Diyabetle Yaşam Derneği Antakya Şube Süleyman Nayman, diyabetli hastayı korumanın, aynı zamanda devletin bütçesini de korumak anlamını taşıdığını bildirdi.

Nayman, yaptığı açıklamada, dünyanın en iyi doktoruna gidilse de, en iyi öneri ve tedavilerin verilse de hastanın yeterli, gerekli eğitimi alamaz ve uygulayamaz ise bu öneri ve tedavilerin hiçbir yararı olamayacağını savundu.

Tedavilerin sağlıklı ve iyileştirici olabilmesi için, hastanın ihtiyaç duymasının, ikna edilerek hastalığını kabul etmesi, tedavilerin gerekliliğini, tedavilerden vazgeçilmesi, ihmal edilmesi veya zamanında yapılmaması halinde diyabet hastalığının neleri yapabileceğinin öğrenme ihtiyacı, ancak iyi bir hasta eğitimi ile gerçekleşebileceğini ifade eden Nayman, şöyle devam etti:

“Bu eğitimleri verecek yeterli Diyabet uzmanı doktorlar, diyabet hemşireleri, diyabet diyetisyenleri, diyabet eğitmenleri ve psikologlara ihtiyaç vardır. Yerel, ulusal ve evrensel ne kadar konferans, panel, kongreler yapılırsa yapılsın her ilde yeteri kadar uygulayıcı olmadıktan sonra yetersiz kalır. Eksiklikleri gidermenin yolu, yeteri kadar diyabet uzman doktor, diyabet hemşiresi, diyabet diyetisyeni ve diyabet eğitimcisi yetiştirilip her ile yeteri kadar atanması ve hizmet sunmasıyla mümkün olabilir.

Endokrinoloji doktorlarının, hemşirelerinin, diyetisyenlerinin ve eğitmenlerinin yetersizliği hastaları eğitmeye yetmiyor. Bu sorunları gidermenin yolu, yetkililerin toplumsal sorumluluk ve titizlilikle konuya vereceği önem, gayret ve himmetlerine bağlıdır.

Diyabetli hastayı korumak, aynı zamanda devletin bütçesini de korumak demektir. Çünkü diyabetli kendini koruyabilecek bilgilere sahip değilse, kendisinde var olan diyabet başka organ ve dokuları tahrip eder.

Diyabetli iyi eğitilip tedavisi yetersiz kalınca, gözünün kör olması, beyin, felci, kalp krizi, diyabetik ayak kesilmesi, sinir hasarları, böbreklerin diyalize bağlanması ve daha birçok hastalıklarla hastaneye gitmek zorunda kalır.

Bu hastalıklara devletin harcayacağı masrafların çokluğunu düşündüğünüzde eğitimin ve tedavinin gerekliliği çok daha iyi anlaşılır.

Şu ana kadar Hatay ilimiz de Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma uzmanı doktoru yoktur. Hatay'daki Tip 1 Diyabetliler tedavi olmak için Adana veya Gaziantep'e giderek tedavi görmeye çalışmaktadır. Uzman, hemşire ve diyetisyenlerin yetersizliklerinden dolayı yeterli tedavi ve eğitim zamanı bulmakta güçlükler çekmektedir.

Maddi durumu olmayanlar ise hastalıklarıyla acı ve perişan halde işlerini biçare Allah bırakmışlardır.

Diyabetlilerde kan şekerinin ayarında olması için doğru tedavi, sağlık beslen, yeterli egzersiz ve en çok da eğitime bağlıdır. Eğitilen bilgili hasta tedbirler almasını bilir. Her güçlüğü yenmeğe muktedir olur. Eğitim insülinden önce gelir. Eğer insülin istenildiği şekilde kullanılamaz ise ölüme kadar götüren (şeker düşüklüğüne ya da yüksekliğine bağlı koma) daha tehlikeli durumları yaratabilir.

Diyabet ve diyabetin neden olduğu organ hastalıkları ve doku tahribatlarından kurtulmanın en önemli yolu iyi bir diyabet bilinci kazandıran eğitim ve tedaviden geçer.”