizdeki kıyı kenar çizgisinin tespiti nedeniyle oluşan mülkiyet sorunlarını dile getirmek ve doğan mağduriyetleri gidermek amacıyla burada toplanmış bulunmaktayız.

İlçemizdeki kıyı kenar çizgisi ilk olarak, 10.05.1961 tarihinde T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Belediye Teknik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırlayıp onayladığı mevzii İmar planı ile tespit edilmiştir. Sözü edilen mevzii imar planı ile 1948 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Samandağ Belediye İdaresine devredilen ve yüz ölçümlerinin toplamı 370 Bin Metre Kare olan tarla vasfındaki Üç büyük kök parsel olan 268 – 938 ve 939 parsel sayılı taşınmazları bir parça halinde tevhit ederek ifrazı sağlanmış ve 197 imar parseli oluşturulmuş ve tüm parseller aynı tarihte imara açılmıştır. Oluşturulan toplam 197 imar parseli arsa olarak ve açık arttırma suretiyle Samandağ Belediyesi tarafından halka satışları yapılmıştır. 1976 Yılında Samandağ Belediyesi tarafından düzenlenen ve onanarak yürürlüğe konulan İlçe İmar Planı ile sözü edilen imar parsellerinin maliklerinin müktesep hakları korunmak suretiyle, yeniden kıyı kenar çizgisi tespit edilerek yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen imar planları ve kıyı kenar çizgisi tespit çalışmaları 04.04.1990 tarihinde yürürlüğe giren kıyı Yasasından önce yapılmış olan tespitlerdir. Bu nedenle, bu yasa hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığı gibi, yasa da mülkiyet hakkının iptali ile ilgili bir hüküm de mevcut değildir. Mahkemece, kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldıklarından bahisle Tapu kayıtları iptal edilen imar parsellerinin, kök tapu kayıtları 1936 yılında Fransızlar tarafından yapılan Kadastro tespiti sonucunda kök parseller tarla olarak Alevi Cemaati Vakfı adına tespiti yapılarak, Kadastro tespiti 28.02.1937 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşmiş bulunan kadastro tespitleri üzerinden On Yıllık Zamanaşımı süresi geçtikten sonra, hiçbir şekilde mülkiyet hakkının iptali mümkün değildir. Taşınmazların mülkiyeti Kadastro tespiti sonucunda oluşmuştur. Kadastro Yasasının On İkinci Maddesinde, kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra, kadastro öncesi haklara dayanılarak açılacak davaların On Yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu ve bu sürenin geçmesinden sonra açılacak davaların dinlenmeyeceği ifade edilmiştir. Bu nedenle,04.04.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3621 sayılı Kıyı Yasasına dayanılarak Özel Mülkiyet olan İmar Parsellerinin İptal edilmesine karar verilmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa, yürürlükteki yasa hükümlerine ve Yargıtay İçtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir. Mahkemece atanan bilirkişiler kurulu aracılığı ile Kıyı Kenar Çizgisinin tespit edilmesi mümkün değildir. Kıyı Kanununun 9.maddesi uyarınca, Kıyı Çizgisi ile Kıyı Kenar Çizgisinin tespitine Valiliğin yetki ve görevleri arasında bulunmaktadır. Hatay Valiliğince ilçemizde yapılan Kıyı Kenar Çizgisi Tespiti halen Bakanlıkta onay için beklemektedir. Yeni tespit edilen Kıyı kenar çizgisi ile tüm İmar parsellerinin kazanılmış hak olması nedeniyle korunmuşlardır. Onay için bekleyen Kıyı Kenar Çizgisi tespiti çalışmasının onaylanarak kesinleşmesinin sağlanmasına ve kazanılmış hak olan mülkiyetlerin maliklerine iadesinin sağlanmasını yetkili şahıs ve kurumlardan beklemekteyiz.    Sonuç olarak, İlçemizdeki kıyı kenar çizgisi tespiti yasaya ve hakkaniyete uygun değildir. Kıyı Kenar Çizgisinin tespitine mahkemeler yetkili değildir. Kıyı Kenar Çizgilerinin farklı ve yanlış bir şekilde yapılmasından dolayı doğan problemleri ortadan kaldırmak ve halen mahkemede devam etmekte olan tüm davaları sonlandırmak amacıyla ve Tapu kayıtları İptal edilen taşınmaz maliklerinin mülkiyet haklarının iade edilmesinin sağlanmasını tüm yetkili Kurum ve Kuruluşlardan saygı ile talep ediyoruz”