Hatay Devleti’nin ilk ve tek Cumhurbaşkanı Tayfur Ata Sökmen vefatının 40. yıl dönümünde törenle anıldı.
03 Mart 2020 Salı günü saat 10.00’da Valilik binasında gerçekleşen törene Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın yanı sıra, Azerbaycan Büyükelçisi Hazer İbrahim, Azerbaycan Diaspora Bakan Yardımcısı Valeh Haciyev, Sayın Sökmen’in yakınları, 8. Komando Tugay Komutanı Vekili Piyade Komando Albay Uğur Anabal, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Ataman, Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Vali Yardımcıları Aydın Tetikoğlu, Nursal Çakıroğlu, Yusuf İzci, İl Jandarma Komutanı Uğur Ertekin, İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, İl Müftüsü Hamdi Kavillioğlu, ilgili kurum müdürleri, askeri erkan ve öğrenciler katıldı.
Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın Valilik binası önünde bulunan Atatürk Anıtı ve Tayfur Sökmen Anıtına çelenk koymasıyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti.
Tayfur Sökmen’in torunu Mehmet Mursaloğlu törende yaptığı konuşmada, “Bugün Hatay’ımızın, milletimizin bir bütün olması için büyük mücadele veren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Sökmen soyadıyla onurlandırdığı 17. Türk Devleti olarak kabul edilen Hatay Cumhuriyeti’nin ilk ve tek Reisicumhuru Merhum Tayfur Ata Sökmen’i 40. ölüm yıl dönümünde Hataylılar olarak minnet ve özlemle anıyoruz.
Tayfur Sökmen, Hatay halkı “Devlet olmayı değil millet olmayı tercih etmiş bir halktır.” düsturuyla tüm dünyaya Hatay’ın her zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu kararlılık ile ifade etmiştir.
Devletler, tarihler boyunca zor zamanlardan geçmişler ve çeşitli şekillerde sınanmışlardır. Maalesef biz de şu günlerde sıkıntılı süreçlerden geçmekteyiz. Bu süreçten milletçe tek yürek ve tek yumruk olarak refaha erebileceğimizi huzurunuzda arz etmek isterim. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Bugün Tayfur Ata Sökmen’in ve silah arkadaşlarının misyonunu eleştirmenin yakışık olmayacağı gibi vatan topraklarımızın bütünlüğü ve özünde Misakı Milli ruhunu barındıran sınırlarımızı düşünmek bile gaflet ve hatta hıyanet ile eşdeğerdir. Unutulmamalıdır ki bu mukaddes vatan toprağı, bağrında nice Tayfur Sökmenler doğurmuş ve doğuracaktır. Bu vesileyle Hatay mücadelesindeki şehitlerimizi ve topraklarımızın bekası için İdlib’de şehit olan kahraman Mehmetçiklerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Yüreğini siper etmiş bir millet olduğumuz bilinciyle güçlü, birlik ve beraberlik içerisinde en önemlisi de sönmez bir güneş olmanın onuruyla yaşadığımızı bir kez daha tüm dünyaya kararlılıkla gösteren Türk Silahlı kuvvetlerimize şükran ve minnetlerimi sunarken tüm dünyaya şu sözümüzü tekrar hatırlatmak istiyorum: “Verilmeyecek şeyler var şeref ve namus gibi. Verilmeyecek Türk yurdu, verilmeyen Hatay gibi. Ne mutlu Türküm diyene!” dedi
Antakya Ata Koleji öğrencilerinden Enes Berke Ataş’ın ‘’Bir Kurtuluşun Adı Tayfur Sökmen’’ şiirini okumasının ardından konuşan Vali Doğan “Tayfur Sökmen’in Çok Kıymetli Yakınları, Azerbaycan'ın Türkiye Büyükelçisi, Çok Kıymetli Mesai Arkadaşlarım, Kıymetli Konuklar. Bugün çok anlamlı bir günde bir aradayız. Tayfur Sökmen’in vefatının 40'ıncı yıl dönümünde onu ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla yâd etmek üzere bir araya geldik. Onlar ömürlerini bu vatan için, bu millet için, bu toprak için serdiler. Korkmadılar. Onların cesareti, feraseti ve kadirşinaslığı milletimize bu toprakları ‘Vatan’ olarak bıraktı. Allah onlardan razı olsun. Bugünler çok anlamlı günler 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk ve Tayfur Sökmen ve onların silah arkadaşları hangi mücadeleyi verdiyse bugün bu millet de benzer mücadele veriyor. Bu topraklar çetin topraklar. Bu coğrafyada tutunmak bu coğrafyada asırlardır yaşıyor olmak elbette ki mahiyeti yüksek vatanperver evlatlarımız ve canını hiç düşünmeden feda eden cesur Mehmetçiklerimiz sayesindedir. Rabbim şehitlerimize gani gani rahmet eylesin. Geçen hafta içerisinde idlib'de meydana gelen o talihsiz olayda 33 Mehmetçiğimiz şehit oldu, yüreğimiz yandı, ciğerimiz yandı. Ancak bu vatan için bu milletin evlatları gözlerini kırpmadan canlarını feda edebilmektedirler.
