Hürriyetçi Eğitim Sen 81 ilde Basın Açıklaması ve Önlük Eylemi Yaptı…
Klasiktir öğretmenler ve öğretmenlik mesleği için sık sık söylenir; her yer bir okul ve gerçek öğretmen için herkes bir öğrencidir her zaman
İşte belki de bugün Hürriyetçi Eğitim Sen tarafından bu anlatılmaya çalışıldı eğitim camiasına ve dolayısı ile eğitim camiasını temsil ettiğini düşünülen öğretmen sendikalarına
2023 – 2024 eğitim öğretim yılının son haftasına gelindiğinde, tüm sendikalar kendi kabuklarına çekilmiş, öğretmenden önce tatile girdiklerini ilan etmiş gibiler. Oysa öğretmen hala mağdur, dönem içinde uğradığı hak kaybı, aba altından sopa göstermeler ve gördüğü şiddet, maddi manevi anlamda öğretmeni eritmiş , buna hep bir çare aramış ve sesini kendini temsil ettiğini zannettiği sendikalara seslenmiştir.
Şimdi ise karnelere gömmüş öğretmen kendini, kayıplarının hesabını sormak için eylül ayını beklemektedir. Çünkü ona Bu bu şekilde öğretildi. Eylülde okullar açılır, üye kapma yarışları sendikalar için başlar, öğretmen hakkını savunmayı showa çevirir, ortak değerleri dillerine pelesenk etmek sureti ile sendikalarını nicel anlamda büyütmek telaşına düşülür
İşte yine yeni nesil sendikacılık anlayışının, tarafsız biatsız tek temsilcisi Hürriyetçi Eğitim Sen yukarıda anlattığım ezberi bozmuştur. Bu tarihte öğretmenin ÖMK, enflasyon, proje okulları, atamalar gibi tüm konularda ihtiyaç ve sorunlarını bakanlığa duyurmak maksatlı 81 ilde basın açıklaması yapmış ve bakanlığın öğretmenlere gönderdiği önlükleri PTT aracılığı ile tekrar bakanlığa iade etmiştir.
Hatay ili Hürriyetçi Eğitim Sen temsilciliği de Başkan Mehmet Pancar önderliğinde sendikalarının basın açıklamasını yapmış, önlükleri milli eğitim bakanlığına iade etmiştir.
Hürriyetçi Eğitim Sen basın açıklaması aşağıdaki gibidir.
Değerli basın mensupları,
Millî eğitim bakanlığı önce “Türkiye yüzyılı maarif modeli” adında yeni bir müfredat hazırlamış fakat bu müfredatın 10 yılda hazırlandığı iddia edilse bile hazırlanan müfredatta öğretmenlerin fikrinin alınmadığı açıktır.
İkincisi ise öğretmenlik meslek kanunun öğretmenlerin tüm itirazlarına rağmen 14.02.2022 tarihli 31750 sayılı resmî gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa mahkemesi 13/7/2023 tarihinde ÖMK’nın bazı maddelerini iptal etmiştir.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin maalesef öğretmenlerin görüşlerini almadan, yeni ÖMK düzenlemesini hazırlayarak TBMM’ye göndermeye çalışmaktadır.
Hazırlanan ÖMK ile çalışma koşullarının, ekonomik ve sosyal hakların düzeltilmesi beklenirken cezaların bulunduğu ama ödülün bulunmadığı bir kanunla karşı karşıyayız. Milli eğitim eski bakanı Mahmut Özer’in bakanlığı döneminde uzman öğretmenlik unvanı için “10 yıl görev şartını 5 yıla düşüreceğiz” başöğretmenlik unvanı için ise “uzman öğretmenlikte 10 yıl bekleme şartını kaldırıyoruz” açıklaması ve milli eğitim bakanı Yusuf Tekin’in, öğretmenler odası buluşmalarında, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik süre şartının azaltılacağını ifade etmesine rağmen, kanun taslağında kariyer basamakları eski haliyle devam etmektedir.
Aynı kanun taslağına göre; milli eğitim akademisi kurulacağı, atama bekleyen öğretmenlerin KPSS sınav puanına göre akademide eğitim aldıktan sonra ve başarılı olmaları durumunda öğretmen olma şartı getirilmektedir.
