Gümrük Müşaviri-Araştırmacı-Yazar Mehmet Çardak, mevcut meclisin yeni anayasayı yapamayacağını ileri sürdü.
Çardak, yaptığı açıklamada, Meclis’te oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu ilk toplantısını 4 Şubat Perşembe günü yaptığını anımsatarak, “Öncelikle saptamak gerekir ki, bu Meclis yürürlükte olan Anayasa’ya göre seçilmiştir ve Milletvekilleri yürürlükte olan Anayasa üzerine yemin etmişlerdir. Bu Meclis, Anayasa’da değişiklikler yapabilir, fakat yeni bir Anayasa yapamaz. O nedenle ‘Yeni Anayasa’ girişimi yasadışıdır” dedi.
Yeni bir anayasanın, ancak ‘Kurucu Meclis’ tarafından yapılabileceğini savunan Çardak, şöyle devam etti:
Vatandaşlık tanımından ‘Türk Milleti’ çıkarıldığı zaman, Türkiye’nin milleti ve devletiyle bölünmesi talebi Anayasa’ya geçirilmiş olur ve Bölücü Terör’e anayasal zemin verilir.
Türk milletsiz bir Türkiye’de milletin parçalanmasına yönelik terör eylemleri hem hukuki, hem de ideolojik dayanak kazanır. Zaten Türk milletinin anayasadan çıkartılması için en gayretli parti, PKK’nın güdümündeki HDP’dir. ABD emperyalistleri de bu dayatmanın başındaki uluslararası güçtür.
AKP ve CHP, Anayasa’nın vatandaşlık maddesini değiştirme talebiyle Türk milletine savaş açan ABD ve PKK ile aynı mevziye giriyorlar.
AKP, CHP ve HDP’nin ‘Özerklik Girişimi’ ise, vatanı ve milleti bölme girişimidir. Bu çabanın Avrupa Özerklik Şartı’nın arkasına saklanması bir şey değiştirmiyor. Özerklik, ülke topraklarının bir bölümünde ayrı bir siyasal rejimin kurulması kabul ediliyor. Ve o ayrı rejimin uygulandığı özerk bölgenin halkı da, plana göre Türk milleti dışında bir kavim olarak tanımlanıyor. O zaman hem ülkenin bütünlüğü, hem de milletin bütünlüğü anayasal düzlemde ortadan kaldırılıyor. Böylece ABD ve İsrail’in ‘İkinci İsrail’ girişiminin sınırları çiziliyor.
Özerklik, Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızı ve Kürt kökenli yurttaşlarımızı farklı ya da öteki olarak tanımlıyor. Özerklik kabul edildiği zaman, Kürt yurttaşlarımıza anayasa düzleminde ‘Siz bizden değilsiniz’ denmiş olur. Böylece Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Kürtlerimiz Türkiye’nin her yerinde ikinci sınıf konumuna hapsedilir. Bir yandan bu aşağılama nedeniyle Bölücü Terör kışkırtılır. Öte yandan ‘Özerk Bölge’de PKK’ya bölgesel otorite sağlandığı ve sınırlar da çizildiği için, Bölücü Terör’e devlet olanakları verilir.
Özerkliğin “Bütün Türkiye’de yerel yönetimleri güçlendirme” tatlandırıcısıyla sunulması, milleti kandırmaktan başka bir anlam taşımıyor. Türkiye’de etkin ve güçlü yerel yönetimler, ancak güçlü bir merkezi devletle geliştirilebilir.
AKP, CHP ve MHP, Yani Anayasa girişimine derhal son vermelidir. Bu Meclis yeni Anayasa yapamaz.”