İskenderun’un Türkiye için hem ekonomik olarak hem de jeopolitik olarak önem arz ettiğini vurgulayan Yıldırım Kara, “Hazine ve Maliye Bakanlığı istatistiklerine göre depremden önce yani 2022 yılında Hatay, Türkiye’de en çok vergi ödeyen 7. il konumundaydı. Elbette, ülke ekonomisine yaptığı katkıya kıyasla merkezi hükümetten aldığı hizmet ve destek oldukça sınırlı olmuştur. Buradaki vergi rekortmenliğinde ilçe bazı baktığımızda İskenderun’un konumu ve katkısı önem arz etmektedir. Örneğin, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nın hazırladığı araştırmaya göre 2021 yılında, İskenderun Körfez Bölgesi’nin çelik üretim kapasitesi, Türkiye’nin toplam kapasitesinin yaklaşık 3’te 1’lik bölümünü oluşturur. Yine aynı yılı kapsayan rapora göre, İskenderun ham çelik ve yassı çelik üretiminde Türkiye’de ilk sıradadır. Türkiye’de üretilen içten yanmalı motor filtrelerinin de yaklaşık %60’lık bölümü İskenderun’da bulunan firmalar tarafından üretilmiştir. Konumu itibariyle de İskenderun ticari anlamda stratejik bir geçiş noktasıdır. 2020 yılında İskenderun Liman Başkanlığı’nın yetki sahasındaki 13 liman ile 33,8 milyon ton yük elleçlenmiştir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Hatay’ı vergi katkısı olarak yukarı taşıyan en önemli faktör İskenderun’daki sanayi üretimidir. Bu vergi katkısı yaklaşık %75’e tekabül etmektedir.” dedi.
İskenderun’un endüstri ve sanayi alanındaki katma değerinin yanında Arsuz’un bacasız sanayi ve turizm ile Antakya’nın verimli toprağı ve ekilebilir tarım alanlarını tamamlayıcı unsur olarak niteleyen Hatay milletvekili, “İskenderun’a dair özellikle vurgulamaya çalıştığımız veriler oldukça önemlidir. Özellikle gayrisafi milli hasılaya yapmış olduğu katkı kayda değer niteliktedir. Antakya bölgesi de tarımsal anlamda oldukça önem arz etmektedir. Verimli tarım arazileri ve narenciye üretimine etkisi oldukça önemlidir. Bilindiği üzere, Hatay deprem öncesinde mandalina üretiminde ilk sıradaydı. Diğer yandan zeytin ve zeytinyağı üretiminde ilk 10’da bulunmasında Antakya bölgemiz etkilidir. Bu yüzden bu resme bütünlüklü bakmak gerekir. Bu bölgeler, birbirlerini besleyen ve birlikte Hatay’ı oldukça kıymetli bir bütün haline getiren bölgelerdir.” dedi.
ORTAK MUTABAKAT VE KONSENSÜS GELİŞTİRİLMELİDİR
Ortak mutabakatın sağlanması gerektiğini vurgulayan Yıldırım Kara, “Partimizin bir ilçe kongresi esnasında yapmış olduğum konuşmamda: ‘Hatay bir bütündür parçalanamaz’ şeklindeki ifademin başka bir konu ile ilintili olarak gelişmiştir, birlik ve beraberliğin bozulmaması için coğrafyamızın kendi bünyesinde barındırmış olduğu hassasiyetin önemine binaen gerçekleştirdiğim bir konuşmadır. Demir-çelik fabrikaları, otoban ve bağlantı yolları, Amanos Dağları, bünyesinde bulunan limanlar, Merkez Bankası şubesi ve il olma statüsünü bünyesinde barındıran birçok özelliği ile 250 bin nüfuslu ilçemiz halihazırdaki birçok ilden ekonomik, sosyal ve demografik olarak üstün niteliklere sahiptir. Tüm bunlar ışığında il olmayı hak etmektedir. Ancak, verilerle sunduğumuz resme bakıldığında, bir bölgenin il olması sadece orayı etkilememektedir. Ekonomik yük, demografi ve bölgedeki sosyoloji birlikte değerlendirilmelidir. Bütünlüğün bozulmasının kötü bir domino etkisi yaratmasına izin verilmeden gerekli altyapının hazırlanarak ortak bir mutabakat zemininde, tüm kurumların ve toplumun örgütlü kesimlerinin ortak kanaati ile konsensüs sağlanarak İskenderun’un il olması değerlendirilmelidir.” dedi.