Hatay’da aile sağlığı merkezlerinde 5 günlük iş bırakma eylemlerinin son gününde sağlık emekçileri Samandağ’da basın açıklaması yaptı.
Samandağ’da 1 No’lu Sağlık ocağı önünde bir araya gelen sağlık emekçilerine Samandağ halkı başta olmak üzere, Bakkallar Odası Başkanı Nejdet Arslan, Samandağ Emekli Dayanışması temsilcisi Mehmet Doğru, SYKP PM Üyesi Tuncay Yılmaz, Deprem Dayanışma Derneği Samandağ temsilcisi Cansel Aslan, Hatay Eczacılar Odası Samandağ Temsilciliği Üyeleri, Hatay Diş Hekimleri Odası temsilcileri, Hatay Veteriner Hekimler Odası temsilcileri destek verdi.
Türk Tabipleri Birliği (TBB) ile sağlık alanında faaliyet gösteren sendika ve derneklerin oluşturduğu 14 örgütün çağrısıyla kasım ayında Türkiye genelinde üç gün iş bırakan aile hekimleri, şimdi de 2-6 Aralık tarihleri arasında beş günlük iş bırakma eylemi sona erdi.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Türk Tabipleri Birliği (TTB)’ nin düzenlediği basın açıklamasını Hatay AHED Başkanı Dr. Nihat Fahlıoğulları ve SES Hatay Şubesi Sekreteri Filiz Gül okudu.
“EZİYET YÖNETMELİKLERİ DEĞİL, SAĞLIĞA BAKAN İSTİYORUZ! “
Hatay AHED Başkanı Dr. Nihat Fahlıoğulları ve SES Hatay Şubesi Sekreteri Filiz Gül basın açıklamasında
Yapılan düzenlemelerin hiçbiri halk ve hizmet sunan emekçiler açısından kalıcı çözüm getirmiyor. ASM’lerdeki sağlık hizmetleri ücretli olma yolunda hızla ilerliyor. Resmî Gazete ’de ekim ayında yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana; yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştireceğini hemen her kademeden bakanlık yetkililerine iletmiş ve beş temel talebimizi kamuoyuna açıklamıştık. Kasım ayının ilk haftasında bu yönetmelik geri çekilinceye kadar uyarı niteliği taşıyan üç günlük iş bırakma eylemini gerçekleştirmiştik. Taleplerimiz yerine getirilmediği ve çözüme yönelik kararlar alınmadığı takdirde alanda örgütlü sağlık emek-meslek örgütleri ile birlikte 2-3-4-5-6 Aralık 2024 tarihlerinde beş günlük iş bırakma kararını da kamuoyuna duyurmuştuk. Bizler birinci basamakta her gün emek veren hekimler, sağlık çalışanları ve onların örgütleri olarak; halkın sağlık hakkına erişimini engelleyen, hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden ve sağlık emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran bu yönetmeliğin geri çekilmesini beklerken, TBMM’ye 25 Kasım 2024 günü bir kanun teklifi sunuldu. 28 Kasım’da komisyonda görüşülerek değişiklik yapılmaksızın genel kurula sevk edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun 5. maddesi ve 5510 sayılı kanunun 68. maddesinde değişiklikler yapılmaktadır. Baştan söylemek istiyoruz; bu değişiklikler TBMM’de yasalaşacak olursa birinci basamak sağlık hizmetleri piyasa dinamiklerine tam olarak teslim edilecektir. TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamaları aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecektir. Nitelikli ve görece daha yüksek maliyetli sağlık hizmetine erişim olanağı olmayan hasta grubunun, etkililiği belirsiz bu yöntemlere kamu eliyle yönlendirilmeleri, toplum sağlığına zarar verebilecek bu uygulamalara duyulan güveni yersiz bir biçimde artıracağı gibi, sosyal devlet ilkesine ve devletin sağlık hakkını koruma yükümlülüğüne aykırıdır. Hep söylediğimiz gibi halkın sağlığı için birinci basamakta bilimsel koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekir, GETAT uygulamalarının değil. Yine aynı yasa taslağı aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporları ücretli hale getirmektedir. Bu durum aile hekimi arkadaşlarımızı “Parasıyla değil mi? Raporumu vermek zorundasın” diyen hastalarla karşı karşıya getirecektir. “Olmaz” denmemelidir, daha kanun Meclis’ten geçmeden bir arkadaşımız haksız rapor isteyen hasta tarafından darp edilmiştir. Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta, halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır. Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Ancak Eziyet Yönetmeliği, ikinci ve üçüncü basamağa yaptığı sevklerden dolayı aile hekimini, gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Sağlık Bakanlığı bizim de talep ettiğimiz sevk zincirini hastalarla hekimleri karşı karşıya getirerek, hekimlerin kazancı üzerinden kurmaya çalışmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Sağlık Bakanlığı’nı bir kez daha uyarıyoruz: Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak ve yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir.
