SES Hatay Şube Eş Başkanı Sedat Uslu, “Güvencesizliğin kalıcı hale getirilmemesi ve gerçek bir toplu sözleşme için birlikte yürüyelim” dedi.
SES Hatay Şube Eş Başkanı Sedat Uslu yaptığı açıklamada; “Bilindiği üzere, kamuda çalışan 2 milyondan fazla kamu emekçisini ilgilendiren, onlarla birlikte ailelerini ve emeklileri de eklediğimizde aslında milyonlarca kişiyi doğrudan etkileyecek olan kamu görevlileri toplu sözleşme görüşmeleri bu yıl Ağustos ayında gerçekleştirilecek. 2018- 2019 yıları arasındaki kamu emekçilerinin mali ve özlük haklarının önemli bir kısmının belirleneceği toplu sözleşme Ağustos ayında imzalanacak.
Sendikamız SES, kuruluşundan bu yana grevli toplu sözleşmeli sendika hakkını savunmuş, bunun için mücadelesini kesintisiz olarak sürdürmüştür. Bu bakımdan toplu sözleşme süreçleri Sendikamızın mücadelesi açısından oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Ağustos ayında başlayacak olan toplu sözleşme görüşmeleri ile ilgili değerlendirmelerimizi ve mücadele takvimimizi siz basın emekçileri aracılığı ile kamuoyu ile paylaşmak isteriz” dedi.
TOPLU SÖZLEŞME HAKKINDAN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR
Uslu; “Öncelikli olarak, 4688 sayılı yasa başta olmak üzere Türkiye’deki mevzuat ile belirlenmiş olan kamu görevlileri toplu sözleşme süreçlerinin gerçek bir toplu sözleşme ve grev hakkını kapsamadığını belirtmek isteriz. Gerçek bir toplu sözleşmeden bahsedebilmek için TİS’e taraf olan sendikaların iktidardan ve sermayeden bağımsız olması gerekmektedir; oysa ülkemizde yetkili sendika olan ve TİS’i imzalayan Memur-Sen’in böyle bir bağımsızlığı olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Yine gerçek bir toplu sözleşmeden bahsedebilmek için olmazsa olmazlardan biri olan sendikal örgütlenme özgürlüğünün Türkiye’de olduğunu söylemek mümkün değildir. Ve yine gerçek bir toplu sözleşme için grev hakkının yasal olarak tanınmış olması ve bu hakkın kullanılabiliyor olması gerekmektedir. Uluslararası sözleşmelerde de tanınan bir hak olan grev hakkının, Anayasanın 90. Maddesi gereğince tanınması ve iç mevzuata uyarlanması gerektiği halde ve grev hakkının olduğuna ilişkin AİHM kararları da dahil olmak üzere yüzlerce mahkeme kararı olmasına rağmen iç mevzuatta bir düzenleme yapılmamakta ve grev hakkı engellenmeye çalışılmaktadır, bu hakkı kullananlara yönelik baskılar da devam etmektedir. Sendikamız, bir sendikal hak olarak grev hakkını kullanmaktadır, kullanmaya da devam edecektir. Bu nedenler başta olmak üzere Türkiye’de kamu alanında gerçek bir toplu sözleşme hakkından bahsetmek mümkün değildir.”
“Olağanüstü koşullarda, ama emekçilerin birlikte mücadelesi ile her türlü zorluğu ortadan kaldıracağına olan bilincimizle; grevleri yasaklandığında yasağa karşı mücadele eden cam işçilerinden aldığımız umutla, adalet talebiyle yollara düşen binlerce insanda aldığımız enerjiyle, yaşamak ve yaşatmak için mücadele eden sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinden aldığımız kararlılıkla, kamu emekçilerinin yıllara dayanan mücadele deneyiminden aldığımız güçle toplu sözleşme sürecinde sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin seslerini güçlendirecekleri bir çalışma için yola koyulduk…
Ve haklarımız için, gerçek bir toplu sözleşme için “birlikte yürüyelim” diyoruz… İşyerlerinden başlayarak üyemiz olan olmayan tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini bu süreci birlikte örgütlemeye, birlik olmaya, ses olmaya, güç olmaya, haklarımızı alana kadar mücadele etmeye çağırıyoruz.”