- Kazı başkanı Doç. Dr. Banu Özdilek:
- "Kazılarla birlikte restorasyon, koruma projeleri gerçekleştiriyoruz. İlk projemiz çok önemli bir Roma hamamının üst örtü çatısıyla birlikte korunmasının yapılması. Aynı zamanda buranın bir arkeopark gibi alana dönüştürülmesi"
Hatay'ın Erzin ilçesinde bulunan ve ilk iskan tarihiyle 6 bin yıl öncesine dayanan Epiphaneia Antik Kenti'nin tanıtımı ve turizme kazandırılması için proje yürütülüyor.
İssos Harabeleri olarak da bilinen Epiphaneia Antik Kenti'nde 2006'da kurtarma kazısı olarak başlayan çalışmalar, Hatay Arkeoloji Müzesi başkanlığında, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Özdilek'in bilimsel danışmanlığında devam ediyor.
Bölgede bu yıl 20 kişilik ekiple sürdürülen kazılarda farklı dönem ve kültürlere ait seramikler, tabaklar, kandiller ve sikkeler bulundu.
Kazı çalışmalarının yanı sıra antik kentte Roma Caddesi, geçen yıl yapılan kazılarda bulunan kırsal aktivitenin anlatıldığı ve her aya özel personifikasyonların (kişileştirmeler) yer aldığı "Takvimler Mozaiği" ile meclis binasının bulunduğu alanların turizme kazandırılması için projelendirme çalışmaları da yürütülüyor.
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Özdilek, AA muhabirine, prehistorik dönemden itibaren kültür çeşitliliğinin görüldüğü antik kentin, insanlık tarihi açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Burasının Hatay'ın tüm evreleriyle korunmuş, ayakta kalan önemli bir antik kenti olduğunu aktaran Özdilek, "İssos Epiphaneia Antik Kenti, ilk iskan tarihiyle günümüzden 6 bin yıl öncesine dayanmakta. Burası hem prehistorik çağlar açısından hem de Büyük İskender'in dünyaya mal olan savaşının yaşandığı bölge olması nedeniyle tarih sahnesinde çok önemli bir yere sahip. Arkeolojik kazılarda 27 katman Osmanlı dönemine kadar bize veriler veriyor. Hatay'ın tüm evreleriyle korunmuş, ayakta kalan önemli bir antik kenti." dedi.
Özdilek, antik kentteki Romalı mühendislerin yaptığı yapıların 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlere de dayandığını belirtti.
Depremden sonra tüm enerjilerini kazılara verdiklerini aktaran Özdilek, "Kazılarla birlikte restorasyon, koruma projeleri gerçekleştiriyoruz. İlk projemiz çok önemli bir Roma hamamının üst örtü çatısıyla birlikte korunmasının yapılması. Aynı zamanda buranın bir arkeopark gibi alana dönüştürülmesi. Bunun için projeyi hazırladık. Önümüzdeki günlerde de bunun uygulamasına geçmek istiyoruz." diye konuştu.
Doç. Dr. Özdilek, diğer projenin ise dünyada eşi olmayan Takvim Mozaği'nin bulunduğu su alanı ile Roma Caddesi ve meclis binasının korunup üst örtü çatı projesinin restorasyonu olduğunu anlatarak şöyle devam etti:
"Bunlar, hedeflediğimiz iki ana proje. Bunun dışında tabii ki bölgenin, kentin tarihine yönelik kazı çalışmaları yürütüyoruz. Bu alanda Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileri ve uluslararası ekiple büyük projeler, çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle Hatay'ın depremden sonraki sürecinde, ayakta kalmış bu kentin tanıtılması açısından elimizden geldiğince bilimsel ve bunun yanı sıra halka dokunan projeler yapıyoruz."
Banu Özdilek, bölgedeki kazıların gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı onaylı kazılara dönüştürüleceğini ve burada, daha uzun soluklu büyük projelerle çalışmalara devam edeceklerini söyledi.
Antik kentle ilgili TÜBİTAK başta olmak üzere kalkınma ajanslarıyla projeler yaptıklarını vurgulayan Özdilek, "Bu sene kentin tanıtımı için daha önceden olmayan bilgilendirme panoları ve broşür hazırladık. Amacımız, kenti hem yaptığımız sunumlarla bilimsel camiada tanıtmak hem de bölgenin turizmine, kültürüne katkı sağlamak." ifadelerini kullandı.