Buradan bir kere daha hatırlatıyoruz:
Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri (ASM) kamu tarafından sağlanmalıdır.
Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar ASM sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. ASM’lerde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken, ASM’lerde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.
ASM’lerde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır. Bizler halkın sağlık hakkını, mesleki özerkliğimizi, mesleğimizin onurunu, ekonomik ve özlük haklarımızı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz. Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin iptalini ve Meclis’e sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz. Bu taleplerimizin hayata geçmesi için 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında yapacağımız eylemler daha da önemli hale gelmektedir. Bu eylemlerimiz sadece sağlık emekçileri için değildir. Bizler meslek onurumuza sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Bu nedenle de bir hak olan sağlık için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde halkımızı ASM’lerden hizmet almak için değil sağlık hakkına sahip çıkmak için alanlarda bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz. 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında ASM çalışanları olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz.
Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.” İfadelerine yer veriyoruz.
Açıklama öncesinde TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Ali Kanatlı kısa bir konuşma yaptı. Dr. Kanatlı, Samandağ halkı başta olmak üzere eylemlerine destek veren tüm kurumlara teşekkür ederek Samandağ halkının Beton santraline karşı verdiği mücadeleyi selamlayarak “Eylemimizin 5. Günündeyiz. Eyleme ilk başladığımızda halkımız bizim neden eylem yaptığımızı sorguladı. Ama şimdi halkımız bizim bizim neden eylem yaptığımızı çok iyi anladı. Ve onlar gördüler ki ücretsiz kolayca ulaşabildikleri ASM’ lere artık parayla gitmenin adımları atılıyor. Halkımız anladı ve öğrendi ki bir ağrı kesici yazdıracakları zaman Aile Hekimleri düşünmek zorunda kalacak. Şunu öğrendiler ki yavaş yavaş ilaçları da parayla satın alacaklar. “Dedi.
Kanatlı, konuşmasının devamında Hatay’ da yıkılan 56 ASM nin sadece 2 tanesinin yapıldığını belirterek “Depremlerinin ardından 22 ay geçmesine rağmen deprem bölgelerindeki sorunlar çözülmek yerine daha da derinleşiyor. Konteynerlerde hizmet vermeye çalışan aile hekimleri büyük zorluklarla karşılaşıyor, buna rağmen verdikleri hizmetler görmezden geliniyor, ticarileşen sistemin performans kriterlerine tabi kılınıyor. Sağlık Bakanlığının iş bilmez bürokratlarına sesleniyoruz. Orada Masa başında yönetmelik yazacağınıza Samandağ’ da 1 No’ lu sağlık ocağında konteynere girin ve bir gün görev yapın. Biz aile hekimliği çalışanları olarak bu yönetmeliği geçirmeyeceğiz, Halkımıza dayattığınız paralı hizmete dur diyeceğiz.” dedi.