Hatay Sanayici İşadamları Derneği (HASİAD) Başkanı Gökhan Alkan, geçtiğimiz yıl Ağustos ayından itibaren başlayarak TL’nin değer kaybı, yüksek enflasyon ve işsizlik rakamlarının, artan üretim maliyetleri ve nihayetinde üretimin durma noktasına geldiğini, küçük ve orta büyüklükteki işletmecilerin çaresizlik içinde kaldığını bildirdi.
Alkan, gazetemize yaptığı açıklamada, Türk Lirası’nın başta döviz karşısındaki değer kaybının sadece sermaye piyasalarında değil, tüm sektörlerdeki olumsuz etkilerini Hataylı Sanayici ve İş İnsanları olarak yakından hissettiklerini söyledi.
Yaşanan tüm bu olumsuzluklar, son yıllarda politik ve ekonomik istikrarsızlıklardan büyük zararlar görmüş olan başta Hatay ve bölgemizi muhtemel krizlere karşı savunmasız hale getirdiğine dikkati çeken Alkan, şöyle devam etti:
“Geçen yıl yaşanan belirsizlik ve karamsar tablo bugün bir nebze istikrarlı hale gelmiş gibi görünse de artan girdi maliyeti ve dışa bağımlılık bölgemizdeki üretici, sanayici ve iş insanlarının sırtında yük olmaya devam etmektedir. Bölgemizdeki üreticilerimizin yaşadığı en büyük sorunların başında şüphesiz üretim maliyetinin giderek yükselmesi gelmektedir. Özellikle sanayi alanlarında elektrik ve doğal gaz gibi enerji maliyetinin 2 katına ve üstüne çıktığını görüyoruz. Böyle bir durumda üreticinin kazancı maliyetini karşılayamamakta ve neticesinde üretimin durma noktasına gelmesiyle karşılaşıyoruz. Son 1 yılda doğal gaz ve elektrik fiyatlarına yapılan bu zamlar ülke ekonomisine zarar vermekle kalmayıp destek olduğumuz enflasyonla mücadele programı ile de bağdaşmamaktadır. Öyle ki üretim yapan ve ekonomiye katkı sunan sanayici ve iş insanları bu zamlar karşısında zorlanmaktadır.
Sanayicilerimizin 3 temel maliyeti var; bunlar ham madde, enerji ve işçilik maliyetleri. Ham madde ve enerji maliyetinin hızla artması nedeniyle işverenler tek çare olarak işçilik maliyetlerini düşürmeye gitmekte, neticesinde işsizlik giderek artarken üretim de aynı oranda azalmaktadır. Bu da dışa bağımlılığı kaçınılmaz hale getirmektedir.
ÜRETİCİLER BANKALARDAN KREDİ ALMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYOR
Tarımda da benzer bir durum söz konusu, artan maliyetler sonucunda çiftçi tarlasını ekememekle kalmayıp, ekinini bile toplamakta güçlük çekiyor.
Maliyetlerin artmasının yanı sıra sanayici ve üreticiler bankalardan kredi alamamanın zorluklarını da yaşamaktadırlar. 2001 ve 2008 krizlerinden özel bankaların sağladığı krediler sayesinde kurtulmayı başarmışken, bugün kredi vermeye yanaşmayan bir bankacılık sektörüyle karşı karşıyayız. Devlet bankalarının düşük faizli kredi sağladığı bu noktada hükümetin özel bankaları daha fazla sıkıştırıp kredi vermeye zorlaması en olası senaryo gibi görünmüyor.
OLUMSUZLUKTAN ÇIKMANIN YOLU ÜRETİM VE İHRACAT
Bu olumsuz durumdan çıkmanın yegâne yolu üretime ve ihracata dayalı bir ekonomiden geçiyor. Bunun için de hükümetin üreticiye desteği olmazsa olmazdır. Üreticiye, istihdam yaratanlara, çiftçiye, ihracatçıya ve sanayiciye, kısacası ülke ekonomisine katkı sağlayacak her sektöre devletin sağlayacağı üretim maliyetini düşürücü teşviklerle birlikte üretim canlandırılmalıdır. Devletimizin yerli üretimi artırmak amacıyla sunmuş olduğu ve sunacağı teşvikler, ilk önce bizim gibi sanayici ve iş adamlarının alacağı tasarruf tedbirleri ile hayata geçecektir. Unutulmamalıdır ki birer birey ve vatandaş olarak tasarruf bilincini geliştirebildiğimiz sürece kalkınma mümkün olacaktır. Bunun yolu da katma değeri yüksek üretimden geçmektedir. Başta yazılım ve bilgi teknolojileri gibi sektörlerde yapılacak yatırımların önü açılmalı ve mevcut teşviklere ek yeni uygulamalar geliştirilmelidir.
Tüm bu süreç içerisinde HASİAD olarak, alınacak ekonomik tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için yapılması gereken ne var ise elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu kamuoyuyla paylaşmak isteriz.”