Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şubesi’nin istişare toplantısında konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk:
BÜYÜMEMİZE HİÇBİR GÜÇ ENGEL OLAMAZ
Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şubesi’nin istişare toplantısı yapıldı.
Antakya Antikhan Plaza’da gerçekleşen istişare toplantısına Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Kamu-Sen’e bağlı sendika başkanları ile sendika üyeleri katıldı.
TUNCAY: DÜN NERDE DURUYORSAK BUGÜN DE ORADA DURUYORUZ
Saygı duruşu ve İstiklal marşı okunmasıyla başlayan toplantıda ilk konuşmayı Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şubesi Başkanı Recep Tuncay yaptı.
Başkan Tuncay, “Kurulduğu yıldan bu yana haksızlığa, hukuksuzluğa ve yolsuzluklara göz yumanlarla hep mücadele ettik. Adalet yerini buluna kadar da bu mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi.
Şuana kadar sendikal duruşumuzdan ödün vermedik ödün veremeyeceklerini altını çizen Başkan Tuncay, “Dün nerde duruyorsak bugün de orada duruyoruz. Yarında orda duracağız. Hak bildiğimiz yolda hız kesmeden her gün biraz daha güçlenerek siz onurlu üyelerimizle birlikte yürüyeceğiz.
Her geçen gün alım gücünün düştüğü, ekonomik şartların ağırlaştığı, okullarda hakimiyetin öğrenci ve velilerde olduğu, eğitim sisteminin yap-boz tahtasına döndüğü, adam kayırmanın, baskı ve tehditlerin ayyuka çıktığı bir dönem yaşıyoruz. Biz Türk Eğitim-Sen olarak çalışanın bu onurlu mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz. Çünkü bizler bu haklı davanın gönül erleriyiz” ifadesinde bulundu.
KONCUK: TÜRK EĞİTİM-SEN VEFALI İNSANLARIN OLUŞTURDUĞU BİR TEŞKİLATTIR
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk toplantıda yaptığı konuşmada sözlerine “Mücadelemize emek vermiş, alın teri dökmüş, ister şube başkanı, ister yönetim kurulu üyesi, ister üye olsun, birbirimize olan sevgimizi kaybetmediğimiz sürece bu teşkilatın büyümesinin önünde hiçbir güç engel olamaz. Türk Eğitim-Sen vefalı insanların oluşturduğu bir teşkilattır. Teşkilatımız bu vefa anlayışıyla bundan sonra da yoluna devam edecektir” diye başladı.
AZİZ ŞEHİTLERİMİZE RAHMET DİLİYORUM
Ülkemizde yaşanan terör olaylarına değinen Koncuk, aziz şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet dileyerek şunları ifade etti: “ Biz dünü çok çabuk unutan bir toplum haline geldik. Çözüm süreci rezaletini hep birlikte yaşadık. Çözüm süreci milletimize ‘Anaların gözyaşları dinecek’ ‘Türkiye’de kardeşlik, huzur hâkim olacak’ şeklinde anlatıldı. Hatta akil adamlar heyeti oluşturulduğu zamanlarda dönemin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay beni de aradı ve ‘Akil adamlar heyeti kuruyoruz. Sizi de bu heyet içinde görmek istiyoruz. Kabul etmenizi bekliyoruz’ dedi. Ben de ‘Teşekkür ederim ama ben inanmadığım bir süreç içinde olmam’ dedim. Nitekim çözüm süreci ile ilgili düşüncelerimizi, endişelerimizi de fırsat buldukça tek tek dile getirdik.
Terörle mücadelede bizim tarafımız elbette Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçlerimizin yanıdır. Çözüm süreci ile ilgili eleştiri ve söz söyleme hakkımız ise bakidir.
Bugünlerde biz yaşananları çok gündeme getirmiyoruz. Çünkü ülkemizin bir tarafında adeta savaş var. Terörle mücadelede bizim tarafımız elbette Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçlerimizin yanıdır. Dolayısıyla bazı şeyleri şimdi ifade etmiyoruz ama unutmuyoruz. Çözüm süreci ile ilgili eleştiri ve söz söyleme hakkımız bakidir.
SUÇLULAR GEREKEN CEZAYI ALACAK
İhanet sürecinin bir şekilde parçası olanların 2010 KPSS hırsızlığını yapanlar gibi bir gün tespit edileceğini kaydeden Koncuk şöyle konuştu: “Hatırlarsınız 2010 yılında KPSS hırsızlığı yaşanmıştı. KPSS hırsızlığını belgesiyle biz ortaya çıkardık. O dönemin siyasi erki, YÖK Başkanı benim için ‘yalan söylüyor’ dedi. KPSS’de hırsızlık yapıldığına dair belgeyi ortaya koyduğum zaman ise Eğitim bilimleri Sınavı’nı iptal etmek zorunda kaldılar. O zaman şunu demiştim: Bu memleket evlatlarının alın terini çalarak öğretmen, memur olanlar ömürleri boyunca korkuyla yaşayacaklar. Suçlular 3-5 sene sonra tespit edilecek ve gereken cezayı alacaklar. Nitekim dün beni yalancılıkla suçlayanlar, bugün ortaya koyduğumuz deliller üzerinden hareket ederek, KPSS’de hırsızlık yapanları tespit etmeye çalışıyorlar. İşte ihanet sürecinin bir şekilde parçası olanlar da, öyle bir gün gelecek, 2010 KPSS hırsızlığını yapanlar gibi tespit edilecek. Emin olun onlar da şu anda bu korkuyla yaşıyorlar.”
