Gümrük Müşaviri/Araştırmacı-Yazar Mehmet Çardak, Suriye’nin Halep kentinde şiddetlenen çatışmaların ABD ile Rusya arasındaki gerilimi zirveye çıkardığına dikkati çekti.
Çardak, yaptığı açıklamada, ABD ve Rusya’nın görüşme masasını devirdiğini ileri sürdü.
Suriye’de önemli bir dönemden geçildiğini vurgulayan Çardak, şöyle devam etti:
“Rusya-ABD kapışmasına tanık olduklarımız Suriye için de endişe vericidir. Ama sadece Suriye korkmalı anlamına gelmiyor. Öteden beri belirttiğimiz gibi bu savaşın asıl hedefi Rusya’dır. ABD ve Batı’nın yapmaya çalıştıkları Rusya'yı istikrarsızlaştırmaktır. ABD öteden beri terörü elinde silah olarak tutuyor. Dünyaya farklı gösterse de bu sentetik uyuşturucuların da kullanıldığı ahlaksız bir savaştır. Bunu ilk Afganistan'da, sonra da Irak, Sudan ve Libya’da Rusya'ya karşı kullanmıştır. Şimdilerde de Suriye'de kullanmaktadır. Ancak Suriye'de Rusya devreye girmiştir. Suriye’deki rejimi kurtarmak için değil elbette. Bir takım muz cumhuriyetlerinde atılan adımların, liderlerin kişisel hesaplarıyla planlandığı görülmüştür. Ama Rusya bir muz cumhuriyeti değildir; her şeyi tamamen ülke çıkarı için yapmaktadır.
ABD planları ayan beyan yürüyor. Görmemek için başka bir tarafa bakıyor olmak lazımdır. Rusya, ABD tehditlerine ikidir nükleer tehditle cevap veriyor. Önceden ‘bana balistik füze atılırsa ben nükleer füze ile cevap veririm’ olmuştu. Ve elindeki başlıkları ve füzeleri modernleri ile değiştirmeye başlamıştı. Şimdi de plütonyum anlaşmasını askıya aldığını duyurmuştur. ABD şahinleşti, terörü kullanacaktır. Ortadoğu’daki kukla diktatörlerin de katkısıyla Suriye'yi istikrarsızlığa sürüklemiştir ama Libya'da elde ettiği sonuçtan uzaktır. Suriye’deki ‘Gladyatör Savaşları’ sonuçlanmadan sıra Rusya'nın komşularına gelemez,
DAHA ÇOK MASUM ÖLECEK!
Terör hiç bir ahlak standardına, kuralına ve Birleşmiş milletler sözleşmelerine tabi değildir. Dahası terörist gruplar da CIA ve MİT gibi teşkilatlardan silah üretmeyi öğrenmiştir. Buna kitle imha silahları da dâhildir. Bu silahlar ABD müdahalesine bahane yaratmak için halk üzerinde de kullanılmıştır. Ve dünyadaki istikrarsız bölgeler sürekli terörist üretmektedir. Umutsuz kalan kişiler için terör bir meslek halini almıştır. Uyuşturucu kullanmak, kadınlara tecavüz etmek ve yağmalamak teröristlere iyi bir şey gibi görünmektedir. Suriye’de bu kötülüklerin, vahşetin her örneği görülmüştür. ABD ikilemdedir. Bir yandan kendi topraklarına da sıçrayan bu beladan korkmaktadır. Ama öte yandan kendi ordusunu kullanması daha pahallı geldiğinden bu çalışmalarına devam etmektedir.
Bundan sonra ABD'nin ne yapacağını öngörmek daha kolaydır. Çünkü hiç bir taahhüdünü yerine getirmeden masayı devirmesinden bellidir. Şunlar öngörülebilir: Suriye’ye daha çok askeri gücünü sokacaktır. Çünkü bir IŞİD hadisesi daha yaşamak istemeyecektir. PYD'ye sırt çevirmese bile araya mesafe koyacaktır. Bu toplum iyi savaşıyor olsa da nihai amaca ulaşması zordur. Sayıları az ve etkinliklerini bölge dışına çıkarmakta isteksizdirler. ABD, mecburen yeni ittifak arayışına girecek ve Türkiye ile Suudi Arabistan'ı da kullanacaktır.
En önemli tehlike de doğrudan bir ABD-Rusya çatışmasıdır. ABD şahinleri askeri bir çözümü savunmaktadır. Bugüne kadar Rusya ile sıcak bir çatışmadan kaçınılmıştır. Rusya’nın müdahaleleri azaltması ve ateşkes konusundaki çabalarından dolayı korkutuculuğu azalmıştır. Nitekim ABD masayı devirmeden önce bu ülkeyi kuşatma faaliyetlerini artırmıştır. Rusya, Suriye'de üs kurma kararını bile parlamentosu Duma'ya getirmeyi ertelemiştir. Rusya konusunda belirsizlik daha fazla görünmektedir.
ABD'nin, Suriye'ye askeri müdahale konusunda sıkıntıları vardır. Hiç bir şekilde BM kararı ile saldıramayacaktır. Çünkü BM kararlarını Rusya ve Çin veto edecektir. Rusya ve İran, hiç bir zaman kendisine saldırıda teröristlere sıçrama tahtası olacak bir Suriye çözümüne göz yummak istemeyecektir. Bu nedenle ABD karşısında kenetleneceklerdir. Filler tepişirken çok çimen ezilecektir. Ortadoğu’da daha çok masum ölecektir.”
