- Hatay'da tandır, sac ekmeği ve gözleme yapan Ceylan Uzun:
- "Deprem öncesi günde 300 tandır ekmeği yapıyorduk ama şimdi 500'ü buluyor, belki daha fazla"
- Çalışanlardan Bedia Yaylacı:
- "Bir yere gitmeyi düşünmedik. Çocuklarımız istedi ama biz bırakamadık, gidemedik. İşimiz var çok şükür, devam ediyoruz"
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'da bir süre iş yerini kapatmak zorunda kalan kadın, 5 çalışanı ile tekrar açtığı tezgahında günde 500'ün üzerinde tandır ekmeği satıyor.
Kent sakinlerinin yanı sıra şehri ziyaret edenlerin de vazgeçilmezi haline gelen tandır ekmeği, kadınlar için gelir kapısı olmaya devam ediyor.
Merkez Defne ilçesinde 8 yıldır tandır ve sac ekmeği ile biberli ve ıspanaklı gözleme yapan 32 yaşındaki, 2 çocuk annesi Ceylan Uzun, 6 Şubat'taki depremlerin ardından bir süre işine ara vermek zorunda kaldı.
Ailesiyle 1,5 ay çadırda kaldıktan sonra evine geçen Uzun, ikametinin yan tarafında bulunan iş yerinde tandırını yeniden yakarak ekmek yapmaya başladı.
Uzun, 5 kadın çalışanıyla omuz omuza vererek deprem öncesine göre çok daha yoğun tempoda çalışarak günde 500'ün üzerinde tandır ekmeği üretiyor.
- "İnsanlar tandır ekmeğini seviyor"
Ceylan Uzun, AA muhabirine, kent sakinlerinin genellikle bahçelerinde yaptıkları tandırda ekmek pişirme kültürünün Hatay'da çok yaygın olduğunu söyledi.
Evlendikten sonra kayınvalidesinden işi öğrendiğini ve 8 yıldır yaptığını belirten Uzun, bu sayede asıl mesleği fırıncılık olan ancak şu anda inşatta çalışan eşine destek olduğunu anlattı.
İşlerinin iyi olduğunu vurgulayan Uzun, şöyle devam etti:
"Burada tandır ekmeği, sac ekmeği, biberli, ıspanaklı gözleme yapıyoruz. Hafta sonu çok daha yoğun oluyor. Depremden sonra bir sürü iş yeri kapandı. Bundan dolayı işler bayağı yoğun geçiyor. Ne kadar insan gitse de burada daha çok insanımız var. Antakya'yı terk etmedi. Deprem öncesi günde 300 tandır ekmeği yapıyorduk ama şimdi 500'ü buluyor, belki daha fazla. İnsanlar tandır ekmeğini seviyorlar, alıyorlar. Kepekli olduğu için daha sağlıklı, kurumuyor, tazeliğini koruyor, bayatlamıyor. Bu yüzden insanlar daha çok tercih ediyor."
Uzun, her kadının kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini dile getirerek, "Hem eşlerimize yardımcı oluyoruz hem de çalışıp paramızı kazanıyoruz. Bence kadınların dayanışması bu." dedi.
Fırında çalışan 49 yaşındaki, 2 çocuk annesi Bedia Yaylacı da depremde evleri ağır hasar gördüğü için çadırda kalmaya devam ettiklerini aktardı.
7 yıldır aynı iş yerinde çalıştığını ifade eden Yaylacı, böylece hem sıkıntılarını atmaya çalıştıklarını hem de afetzedelerin ekmeğe rahat erişimini sağladıklarını kaydetti.
Memleketlerini terk etmeyi hiçbir zaman düşünmediklerini vurgulayan Yaylacı, "Memleketimizde kaldık. Nereye gidebiliriz ki? Evimiz, her şeyimiz burada. Bir yere gitmeyi düşünmedik. Çocuklarımız istedi ama biz bırakamadık, gidemedik. İşimiz var çok şükür, devam ediyoruz." diye konuştu.