Hatay Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Sevdar Yılmaz, aşı ile ilgili basın açıklaması yaptı. Yılmazın açıklaması şöyle; “ Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre 2011 yılında çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 183 iken 2017 yılında bu sayı 23 bine çıktı. Ne yazık ki, aşıyla önlenebilir hastalıklar sadece aşı yaptırmayan çocukları değil aşısı olanları da tehdit ediyor. Daha geçen hafta Antalya’da 9 üniversite öğrencisinin Kızamık hastalığına yakalandığını açıklandı. Anayasa Mahkemesinin zorunlu aşı uygulaması ile ilgili kararında “ 1593 sayılı Kanun kapsamında zorunlu aşı uygulamasına kanuni dayanak teşkil edecek bir düzenlemenin bulunmadığı” ifade edilmesine rağmen Sağlık Bakanlığı bir kenara çekilip konuyu görmezden gelmekte, Toplum Sağlığını tehlikeye atmaktadır. Bakanlığın ısrarla gerekli düzenlemeyi yapmaması dikkat çekicidir. Bu nedenle, meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği, aşı ile ilgili bir yasa önerisi hazırlamış ve Sağlık Bakanlığı ile TBMM başkanlığına sunmuştur.
Aşıların yüzde doksanını yapan kurumlar olan aile sağlığı merkezlerindeki sağlık çalışanları, aileler ile karşı karşıya kalmakta, her gün Bakanlığın irade eksikliğinin olumsuzluklarını yaşamaktadırlar. Sağlık çalışanları, aşılar konusundaki yasal ve kurumsal destekten yoksun bir biçimde tüm güçleriyle aşılama hizmetlerini yürütmek için çaba sarf etmektedir.
Uzun yıllardır uygulanmakta olan Genişletilmiş Bağışıklama Genelgesi’ne göre 13 çeşit aşı, engeli olmayan tüm çocuklara ayrımsız yapılmaktadır fakat ne acı ki bu genelge bile 2009 yılından bu yana güncellenmemiştir.
Medyaya yansıyan aşı karşıtlığı ile ilgili yanlış haberlere kayıtsız kalan Bakanlık bu tutumu nedeniyle ailelerin kafasında karışıklığa neden olarak aşı retlerinin sayısını artırmakta ve toplum sağlığını tehlikeye atmaktadır. Oysa Sağlık Bakanlığından beklenen, bu kanıtlanmamış, bilim dışı, gerçek olmayan ve söylentiye dayanan bilgiler karşısında, topluma aklın ve bilimin ışığında güçlü mesajlar vererek aşı uygulamasını teşvik etmektir.
Aşılar, çok uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda geliştirilmiş, ardından hayvan ve insan deneylerine tabi tutulduktan sonra rutin uygulamalara girmiş ve yenilenen her bilgi ve teknoloji ile güncellenmektedir. Aşıların etkisini güçlendirmek için kullanılan alüminyum gıda maddeleri ve hava yoluyla alınan alüminyum miktarlarından bile düşüktür. Bazı aşıların içinde bulunan tiyomersal (cıvalı bileşik) civanın organik bir formudur ve otizm yaptığına dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Avustralya’da yapılan ve bir milyon çocuğu kapsayan araştırma bu konuya son noktayı koymuştur.
Türkiye’de aşı üretimine son verildikten sonra, yurt dışından getirtilen tüm aşıların kalite kontrolü Sağlık Bakanlığı laboratuvarlarında yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı, içinde domuz jelatini bulunan aşıları kolayca tespit edebilir, bunu kamuoyuyla paylaşabilir kullanılmasına izin vermeyebilir.
Aşı karşıtları bilmelidir ki, aşılar ve suyun mikroplardan arındırılması Dünya Sağlık Örgütü tarafından insan sağlığı için en faydalı iki uygulama olarak ilan edilmiştir.
Aşıyla korunabilir hastalıklar, çoğunlukla yaşamı tehdit eden yani sakatlık ya da ölümle sonuçlanan hastalıklardır. Çocuklarınızı aşılatmadığınızda onların sağlığını ve yaşamını riske atarsınız. Aşılamanın yaygın olarak uygulanmadığı yıllarda doğan her bin bebekten 150-200 tanesi hayatını kaybetmekteydi. Türkiye’de birinci basamak sağlık çalışanlarının özverili aşı çalışmaları sayesinde bu oranlar binde 13’lere kadar gerilemiştir.
Aşılama, sadece bireye yönelik değil tüm toplum içindir. Bütün çocukların aşılanmasıyla aynı zamanda kanser tedavisi gören, doğuştan bağışıklık sistemi hastalıklarına sahip olan, aşı olmasında engel durumu bulunan çocuklarda korunmuş olmaktadır. Çünkü Yüksek aşılama oranlarıyla toplumsal bağışıklık gerçekleşir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye çocuk felci hastalığının (polio) görülmediği ülkeler arasındaydı.
Sonuç olarak;
Halkımızı, çocuklarını aşıyla önlenebilir hastalıklardan korumak için aşı yaptırmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, aşılar güvenilir ürünlerdir ve aşı reddi bireysel özgürlük değil toplum sağlığını tehdit eden bir davranıştır.
Sağlık Bakanlığını, aşılar konusunda acilen kamuoyunu bilgilendiren çalışmaları başlatmaya ve toplum sağlığını korumaya yönelik yasal düzenlemeleri yaparak uygulamaya koymaya davet ediyoruz. Aksi takdirde salgın hastalıklar kaçınılmaz olacaktır.”