Hatay Sanayici ve İşadamları Derneği (HASİAD), 10-15 Nisan 2016 tarihleri arasında 13 kişilik heyetle İran’a bir iş gezisi düzenledi.
HASİAD Başkanı Tahsin Kabaali, İran gezisi ile ilgili şu değerlendirmede bulundu;
“Bu heyette, otomotiv, sağlık, altyapı, inşaat, gıda, metal, ticaret ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren işadamları yer almıştır.
HASİAD heyeti, ilk olarak T.C. Tahran Büyükelçisi Sayın Rıza Hakan Tekin’i ziyaret etmiş olup, Büyükelçimizden ambargo kalktıktan sonra İran’da oluşacak ticari potansiyel hakkında bilgi almıştır. Büyükelçi; ticareti arttırmanın en önemli yolunun İran’la bankacılık sorununun çözülmesinden geçtiğini ifade ederek, şuanda İran’ın finans sistemine en erken entegre olacak ülkelerin avantajlı olacağını belirtmiştir. Türkiye ile İran arasında ortak banka kurma çalışmalarının hızla devam ettiğini ve yakında bankanın kurulmuş olacağı bilgisini paylaştı. Heyet daha sonra, Tahran’daki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri ve Tahran Ticaret, Sanayi, Maden ve Tarım Odası Başkanı Sayın Massoud Maleki ile görüşmeler yapmıştır. Bu görüşmelerde Hatay’ın ticaret potansiyeli ile ilgili bilgiler aktarılmış olup ilimizin İran’a ihracatının nasıl arttırılabileceği ve bu konuda yapılacak çalışmalar gündeme getirilmiştir.
Heyetin 15 milyon nüfuslu ve başkent Tahran’dan sonraki durağı, İran’ın en büyük ikinci şehri Meşhed olmuştur. Meşhed şehri yılda 22 milyonu yerli, 3 milyonu yabancı olmak üzere yılda 25 milyon kişiyi inanç turizmi kapsamında ağırlamaktadır. HASİAD Heyeti, T.C. Meşhed Başkonsolosu ve aynı zamanda hemşerimiz olan Sayın Mehmet Doğan’ı ziyaret etmiştir. Meşhed Başkonsolosu ve Meşhed Valisi’nin de katılımı ile Meşhedli işadamlarıyla heyetler arası iş görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Meşhed merkezli olan ve İran’ın tamamında, 11 farklı sektörde faaliyet gösteren, 32.000 çalışanı ve yaklaşık olarak 200.000 sözleşmeli üreticisi bulunan, İran’ın en büyük organizasyonlarından Astan-i Kuds-i Razavi Vakfı ziyaret edilmiş ve faaliyetleri hakkında bilgi alınmıştır. HASİAD, Meşhed’ e Türkiye’den giden ilk ticari heyet olmuştur.
İran’a yıllardır uygulanan ambargoların yavaş yavaş kalkması, tüm dünyanın gözünü bu ülkeye çevirmesine neden olmuştur. İran ile dış ticaret hacmi günümüz itibariyle yaklaşık olarak 15 milyar USD seviyesinde olup, ambargoların kalkmasıyla birlikte bu ticaret hacminin 30 milyar USD’ye çıkması beklenmektedir. Hatay’ın bu büyük pazardan ciddi bir pay alması için yapılan tespitler şu şekildedir:
TESPİTLER
İran ekonomisi bir dönüşüm yaşamaktadır. Özellikle turizm, enerji, bankacılık, petrokimya, telekomünikasyon, ulaştırma, otomotiv ve her türlü hizmet sektörlerinde büyük fırsatlar bulunmaktadır. İran her konuda kendi kendine yeten bir ülke olmakla beraber;İran’da hızlı büyüme kaydeden inşaat sektöründe demir ve çimento gibi girdilerde sıkıntısı yaşanmaktadır. İran bu alanda ihracat yapmak isteyen girişimciler için uygun bir pazardır.
İlimizin filtre üretiminde belirli bir kademe kaydetmesi ve İran’ın da önemli bir otomotiv üreticisi olduğu düşünüldüğünde bu sektörde ihracat potansiyeli olduğu düşünülmektedir.
İran’ın özel sektör yatırımcısı için elektrik santrali kurulumu konusunda uygun bir pazar olduğu düşünülmektedir.
İran’ın turizm altyapısı uluslararası standartlarda geniş bir turist kitlesini ağırlamak için yeterli değildir. İran’ın turizm altyapısının oluşturulmasında, otel ve konaklama tesislerinin inşası, modernizasyonu ve işletilmesi konusunda iş imkanları mevcuttur.
Turizm sektöründe, İran vatandaşlarının seyahat amaçlı en çok ziyaret ettikleri üçüncü ülkenin Türkiye olması dolayısıyla da, İranlı ziyaretçiler ilimiz açısından erişilebilir bir hedeftir.
İran önemli bir narenciye üreticisi olmasına rağmen kendi iç tüketimini karşılayamamaktadır. Türkiye’nin İran’a en yakın narenciye üretim merkezi olması ve ilimizin narenciye üretiminde önemli bir yere sahip olması dolayısıyla, İran’ın bu konuda uygun bir pazar olduğu düşünülmektedir.
İran, sağlık ve hizmetler sektöründe ciddi bir iş fırsatları sunmaktadır.
İran’da hemen hemen her türlü ürün bulunmakla beraber, bu ürünlerin daha lüks ve İran’da üretilenden daha kaliteli olanına ihtiyaç duyulmaktadır.”