Başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri Termik Santral teknolojisinden vazgeçerken, biz de yeni bir şey bulunmuş gibi rağbet görüyor.
Doğa katili olarak bilinen Termik Santraller bu kez gözünü ilimiz Hatay’a dikti. Yılın neredeyse tamamında güneş enerjisinden faydalanmanın mümkün olduğu ilimiz Hatay Termik Santrali cennetine dönüştürülüyor. Bu tesisleri işletenler ceplerini para ile doldururken, Hataylılar ise narenciye bahçeleri başta olmak üzere, hayvancılığını, bitki örtüsünü ve oksijenini adım adım yitiriyor.
İskenderun Körfezinde hâlihazırda çalışan 4 adet Termik santral dışında 16 adet daha kurulması ön görülüyor. Eğer proje durdurulmaz ve 16 adet Termik Santral daha kurulursa, İskenderun körfezi başta olmak üzere Adana Yumurtalık yakasında en geç 15 yıl içinde artık tarım yapılamayacak. Narenciye bahçeleri meyve vermeyecek. Balıkçılık bitecek. En önemlisi doğa bitki örtüsü katledilecek. Bu santrallerin yaşama geçmesiyle birlikte her gün 22 milyon ton deniz suyu ‘Soğutma Suyu’ olarak kullanılacak, aynı miktarda su, sıcak su olarak yeniden denize deşarj edilecek. Bu işlemin denizdeki sıcaklığı değiştirmesiyle birlikte bölgedeki balık türleri değişecek. Bazı deniz türleri kısa zamanda yok olacak. Santral bacasından çıkan kirletici gazların (azot ve kükürt oksit) havadaki nem ve yağmur suyu ile birleşmesinden oluşan asit yağmurları yeraltı ve yerüstü sularını asitleştirecek. Termik santraller 100 kilometre yarıçapında bir alanda asit yağmurlarına neden olacak. Bu durum, Adana ve Hatay’ın tamamının asit yağmurlarından etkilenmesi, ormanların yok olması, toprağın ve deniz suyunun asitleştirmesi ve verimsiz hale gelmesi anlamına geliyor.