Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal; TÜİK’in resmi enflasyonu değil hayatın gerçek enflasyonun, vatandaşı ezen, nefes almaz hale getiren iğneden ipliğe yapılan fahiş zamlar olduğunu söyledi.Eğitim Sen İskenderun Şubesi üyeleri, güvercinli parkta bir araya gelerek, iğneden ipliğe her şeye gelen zamların, memur maaşlarına yapılan artışın çok ötesinde olduğuna işaret etti.Halkı ezenin suni rakamlardan ibaret TÜİK’in resmi enflasyonu değil hayatın gerçek enflasyonu olduğunu vurgulayan açıklamasında Mustafa Ünsal “Bizi ezen, nefes almaz hale getiren iğneden ipliğe yapılan fahiş zamlardır” dedi.Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal; “2021 yılını geride bıraktık. Ancak ne yazık ki yaşadığımız sorunları geride bırakmadık. 2021’de aralıksız devam eden zam yağmuru 2022’nin ilk dakikalarından itibaren zam kasırgasına dönüşmüştür. Elektrikten doğalgaza, akaryakıt ürünlerinden ulaşıma yapılan fahiş zamlarla ekonomik krizin yükünün yine halka, emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlara yıkıldı. Elektrikte 127, doğalgazda 25, vergi, resim ve harçlarda 36, halkın vergileri ile yapılan ve normal koşullarda ücretsiz olması gereken köprülerin geçiş ücretlerinde 25 oranında yapılan fiyat artışlarının adı zam değil, zulümdür. Buna rağmen yıl boyunca yaşanan zam yağmuru TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon rakamlarına yansımamıştır” diye konuştu.‘Memura, memur emeklisine müjde, maaşlara 30,5 zam’ şeklinde atılan manşetleri eleştiren Ünsal; “Evet, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşları Ocak ayından itibaren 2.5 lik zam, enflasyon farkı ve “toplu sözleşme” zammı ile 30,5 artacaktır. Ancak iğneden ipliğe zam kasırgasının sürdüğü mevcut koşullarda TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verilerinin kamu emekçileri, işçiler, emekliler başta olmak üzere halk nezdinde hiçbir karşılığı kalmamıştır.Temel gıda maddelerinde sadece son bir ay içinde yaşanan artış 25’i aşmıştır. Son bir yılda yaşanan artış ise 80’i bulmuştur. Son bir yılda elektrik 155, doğalgaz 43 zamlanmıştır. Dört kişilik bir ailenin hem açlık hem de yoksulluk sınırı son bir yılda yüzde 55 artmıştır. Açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi aşmıştır. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise 2021 yılında tüketici enflasyonu yüzde 82,81 artmıştır.Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyat artışları ile yapılan bu zamların birkaç gün içinde iğneden ipliğe her şeye yansıması kaçınılmazdır. Nitekim TÜİK rakamları bile Üretici Enflasyonun yıllık yüzde 80’e dayandığını göstermektedir. Tüm çalışanlar gibi kamu emekçileri de bu süreçte daha fazla yoksullaşmıştır” şeklinde konuştu.Emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimlerin biraz nefes almasını sağlamak için son yapılan fahiş zamların geri alınması gerektiğini vurgulayan Ünsal şunları paylaştı: “Temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır. Kamu emekçilerinin ve emekliklerin yıllardır artan kayıplarını gidermek için iki adımlı bir plan hayata geçirilmelidir. En düşük maaşı alan, eşi çalışmayan, iki çocuklu kamu emekçisinin geliri maaş zammı, kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla tarafların birlikte belirlediği dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı rakamının üzerine çıkarılmalıdır. Tüm kamu emekçilerinin maaşları en düşük maaşı yoksulluk sınırı üzerine taşımak üzere yapılan artış oranında artırılmalıdır. KESK olarak, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk, yolsuzluk ve israf düzenine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz”