Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Hatay Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, “Bilindiği üzere tabiatın korunması konusunda düzenlenmiş ilk uluslararası belgelerden biri olan Ramsar Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı 2 Şubat günü Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kabul edilmiştir” dedi.
SU İHTİYACI HER GEÇEN GÜN ARTMAKTADIR
Öğünç yaptığı yazılı açıklamasında, “Su canlıların yaşaması için hayati öneme sahiptir. En küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutan sudur. Dünyamızın % 70′ini kaplayan su, bedenimizin de önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık % 0,3′ü kullanılabilir ve içilebilir özelliktedir. Dünya nüfusunun %40′ını barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. 1940-1980 yılları arasında su kullanımı iki katına çıkmıştır. Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması sebebiyle su ihtiyacı her geçen gün artmaktadır” dedi.
DOĞA İLE UYUM İÇERİSİNDE BİR KALKINMA MODELİNE GİDİLMELİDİR
“Hatay ilinin en büyük tatlı su kaynaklarından biri olan Hatay Amik Gölü 1950-1975 yılları arasında tarımsal alan kazanmak ve Amik ovasındaki tarım arazilerini taşkınlardan korumak amacı ile kurutulması Hatay'da ekolojik denge dahil hayatın her alanına darbe vurmuştu. Hatay'ın iklimi bile bu durumdan doğrudan etkilenmiştir. Hatay ilinin en zengin yer altı su kaynağı ise, Hassa ve Kısmen de Kırıkhan ilçe sınırlarını kapsayan volkanik bölgenin (Leçelik alan) altındadır. Orman ve Su işleri Bakanlığı DSİ Genel müdürlüğü uzmanlarınca bu bölgede yapılan çalışmalarda İçme Suyu Sağlanan Kaynaklar ve Sondaj Kuyularından: Hassa İlçesi Akkülek, Yücekışla, Aktepe, Aşağıfakılı, Buhara, Çınarbaşı. Haydarlar, Su Gediği Mahallelerinin ve Kırıkhan İlçesi, Merkez, Camızkışlası Çevlik, Çataltepe, Kaletepe Mahallelerinin içme ve kullanma su ihtiyacının sağlandığı ortaya çıkmış olup, bu yüzden koruma altına alınmıştır. Bölgenin yeraltı su kaynaklarının zenginliği, benzersiz jeolojik yapısı ve bünyesinde barındırdığı nadir ve nesli tehlike altında bulunan canlılar için risk teşkil edeceğinden OSB için farklı bir merkezde çözüm bulunup, acilen Milli Park yahut Jeopark ilanı yapılarak ekoturizm alanında doğa ile uyum içerisinde bir kalkınma modeline gidilmelidir.
Ekoturizm çağımızın gelişen bir trendi olarak bölge ekonomisi ve Hatay'ın tanıtımında önemli bir etken olacaktır. DSİ’nin yaptığı çalışmalar ve ölçümlere göre Leçelik alan günlük olarak 1.500.000 (bir buçuk milyon) insana yetecek sağlıklı, tatlı, içme suyu sağlamaktadır. Bu alanı kaybedersek gelecekte Hatay içmeye su bulamayacak demektir” ifadelerini kullandı.