DİSK Genel-İş Sendikası Hatay Şube Başkanı Yusuf Berkyürek, “İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına ilişkin tasarı ile ilgili görüş bildirdi.
Berkyürek, basın açıklamasında, şunları söyledi:
“Kanun Tasarısı 8 Şubat 2016 tarihinde TBMM’ye sevk edilmiştir. 4 Mayıs Çarşamba günü Meclis’te görüşülmesine başlanmıştır. Çalışma hayatında köklü bir şekilde değişikliğe neden olacak olan yasa tasarısı 2009 yılında Cumhurbaşkanı tarafından çalışma yaşamında yaratacağı olumsuzluklara dikkat çekilerek TBMM’ye geri gönderilmiş, yasa gündemden düşmüştü. Yeniden bu konunun gündeme getirilmesi, sendikaların görüş ve eleştirileri dikkate alınmadan çıkarılmaya çalışılması, AKP Hükümeti’nin emek karşıtı ve işveren yanlısı bakış açısını bir kez daha ortaya koymaktadır.
Çünkü hazırlanan yasa tasarısının genel gerekçesinde “Geçici iş ilişkisi, işletme açısından, rekabet ortamına, değişen koşullara ve ortaya çıkan ihtiyaçlara uygun olarak işgücü talebinin karşılanmasını ve üretim talebindeki dalgalanmaların karşılanabilmesini kolaylaştırmaktadır” denilerek bu niyet açıkça dile getirilmiştir:
Yasa tasarısında işçi sınıfı açısından en belirgin olumsuzluk geçici iş ilişkisinin, istisnai bir çalışma biçimi olmaktan çıkarılarak temel bir istihdam biçimi haline getirilmesidir.
İşverenlerin talepleri doğrultusunda oluşturulması planlanan modern anlamda kiralık işçi pazarları kurulacak ve işçiler, işin ve işyerinin ihtiyaçları doğrultusunda köle düzeninde çalışmaya mahkûm edilecektir.
Tasarı ile; Analık halinde, askerlik gibi iş akdinin askıya alınması hallerinde çalışamayan işçinin yerine bu durumlarının devamı süresince;
Mevsimlik tarım işleri, ev hizmetlerinde süre sınırı olmaksızın;
İşletmenin gündelik işleri dışındaki aralıklı gördürülen işlerde, iş güvenliği ile ilgili acil işler ile üretimi etkileyen zorlayıcı hallerde sekiz aya kadar;
İşletmenin iş hacminin mevsimlik işler hariç öngörülemeyen ölçüde artması hallerinde dört aya kadar özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasına olanak sağlanmaktadır.
Tasarıya göre işveren, özel istihdam bürosu olacak, geçici iş ilişkisi ile işçinin çalıştığı işverenin sorumluluğu kalkacaktır.
Tasarıda her ne kadar toplu işçi çıkarılan yerlerde, kamu kurum ve kuruluşlarında, yer altı maden işlerinde geçici ilişkisi kurulamaz denmekte ise de bu yasak hükmünün yeterli olmadığı dikkat çekmektedir. Zira birçok ağır ve tehlikeli işlerde ve artık kamuda asıl istihdam biçimi olan taşeronlarda geçici iş ilişkisi kurulması mümkün hale gelecektir.
Tasarıda ayrıca uzaktan çalışma başlığı altında ev eksenli çalışma ve tele çalışmayı düzenleyen bir hükmün İş Yasasına eklenmesi öngörülmüştür. İş sağlığı ve güvenliğinden yoksun, çocuk ve yaşlı emeğinin kullanıldığı, kadınları sosyal yaşamdan uzaklaştıran ve birçok olumsuzluk içeren ev eksenli çalışma bu yasa ile yaygınlaştırılmak istenmektedir. Bu yasa tasarısında ev eksenli çalışanların, iş sağlığı ve güvenliğine, toplu sözleşme ve örgütlenme hakkına ilişkin düzenlemeler de yapılmamıştır.
Eğer Yasa Tasarısı yasalaşırsa; İş barışı bozulacaktır. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik örgütlerin işçinin emek değerini düşürecek ve çalışma koşullarını yüzyıl öncesine döndürecek bu yasa tasarısına karşı tavır almasını işçi sınıfına karşı tarihsel sorumlulukları olarak görüyoruz. Herkes tarih önünde sorumludur.”