Birincisi, milli eğitim bakanı eğitim fakültelerinin verdiği eğitime güvenmediğini açıkça beyan etmiş oluyor.
İkincisi, kanun taslağına bakıldığında Akademi’ye seçilecek akademisyen ve öğretmen seçiminin bir kriteri bulunmamaktadır. Yani akademi, adam kayırmanın ve torpilin yolunu açmaya namzettir.
Eğitim fakültesinde yeterli eğitimi veremediğini iddia ettiğiniz akademisyenlerin akademide nasıl bir eğitim verecekleri ise anlaşılamamıştır.
Üçüncüsü, akademiler bağımsız ve özerk yapılardır. Milli eğitim bakanlığına bağlı açılacak akademi tüm ön şartlardan yoksundur.
Mili eğitim bakanlığı yetkililerince rotasyon düzenlemesinin taslakta olmadığı ifade edilmesine rağmen, millî eğitim bakanlığı öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin 48. Maddesinde öğretmenlerin bulunduğu kurumda azami çalışma süresinin 12 yıl olduğu şeklinde daha önceden mevcut olan bir düzenlemeyi kanuna koyarak zaman içinde rotasyona yasal dayanak oluşturmaya çalışmaktadır.
Kanunda önemli bir husus ise “uzman ya da başöğretmen olmak için aranan şartlardan birinin de kademe ilerleme cezası almamak” olmasıdır. İdari bir cezayla cezalandırılan öğretmen ikinci defa mali olarak cezalandırılmak istenmektedir. Ayrıca bürokraside fetöcülerin güçlü olduğu dönemde birçok vatansever öğretmen kademe ilerleme cezasına mahkûm edilmiştir. Birçok meslektaşımıza ceza veren müfettişler, uygulayan idareciler ve mahkemelerde reddeden hâkimlerin bir kısmının bugün cezaevlerinde olduğu gerçeği de ortadadır.
İlgili kanunda yer alan “yurt içi veya yurt dışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle iş birliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile bakan onayıyla doğrudan bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri bakan tarafından yapılır.” Maddesiyle proje okullarında var olan keyfi, eş, dost, akraba ve yandaş idareci ve öğretmen atamaları kanun korumasına alınmaktadır.
Tüm sendikaların milli eğitim bakanlığına çağrısına rağmen yusuf tekin bildiğini okumaktan vazgeçmemektedir. Ayrıca maliye bakanlığının ekonomik tedbirleri de öne sürülerek kanun kuşa çevrilmiştir.
Temel taleplerimiz şunlardır;
• Uzman ve başöğretmenlik tazminatları emekliliğe yansıtılmalıdır.
• Daha önce verilen söz gereği uzman öğretmenlik başvuru süresi 5 yıla başöğretmenlik için 10 yıla düşürülmelidir. Uzman ve başöğretmenlik için sınav şartı kaldırılmalıdır.
• Ek ders ücretleri %100 oranında artırılmalıdır.
• Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve kadrolu istihdam modeline geçilmelidir.
• En düşük öğretmen maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
• Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere tazminat ödenmelidir.
• Kamuda ilk işe alımlarda mülakat uygulamasına son verilmelidir.
• Öğretmen atamalarında KPSS puan üstünlüğü tek kriter olmalıdır.
Hürriyetçi Eğitim Sen olarak yukarıda ifade ettiğimiz gerekçeler neticesinde dün yutkunmayıp haykırdığımız gibi bugün de eğitim çalışanlarının hakları için yılmadan, korkusuzca haykırmaya devam edeceğiz.
Buradan tüm sendikalara ve eğitim çalışanlarına sesleniyoruz, eğitim çalışanlarının hak ve hukukunu yerle bir edecek olan bu taslağın eğitim çalışanlarının istediği şekilde düzenlenmesi için olabilecek en kuvvetli şekilde mücadele etmek zorundayız. Yarın çok pişman olmamak için sizleri mücadeleye ve ayağa kalkmaya davet ediyoruz.
Unutmayın,
Eğitim çalışanlarının onur ve haysiyetini, eğitim çalışanlarının azim ve kararlılığı kurtaracaktır!
Saygılarımızla…