Şair-Yazar-Çevirmen Murat Yurdakul, bir ilke daha imza atarak, Dünya ve Türk Edebiyatında iz bırakan yazarların yer aldığı 'İzdüşüm Senfonisi' söyleşi seçkisi tamamlandıktan sonra kitaplaştırılacağını açıkladı.
Yurdakul, gazetemize yaptığı açıklamada, kitabın tüm gelirini şiddet gören kadınlara yardım eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na bağışlanacağını söyledi. Yazarların katılımıyla edebiyattaki söyleşi çalışması cinsel şiddet cinsel istismara uğrayan kadına şiddetle mücadelede farkındalık sosyal sorumluluk projesinin oluşturulacağını ifade eden Yurdakul, şöyle devam etti:
“Söyleşi seçkisine bugüne dek İtalya’dan Claudio Morandini, Amerika'dan Andy Weir, Stephen King, Tess Gerritsen, İspanya'dan Edgar Borges, Türkiye’den Özge Sönmez, Volkan Hacıoğlu, Burhan Sönmez, Yavuz Ekinci, Fergun Özelli, Feridun Andaç, Jale Sancak, Gaye Boralıoğlu, Ece Temelkuran, Selim İleri, Hasan Ali Toptaş onurlandırdılar.
İz bırakmadan silinip gitme cesaretini göstermiş olan insanlara derin saygı duyduğunu söylüyor Cioran. Yazmanın temelinde bu var. Edebiyatın yazardan yana olması için yazarın edebiyata saygısı olmalı.
Ben sanatta içtenliğe inanan bir insanım. İçtenlikten yoksun hiçbir ürünün karşılık bulmadığı düşüncesindeyim. İnsana dokunamıyorsanız yaptığınız şeyin ne anlamı var? İnsanı iliklerine kadar insana türlü biçimlerde yansıtmak, kendisiyle karşılaşmasını sağlamak… Benim derdim bu.
Edebiyat, sözün estetiğidir. Dil, düşüncenin aynasıdır. İnsanoğlunun dili salt günlük ve yaşamsal iletişim için değil, bilgi ve sanatsal haz için kullanması, insanlık tarihinin en değerli dönemeçlerinden biridir. Bu dönemeç, aynı zamanda gündelik olan ile estetik olan arasındaki kaçınılmaz birlikteliği ve derin ayrılığı da içerir. Edebiyat, gündelik ve evrensel insan gerçeğinin tüm izlerini sıradan yaşantılarımızla ve düşlerimizle birleştirirken sözlü ve yazılı dili kullanır. Her an yaşamımızda olan dil, edebiyatla bir üst boyuta taşınır. Sanat, herkesin sahip olduğu araçları (örneğin bedeni, toprağı, taşı, sesleri, sözcükleri...) kullanarak yeni bir bütün, yeni bir anlam, yeni bir boyut üretme ve bu yolla estetik haz yaratma yoludur.
Her üretimde iki taraf vardır: Üreten ve tüketen. Sanatta üreten, yaratandır; tüketen ise ürünün hem alıcısı hem de kendi dünyasında ürünü yeniden yaratandır. Her iki taraf için de estetik zevk ve estetik haz esastır. Sanat, öncelikle üretenin yaratma hazzını içerir.
Toplumların ayakta kalması savaşla, geniş topraklarla değil, ürettiği bilgi ve sanatla mümkündür. Çünkü bir ülke; gün gelir o toprakları ve sonsuz hazineyi kaybedebilir; ama sanat ve bilim üretmişse o ulus, o ülke, o uygarlık binlerce yıl sonra bile anılır, anlatılır. Bugün Frigleri anıyorsak savaşçılıklarından dolayı değil, geride bıraktıkları sanatsal eserlerden dolayı anıyoruz. Dil ölümünün temel nedenlerinden biri, o dille edebiyat eseri yaratılmamasıdır.
O hâlde edebiyat, toplumu birbirine bağlayan dili geliştirerek o toplumun kültürel zenginliğini, tarihsel geçmişini, olası geleceğini kuruyor. Edebiyat bir ulusun dilinin gelişmesini, zenginleşmesini sağladığı için o toplumun her bireyinin kültürel düzeyini, sanatsal zevkini yükseltir. Böylece edebiyat, toplum ve birey birbirini besler. Bireylerin edebiyata neden gereksinim duyduğu üzerinde de düşünmek gerekir.
Sürekli içinde yaşadığımız dili bir de okuyarak, yazarak ya da dinleyerek yeniden üretmek, eseri yaratana ve eseri okuyana ne kazandırır? Şair ve yazar, sözcüklerle yeni bir dünya kuran kişidir. Yazar/şair daha önce hiç kimsenin o cümlelerle, o sözcüklerle, o dizelerle anlatmadığı şeyin peşindedir. Jean Paul Sartre “İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, onları belli bir biçimde söylemeyi seçtiği için yazardır” diyor. Bu söz bizi, bireye özgü dil kullanımına, yani üsluba götürüyor. Yine bu söz, edebiyatın konuyla, bilgiyle değil, konuyu işleme yoluyla ilişkili olduğunu düşündürüyor. Sanatçıyı söyleyerek ya da yazarak eser üretmeye götüren, içinden yükselen bir istek olsa gerek. Buna ilham, yaratma cesareti, yaratma mecburiyeti ve deha denebilir. Sait Faik “Yazmasam deli olacaktım” derken sanatçının doğal, toplumsal, bireysel, evrensel gerçekler karşısında bir insan olarak ancak yazarak gerçeğe dayanabileceğini, direnebileceğini ifade eder. Bu, sadece Sait Faik için değil, tüm yazarlar, şairler için geçerli olmalıdır. Diğer taraftan şu soruları da sormalıyız: İnsan neden edebiyat eseri okur? Sözcüklerle kurulmuş bir dünyaya dalmanın okura katacağı nedir? Okumak, kişisel bir eylemdir. Yazmak da...”
Şair / Yazar /Çevirmen Murat Yurdakul'un Dünya edebiyatında Espaco Do Ser (Portekiz), Modern Poetry Translation (Britanya), Words Without Borders (Amerika), Pro Diogen Cultural (Amerika), Caire Cultural (İtalya), Balkan Literary Magazine (Arnavutluk) dergilerinde metinleri yayımlandı.
Murat Yurdakul'un bugüne dek yurt dışında kazandığı ödüller;
2018'de İtalya'da düzenlenen XIII Uluslararası Premio Vitruvio yarışmasında "Barışın Silahları" başlıklı tematik şiir kategorisi'nde “La Voce Di Mia Madre” Şiir Ödülü.
2018‘de Modern Poetry Translation Dergisi'nin Haziran - Temmuz konsepti Join Editor Clare Pollard’ın yaptığı LGBTQ temalı şiir kategorisinde en iyi çevirmen seçildi.
2018‘de İtalya’da düzenlenen VI Uluslararası Città Del Galateo Edebiyat Öykü Ödülü.