İster milli eğitim müdürü olsun, ister ilçe mili eğitim müdürü olsun, ister şube müdürü olsun haksızlıkları yapanları unutursanız vallahi size de yazıklar olsun, bize de yazıklar olsun!
Ülkemizin hukuken özürlü olmaya koşar adım yaklaştığını, insan haklarının gasp edildiğini biz söylemeyeceksek, bunları görmezden geleceksek, o zaman neyin sivil toplum örgütüyüz?
Bizim aldığımız risk, bu haksızlıkları, hukuksuzlukları yapan insanların aldığı riskten daha fazla değildir. Neden? Çünkü biz doğruyu yapmak adına risk alıyoruz. Onlar ise yanlışı yapmak adına, ahlaksızlık bataklığına batmayı göze alarak bu faaliyetlerin içine giriyorlar.
RİSKİ GÖZE ALAN BİR KONFEDERASYONUZ
Türkiye Kamu-Sen’in riski göze alan bir konfederasyon olduğunu belirten Koncuk, “Biz yüce dinimize sonuna kadar inanıyoruz. Hz. Peygamberimizin tüm talimatlarına uymaya çalışıyoruz. Hz. Peygamberimiz, ‘Din güzel ahlaktır’ diyor. Yine Hz. Peygamberimiz, ‘Bir ahlaksızlık gördüğünüzde elinizle, gücünüz yetmiyorsa dilinizle, buna da gücünüz etmiyorsa kalbinizle buğzediniz. Bu ise imanın en zayıf noktasıdır’ şeklinde buyuruyor. Biz bir yandan Müslümanız diyeceğiz, diğer yandan gayri ahlaki şeyleri görmezden geleceğiz. Neden? ‘Kendim için tehlikeli olur’ diye. Biz böyle mi gördük, böyle mi öğrendik? Biz bu ülke için canımızı veririz.
Hiç kimse ‘Bir elim yağda bir elim balda olsun; ne ben kimseye karışayım ne de kimse bana karışsın’ düşüncesinde olmasın. Bu bir yere kadar gider, ondan sonrası hercümerç olmaktır, yok olmaktır. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen riski göze alan insanların bulunduğu bir kuruluştur. Bizim aldığımız risk, bu haksızlıkları, hukuksuzlukları yapan insanların aldığı riskten daha fazla değildir. Neden? Çünkü biz doğruyu yapmak adına risk alıyoruz. Onlar ise yanlışı yapmak adına, ahlaksızlık bataklığına batmayı göze alarak bu faaliyetlerin içine giriyorlar. Biz haklıyız. Haklıysak korkmadan yolumuza devam edeceğiz. Korkmak kaybettirir.” diye konuştu.
BÖYLE BİR İSTİHDAM ŞEKLİNİ NASIL KABUL EDEBİLİRİZ?
Özel istihdam bürolarına değinen ve bunu ‘amele pazarları’ olarak nitelendiren Genel Başkan Koncuk, “Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına da, ‘Esnek istihdam, part-time çalışma, özel istihdam büroları, bunlar nedir? Böyle bir istihdam şeklini nasıl kabul edebiliriz?’ dedim. Geçtiğimiz günlerde alt komisyonda özel istihdam büroları aracılığıyla işçilerin güvencesiz, az parayla, sendikasız, esnek çalışmasının önünü açan tasarı kabul edildi. Bunlar amele pazarlarının modern adıdır” dedi.
Esnek istihdam, özel hizmet büroları, kiralık işçi, uzaktan çalışma dönemi, bunları icat ediyorlar. Tüm bunlar sömürünün adıdır. Bu milletin evlatlarının ucuza sömürülmesinin adıdır
YENİ İCATLAR GELİYOR
2002 yılında 15-20 bin arasında olan taşeron çalışan sayısının bugün 720 bine ulaştığını söyleyen Koncuk, “taşeron çalışan sayısı 13 yılda 720 bine yükseldi. Taşeronları kadroya alacaklarını söylüyorlar. Peki şimdi oldu? Yetkililer ‘asıl iş’ tanımı getireceklerini söylüyorlar. ‘Asıl iş tanımına uyanları kadroya alacağız’ diyorlar. Asıl iş tanımına uyanların sayısı ise tahmin ediyorum 120 bin ile 150 bin arasındadır. Taşeron çalışanların toplam sayısı 720 bin idi. Geriye 570 bin taşeron çalışan kalıyor. Demek ki 570 bin kişi taşeron çalışan olarak devam edecek. Başbakan’a soruyorum: 1 Kasım seçimlerinden önce seçim beyannamenizi okurken, ‘Asıl iş tanımı getireceğim’ demediniz, taşeronları kadroya alacağınızı söylediniz. 720 bin taşeron var, hadi hepsini kadroya alın! Bundan ‘asıl iş’ tanımı ile kurtulmak mümkün değil. Şunu hepimizin bilmesi lazım: 4/B’yi, taşeron çalışanı, 4/C’yi, vekil ebeyi, vekil hemşireyi, vekil imamı, postanelerde idari hizmet sözleşmeli diye ucube kölelik sistemini bunlar icat etti. Şimdi yeni icatlar getiriyorlar. Esnek istihdam, özel hizmet büroları, kiralık işçi, uzaktan çalışma dönemi, bunları icat ediyorlar. Tüm bunlar sömürünün adıdır. Bu milletin evlatlarının ucuza sömürülmesinin adıdır” dedi. İstişare toplantısı verilen akşam yemeğiyle son buldu.