Gazilerimizi ziyaret ettik. Hastanedeki gazilerimizin tamamı şunu ifade ediyor: ‘Bir an önce iyileşip tekrar taburumuza dönmek istiyoruz.’ Siz de bilirsiniz taburcu olmak lafı hastaneden çıkan sivil hastalar için de kullanılır. Ama aslı şudur, askerlerin iyileştikten sonra tekrar taburlarına dönmesi için kullanılan bir laftır. Yaralı Mehmetçiklerimizin gözlerinde gördüğümüz o ışık, o cesaret, bu milletin bu topraklarda binlerce yıl daha yaşayacağını gösteriyor.
Biz 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimizle burada yaşıyoruz. Avrupa kapılarındaki vahşeti, insafsızlığın ne olduğunu televizyon ekranlarından görüyorsunuz. Resmî görevliler bir yana sivil vatandaşlar ellerindeki aletlerle Yunanistan’a geçmeye çalışan botları patlatmaya çalışıyorlar. Türk Milleti gerçekten büyük bir millet. 2011’den bu yana 4 milyon mülteci ile birlikte yaşıyoruz. Çocukları, çocuklarımızla aynı okullarda aynı sıralarda tedrisat görüyor. Aynı hastanelerde bizlerle birlikte tedavi görüyor, aynı sokakları paylaşıyor, aynı parklarda birlikte oturuyoruz. Ama hiçbir yerde de böyle bir vahşet görülmemiştir. Şimdi yapılmak istenen Türkiye’nin de kaldıramayacağı bir yükü tekrar Türkiye'nin üzerine yıkmak. İdlib de malum 4 milyon insan yaşıyor. İdlib Hatay büyüklüğünde bir şehir İdlib’deki insanlar aslında İdlibli değil. Suriye'de muhalefet gösteren tüm insanlar uluslararası anlaşmalarla idlib’e toplanmışlar. Bu insanlar şimdi kademe kademe Türkiye sınırına itilmekte, tabi buda Türkiye için bir güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Türkiye için bir sosyal ve ekonomik sorun oluşturuyor. Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti de yapılması gerekeni yapacaktır eskiden yaptığı gibi bugünde yapacak güce ve kudrete sahiptir. İnşallah buradan da bu millet yüzünün akıyla çıkacaktır.
Tayfur Sökmen ve silah arkadaşları da Türkiye Cumhuriyetinin, bu asil milletin bir parçası olmayı tercih etmişlerdir. Devlet olmaktan vazgeçip ülkemizin bir şehri olmayı tercih etmişlerdir. Bugün evlatlarının da ifade ettiği gibi o milli şuurda, o milli ruhta burada birlikte yaşamaktadırlar. Ben tekrar Tayfur Sökmen ve silah arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum. Türk milleti adına şükranlarımı sunuyorum. Tayfur Ata Sökmen’in vefatının 40. yıl dönümünde, bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Teşriflerinizden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bugün burada aramızda Azerbaycan Türkiye Büyükelçisi Hazer İbrahim de var. Bize geçmiş olsun dileklerini ifade etmek için heyet ile birlikte Hatay’a geldiler. Aslında randevumuz 10.30’daydı ancak kendileri erken geldiler. Erken gelmelerini de şu şekilde ifade ettiler: ‘Törene katılmak istiyoruz. Biz de bu törende sizlerle birlikte olmak istiyoruz. Şehitlerimizi birlikte rahmetle anmak, yaralılarımıza şifa dilemek için geldik.’ dediler. Biz de bu güzel hareketlerinden dolayı çok memnun olduk, kendilerine buradan hazirunun huzurunda şükranlarımı sunuyorum.” dedi
Konuşmaların ardından Valilik Tayfur Sökmen Toplantı Salonu’nda, Sökmen ailesi ve zamanın devlet adamlarının yakınlarını misafir edildi.