Depremde dükkânları ve depoları yerle bir olan Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİD) Hatay Dönem Başkanı Çiğdem Kıral, başka şehirlere göç eden kadınlara “Antakya biz varsak ayağa kalkabilir” çağrısı yaparken bir de öneride bulundu: "Yatırımcı işinsanları için küçük köyler oluşturulsun" dedi.
Doğma büyüme Hataylı olan Çiğdem Kıral, Ankara Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni yarıda bırakmasına rağmen hayat onu yeniden işletmecilikle buluşturmuş.
Eşiyle birlikte açtığı ‘Kebo’ isimli restoran zincirini 27 yıldır büyütüp, geliştirmek için uğraşan Kıral, bir yandan da yarım bıraktığı üniversite eğitimini bitirmeye çalışıyor. 2017 yılında işkadını arkadaşlarının çağrısıyla KAGİD’e üye olan Kıral, 6 senedir bölgede kadın girişimci sayısını artırma peşinde. Depremden sonra büyük zarar gören Hatay’ı bir an önce eski günlerine döndürmek için projeler geliştiren Kıral, “Tüm arkadaşlarıma bunu söylüyorum; bizler Antakya’ya geri dönmek zorundayız. Eğer dönmezsek o çok sevdiğimiz Antakya başka bir yere dönüşecek” diyor.
Mümkün olduğunca tüm toplantılara katılarak hem kendimi geliştirdim hem de diğer girişimci kadınlara el verdim. Bu dünyaya çok hızlı girdim ve çok keyif alarak çalışıyorum. Sadece kadınlarla ilgili değil aynı zamanda çocuklarla ilgili projeler de yapıyoruz.”
BİZ GİDERSEK ARTIK ESKİ ANTAKYA OLMAZ
Hatay’daki girişimci kadınlarla ilgili bir çalışma yaptık. İnsanların tüm işgücü yıkıldı. Ofisini, çalışma alanını kaybetti. Bu çalışma sonucunda girişimci kadınların sadece yüzde 10’u tekrar çalışma hayatına devam etmek istiyor. Kendi tanıdığım girişimci kadınlara, ‘Lütfen artık kendimize gelelim ve Antakya’ya dönelim’ çağrısında bulundum. Çünkü Antakya biz varsak ayağa kalkabilir, tekrar eski günlerine dönebilir. Eğer biz gidersek Antakya değişecek, o sevdiğimiz Antakya olmayacak. Antakyalılar gittikleri hiçbir yerde mutlu olamazlar. Bizim mutlaka şehrimize sahip çıkıp yeniden eski günlerine döndürmemiz gerek. Ancak herkeste derin bir mutsuzluk var. Umuyorum mücadele edip hep birlikte ayağa kalkacağız."
YATIRIMCILARA ÖZEL KÖY
Depremin Hatay’a ve tüm bölgeye büyük zarar verdiğini kaydeden Kıral anlatıyor: “Biz depremde 4 dükkân, 1 ofis ve 2 depo kaybettik. Çok şükür çalışanlarımızdan bir kayıp yaşamadık ama herkesin ailesinden, arkadaşlarından çok sayıda insan kaybettik. Biz çok sevdiğimiz Antakya’yı kaybettik. Her platformda bunu söylemeye çalışıyorum. Bizim şu anda Antakya’da barınma sorunumuz var. Her yer toz duman. Yeniden oraya yatırım yapabilmemiz, istihdam yaratabilmemiz için yaşam koşullarını düzeltmemiz gerekiyor. Şehirden gidenlerin yüzde 73’ü kadın ve çocuklarının eğitimi için şehri terk etmek zorunda kaldılar.
HATAY’A ÖZEL PAKET
Eğitim, ulaşım, sağlık ve barınma ihtiyacı giderilmeden o şehirde hayatın tekrar başlaması mümkün değil. Ama minimal yaşam alanları oluşturarak küçük köylerde, özellikle iş insanlarına, üreten, yatırım yapmak isteyen insanlara bir bölge oluşturulursa biz giden Antakyalıları döndürebiliriz. Ama şu anda gidenin dönmesi çok zor. Benim en çok korktuğum insanların yatırımlarını Antakya’dan çekmesi. İşte o zaman şehrin tüm güzelliğini kaybederiz. 11 ilde yaşanan depremde toplam zararın yüzde 49’u Hatay’da meydana gelmiş. En büyük yıkımı biz yaşadık. Ancak Deprem destek paketleri 11 ile bölüştürülerek yapılıyor. Mutlaka Hatay’a özel paket çıkması gerekiyor. İnsanlarda artık sabır kalmadı.”