Doğu Akdeniz Dernekleri (DAÇE), Akbelen ormanlarını savunların serbet bırakılması çağrısında bulundu.
DAÇE'nin açıklamasını kamuoyu ile paylaşan Antakya Çevre Koruma Derneği (AÇKD) Başkanı Nilgün Karasu, dünyada uygulanan vahşi kapitalizm, plansız sanayileşme ve kalkınma programlarının,
yaklaşık 2 senedir ormanların ekosistem üzerindeki etkinin bozulmaması için Akbelen insanlara dayatılan aşırı tüketme alışkanlıkları, bütün varlıkları tüketme noktasına getirdiğini söyledi.
Bu uygulamaların sonucunda , dünyada, büyük felaketlerin yaşandığı küresel iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Karasu, şöyle devam etti:
"Bu tehdit artık krize dönüşmüştür. İklim krizinin sonucunda artık dünyanın her yerinde aşırı yağışlar ve buzulların erimesinden dolayı seller, kuraklıklar, orman yangınları, türlerin yok oluşu ve gıda krizleri yaşanmaktadır. Bu bilinçle ormanlarını korumak ve ranta kurban edilmesini engellemek için başta İkizköylüler olmak üzere ülkemizdeki bütün yaşam hakkı savunucuları,demokratik kitle örgütleri,meslek odaları ve siyasi partiler nöbet tutmuşlardır. Ne yazıkkı bugün nöbet tutan arkadaşlarımıza biber gazı ile saldırılar düzenlenmiş ve gözaltına alınmışlardır.
Yaşam hakkını savunmak, Ranta karşı çıkmak ve Ormanları korumak için nöbet tutmak anayasal bir haktır. Bugün biber gazı sıkılan arkadaşlarımız, dünya mirası olan ormanlarımıza sahip çıkarak onurlu bir mücadele yürütmüşlerdir. Arkadaşlarımızın onurlu mücadelesi bizimde mücadelemizdir. Onurlu mücadele yürüten arkadaşlarımıza şiddet uygulamak ve gözaltına almak kabul edilemez bir durumdur. Saldırıyı kınıyoruz."
AKBELEN ORMANINI SAVUNANLAR DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR
"Akbelen Ormanını savunan İkizköylülerin ve Doğu Akdeniz Çevre Derneklerinin gönüllü Avukatı ekosistem olan İsmail Hakkı Atal olmak üzere gözaltına alınan bütün yaşam hakkı savunucularının derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Başta Akbelen ormanları olmak üzere ülkemizdeki bütün varlıklarımızı korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Akbelen ormanları bizimdir, bizim kalacak."