- Sosyolog Nurcan Özcan:
- "Kadınları motive ettik, yün örmeleri için teşvik ettik. En azından terapi olması ve sosyalleşmelerinde, biraz daha o korkuyu yenmelerinde daha iyi olur diye düşündük"
- Psikolog Rena Uzun:
- "Onların yaşadığı durumların aynısını ben de yaşadım. Ben de depremzedeyim. Onlarla sohbet ettiğimiz zaman empati kurabiliyorum"
Hatay'ın İskenderun ilçesinde, evleri depremde az hasar gören sosyolog Nurcan Özcan ve psikolog Rena Uzun, çadır kentteki kadınların sosyal hayata yeniden dönebilmesi için çaba harcıyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki ilk depreme uykularında yakalanan ve evleri az hasar aldığı için dışarı çıkıp çevredeki insanların yardımına koşan 42 yaşındaki Özcan ile bir çocuk annesi 27 yaşındaki psikolog Uzun, depremzedelere yardımcı olmak amacıyla birçok faaliyette bulundu.
Özcan ve Uzun, şimdilerde ise İskenderun'daki Eski Lunapark Çadır Kent'te gönüllü görev alıyor.
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından kurulan Kadın Destek Merkezi'ne gelen kadınlarla tek tek ilgilenen ve onları sosyal hayata yeniden döndürmeye çalışan Özcan ve Uzun, depremi kendileri de yaşadıkları için kolayca empati kurup kadınların sorunlarına çözüm arıyor.
Sosyolog Nurcan Özcan, AA muhabirine, depreme tek katlı evlerinde yakalandığını, sarsıntıyı hissedince aklına ilk olarak "Antakya ve İskenderun'da neler yaşanmıştır?" sorusunun geldiğini söyledi.
İlk günü araçta geçirdikten sonra belediye ve kaymakamlıkla iletişime geçtiğini, bölgeyi de tanıyan birisi olarak görev almak istediğini anlatan Özcan, "Antakya'daki kriz masasındakilerle tanıştım. Hassa ilçesinin birkaç köyünde insanlar dışarıda kalmış, evleri yıkılmıştı. Onlara helikopterle erzak gönderilmesine yardımcı oldum. Çünkü dışarıdan gelen insanlar bölgenin köylerini bilmedikleri için nereye nasıl gideceğini de bilmiyorlardı. Orada bir koordinasyon sağlamaya çalıştım." diye konuştu.
Özcan, bugünlerde ise çadır kentteki Kadın Destek Merkezi'ne gelen kadınlara destek olmaya çalıştığını aktardı.
Bu bölgedeki kadınların evlerinin ya ağır hasarlı olduğunu ya da yıkıldığını dile getiren Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burası 1000 kişinin bulunduğu, 210 çadırın olduğu bir yer. Biz burayı kurduktan sonra insanlar biraz sosyalleşti. Tabii biz önce çadırlarına gidip tanıştık, ziyaret ettik. Onlar yavaş yavaş bize gelmeye başladılar. Kadınları motive ettik, yün örmeleri için teşvik ettik. En azından terapi olması ve sosyalleşmelerinde, biraz daha o korkuyu yenmelerinde daha iyi olur diye düşündük."
Özcan, kadınların ihtiyaçları doğrultusunda ürünler ördüklerini, her geçen gün biraz daha sosyalleşip yüzlerinin güldüğünü ifade etti.
- Nefes egzersizleri ve yürüyüş tavsiyesi
Psikolog Rena Uzun ise kadınlardaki travmayı sohbetler edip onlarla vakit geçirerek yenmeye çalıştıklarını belirtti.
Sosyalleşmeleri için örgü etkinliği yaptıklarını anlatan Uzun, "Örgü sayesinde kadınların bu yaşamış oldukları stresi biraz olsun azaltmaya yardımcı olduk. Onların yaşamış olduğu durumların aynısını ben de yaşadım. Ben de depremzedeyim. Onlarla sohbet ettiğimiz zaman empati kurabiliyorum. Neler yaşadıklarını, deprem anında neler hissettiklerini biliyor, onları çok iyi anlayabiliyorum." dedi.
Uzun, depremin etkilerinin atlatılması için zamana ihtiyaç olduğunu, kadınlara özellikle nefes egzersizleri ile yürüyüş yapmalarını önerdiğini söyledi.