Müslüm ve Sevda Kabadayı’ların kaleme aldığı ve fotoğraflarla belgeledikleri Avrupa’nın Yüzleri adlı eser, 40 Kitap Yayınevi tarafından yayımlandı. Kitabın tanıtımı için Ankara’da düzenlenen, etkinliğe çok sayıda edebiyatçı ve okur katıldı.
Yayınevi adına Dağsu Sönmez açış konuşmasında, “Başka türlerde birçok kitap yayımladık. İlk kez gezi-inceleme türünde değerli yazarlar Müslüm ve Sevda Kabadayı’ların özenle hazırladıkları Avrupa’nın Yüzleri’ni yayımlamaktan mutluluk duyuyoruz. Kendilerini, gezi edebiyatımız adına kutluyoruz. Yeni çalışmalarını merakla bekliyoruz.” dedi.
Avrupa’nın Yüzleri’nin sıradan bir gezi kitabı olmadığını vurgulayan Yazar Sadık Güvenç, “Kitabı yayımlanmadan önce okuduğum için, doğa-insan ve insan-toplum ilişkileri konusunda çok çarpıcı anlatımlarla karşılaştığımı söyleyebilirim. Bizzat gezerken yaşanılan duygu, durum ve olayların da öykü tadında anlatıldığına tanık oldum. Ayrıca, çok farklı sosyolojik gözlem ve değerlendirmelerle çok bilinmeyenleri gözümüzün önüne koyduklarını belirtebilirim. Arkadaşlarımı kutluyor, okurlarının çok olmasını diliyorum.” dedi.
Yazar Müslüm Kabadayı, “Kitapta Avrupa’nın 12 ülkesinin coğrafi özellikleri ve toplumsal yaşamı yanında, tarihi-kültürel ve sanatsal mekanlarıyla ilgili gözlem ve incelemelerimiz yer alıyor. Aynı zamanda bu ülkelerin sosyolojik dokusu, özellikle Türkiyeliler başta olmak üzere başka ülkelerden gelen göçmenlerin, işçilerin, öğrencilerin durumlarına ilişkin çarpıcı değerlendirmeler söz konusu. Yer adlarının özelliklerini, müzelerde görülenler, kamuoyunca pek bilinmeyen Avrupa’nın yönlerini işledik. Aynı zamanda insani ilişkiler ve sorunlar konularında da ilginç gözlem ve anılara yer verdik. Akademisyenlerin de yararlanabilecekleri veriler sunan bir kitap ortaya çıktı. Okura ve edebiyat dünyamıza yararlı olmasını diliyoruz.” dedi.
Sevda Kabadayı da, “Kitaba Avrupa’nın Yüzleri adını vermemizin ve kapakta maske kullanmamızın nedenini özetlemek isterim. Türkiye’den bakınca Avrupa, genel olarak gelişmiş ve insan hakları bakımından sorunsuz bir coğrafya olarak algılanıyor. Avrupa’da savaşa girmeyen ve askeri olmayan İsviçre ve İsveç’in bile, savaş sanayisi kurduğunu gördük. Bu ülkelerin çoğunda yalnızlık ve yabancılaşma nedeniyle intihar oranlarının yüksek olduğu biliniyor. Uyuşturucunun açıktan ticaretinin yapıldığı ve devletin bunlardan vergi aldığı uygulamalarla karşılaştık. Bizim gibi ülkeleri sömürdükleri yetmiyormuş gibi ülkelerine gelen göçmenlerin de emeklerine, beyin göçü yoluyla yaratıcılıklarına el koyduklarını, güya özgürlükler ülkesi olan Hollanda’da kadınların seks turizmi adı altında nasıl modern köle haline getirildiklerini gözlemledik. Bu ülkelerde sistemin, gelişen teknolojiyle birlikte, insanı mekanikleştirdiğini, insanlığından uzaklaştırarak robotlaştırdığını fark ettik. Kısacası gezip gördüklerimiz yanında Avrupa’nın birçok yüzünün olduğuna dair gözlem ve değerlendirmelerimizi okurla paylaşmak istedik.” dedi.
Kitap tanıtım etkinliği, yazarların okurların sorularını yanıtlamalarının ardından Avrupa’nın Yüzleri kitaplarını imzalamalarıyla sona erdi.