Hatay Mahalli Haber
MENÜ

Bu işin takipçisi olacağım

Yayınlanma Tarihi : 22.09.2016 00:00 Bu haber 823 defa okundu

CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, özelde Hatay, genelde tüm Türkiye'de açığa alınan öğretmenlerin durumlarını görüşmek üzere Milli Eğitim Bakanlığına giderek çeşitli temaslarda bulundu.

Paylaş Paylaş Paylaş
Bu işin takipçisi olacağım

Milletvekili Yarayıcı, temasları hakkında şu değerlendirmede bulundu:

“Eğitim emekçilerinin açığa alındığı ilk günden bu yana, milletvekilliğinden önce bir eğitim emekçisi olmanın sorumluluğuyla, açığa alınmalara karşı verilen mücadelenin yanında yer aldım. Yaşadığı ülkenin sorunlarına duyarsız kalamayan, laik bilimsel eğitimden yana taraf olan eğitim emekçilerimize yönelik bu antidemokratik baskılara sessiz kalmamak, her şeyden önce halkımıza karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir.

Bu gereklilikten hareketle; gerek Hatay Valiliğiyle, gerekse de MEB yetkilileriyle sürekli iletişim halinde kalarak gelişmeler hakkında bilgi edinme yönünde yoğun bir çabanın içerisine girdim.

Bugün özelde Hatay’da ve ülke genelinde açığa alınan eğitim emekçilerimizin durumları hakkında bilgi alma amacıyla Hatay eski Valisi, şimdi Ankara valisi olan sayın Ercan Topaca’yı makamında ziyaret ederek gelişmeleri değerlendirdik. Ancak açığa almalar sadece Hatay’la sınırlı değildi. Bu işlem başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz olmak üzere hemen her ilde görev yapan emekçilerimize yönelik gerçekleştirilen bir işlemdi. Ülkenin her bölgesinde aynı duyarlılıkla hareket eden emekçilerimiz arasında ayrım yapmamız, sadece seçim bölgemize yönelik girişimde bulunmamız ya da bireysel çözümler üretmemiz söz konusu olamazdı. Dolayısıyla ülke çapında açığa alınan eğitim emekçilerimizin durumlarını öğrenmek ve yaşanan mağduriyetleri gidermek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na geçerek yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdim.

Görüştüğümüz Milli Eğitim Bakan Yardımcısı, yapılan işlemin nedeni olarak öğretmenlerin özellikle 29 Aralık 2015 tarihinde sendikanın çağrısıyla eyleme katılmaları ve hendekleri savunmaları gerekçe gösterildiği için açığa almaların gerçekleştiğini söyledi. Ancak yapılan işlemin Anayasa'ya, temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu, her şeyden önce sendika üyeliğinin anayasal bir hak olduğunu ve üyelerin bağlı bulundukları sendikanın çağrısına uymalarının suç olamayacağını, bununla ilgili birçok mahkeme kararının bulunduğunu belirttim.

Ayrıca söz konusu tarihte yapılan eylemin son derece barışçıl olduğunu, binlerce öğrencinin eğitim hakkından mahrum bırakıldığı, ülkenin çatışma ortamına sürüklendiği bir durumda –barışı savunmanın suç değil, insan olmanın bir gerekliliği olduğunu, eğitim emekçilerimizin de bu duyarlılık içerisinde hareket ettiklerini anlattım.

Kaldı ki göreve başlarken güvenlik soruşturmaları yapılan öğretmenlerin, mahkeme kararlarına dayanmadan, salt istihbarat raporlarına veya ihbarlara dayanarak, bir gecede yasadışı terör örgütü üyesi olarak ilan edilmelerini kabul edilemez bulduğumuzu belirterek, yapılan işlemin hukuksuzluğunu aktardım.

Açığa alma işleminin yarattığı hukuksuzluktan öte özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan yurttaşlarımızın üzerinde ayrıca inanç ve etnik kimlikler bağlamında yaratacağı duygusal kopuşun ileride telafisi imkansız sonuçlar yaratacağına ısrarla vurgu yaparak, yapılan haksız işlemden bir an önce dönülmesini talep ettim.

Bakanlık yetkilileri, açığa alınan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun, durumlarının incelenerek bir hafta on gün içerisinde görevlerine iade edileceklerini, örgüt bağlantısı konusunda “kuvvetli suç şüphesi” olanlar hakkında ise soruşturmanın devam edeceğini belirttiler. 

Paylaş Paylaş Paylaş
Etiket :
YORUMLARI GÖR
ÜYE YORUMLARI
Yorum yapabilmek için

Giriş Yap ya da Kayıt Ol