Hatay sınırları içerisinde bulunan endemik bitki türleri ilgili yaptığı araştırmalar ile bilinen Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Dr.Biyolog Samim Kayıkçı Kangal ile ilgili hazırladığı bilgilendirme yazısında:”Kangal, bahar aylarında pembe-mor renkli çiçekler açan, rozet yapraklı, iki yıllık bir bitki türüdür. Yol kenarları, tarla kenarları, hendekler ve nadas tarlalarda yayılış gösterir. İlimizde çok geniş yayılışı vardır.
Bilimsel adı “Silybum marianum” olan Kangal, Papatyagiller (Asteraceae) ailesine ait bir bitki türüdür. Ülkemizin farklı yörelerinde meryem ana dikeni, kangal, deve dikeni, eşek dikeni, mor diken, kocabaş, akkız dikeni, kozal dikeni gibi birçok faklı isimle bilinir.
Bitkinin, binlerce yıl öteden beri, karaciğer ve safra rahatsızlıklarında (hepatit, siroz ve sarılık) kullanıldığı raporlanmıştır. Bitkinin, ayrıca alkolizimden kaynaklı karaciğer hasarından korumak amacıyla kullanıldığı belirtilmiştir. Bitkinin bu etkisi ihtiva ettiği flavonoid grubundan bir kimyasal komplex olan “Silymarin” sayesindedir. Silymarin, kangan bitkisinin olgun tohumlarından elde edilmektedir. Silymarinin, karaciğer koruyucu, antiviral, antikanser, antioksidan ve antinflamatuar gibi birçok etkisi raporlanmıştır.
Kangal, başta Almanya olmak üzere pek çok ülkede tarımı yapılan ve ilaç sanayinde kullanılan çok değerli bir tıbbi bitkidir. Bitkinin, Avrupa’da, sıklıkla gıda olarak tüketildiği (bitkinin kökleri pişirilerek yenir, çiçek tablası enginar gibi, yaprakları ıspanak gibi tüketilmektedir); bitkinin olgun tohumlarının kavrularak kahve yapılıp içildiği ya da deniz tuzuyla karıştırılarak çeşni olarak kullanıldığı rapor edilmiştir. Bitkinin, ayrıca, Avrupa’da süs bitkisi olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Kangal bitkisinin dünyanın farklı bölgelerinde, Geleneksel Halk Tıbbında pek çok kullanımı rapor edilmiştir. Irak’ın Ballakayati bölgesinde, yerel olarak “Drka” ismi verilen bitkinin, tohumlarının mide ağrısı tedavisinde kullanıldığı (olgun tohumlar öğütülür, şekerle karıştırılarak yenir); Pakistan’ın Batı Himalaya bölgesinde bulunan Allai vadisinde yaşayan yerel halk tarafından “Rejakai” ismiyle bilinen bitkinin, yapraklarından hazırlanan infüzyonun boğaz ve göğüs enfeksiyonlarının tedavisinde kullanıldığı; tohumlarının karaciğer ve safra kesesi hastalıklarının tedavisinde; ayrıca balgam sökücü ve uyarıcı olarak kullanıldığı; Fas’ın Rif bölgesinde yaşayan yerel halk tarafından “Tawra” ismiyle bilinen bitkinin, tohumlarından hazırlanan dekoksiyonun rahim ağzı kanserinin tedavisinde kullanıldığı; Suriye’nin Lazkiye ve Tartus şehirlerinde yerel olarak “Kharfish” ismiyle bilinen bitkinin, tohumlarından hazırlanan dekoksiyonun, sindirim sistemi rahatsızlıkları, karaciğer rahatsızlıkları, iştahsızlık, hazımsızlık ve diyabet tedavisinde; ayrıca afrodizyak ve bağışıklık sistemini güçlendirici olarak kullanıldığı rapor edilmiştir.
İlimizde, özellikle Amik Ovasında, erken baharda, bitkinin taze gövdeleri soyularak taze olarak tüketilir. Bir öneri: bitkiden hazırlanacak salata ve mezelerin, özellikle alkol tüketen ve karaciğer rahatsızlığı olan vatandaşların tüketimine sunulması, çok faydalı olacaktır. Kangal, ayrıca, alternatif bir tarım ürünü olarak değerlendirilebilir. Sahip olduğumuz doğal zenginliklerimizi tanımak, tanıtmak ve bu değerlerin toplum yararına kullanılmasını sağlamak son derece önemlidir.”ifadelerine yer verdi.