Hatay Dişhekimleri Odası Başkanı Nebil Seyfettin, “Dünya Ağız Sağlığı Günü” dolayısıyla gazetecilere basın açıklaması yaptı.
Seyfettin, oda binasında yaptığı toplantıda, “20 Mart 2013’de Dünya Dişhekimleri Birliği (FDI), ağız ve diş hastalıklarının görülme sıklığını azaltmak ve kişilerin, ailelerin, toplumların ve hükumetlerin dikkatini ağız sağlığına çekmek amacıyla, 20 Mart gününü ‘Dünya Ağız Sağlığı Günü’ olarak kabul etmiştir. Dünya ağız sağlığı günü, FDI üyesi olan yaklaşık 200 ülke çeşitli etkinlikler ile kutlanmakta ve ağız diş sağlığına bağlı yaşam kalitesi artırılmaya çalışılmaktadır.
Ağız hastalıkları, en sık rastlanan kronik hastalıklar arasında yer almaktadır. Küresel boyutta dünya nüfusunun %90’ı çürük, dişeti hastalıkları ve ağız kanserine kadar uzanan ağız hastalıkları yönünden, ciddi bir risk altındadır. Her yıl ayrı bir söylem ve posterlerle kamuoyunun dikkati çekilmektedir. Bu yılın teması ise; "AĞIZ SAĞLIĞI İÇİN HAREKETE GEÇİN" olup, hedef; yaşam boyunca, yani gencinden artan yaşlı nüfusa kadar ağız ve dişleri korumaya odaklanmak olacaktır. Bu kapsamda, toplumda ağız diş sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu farkındalığının oluşturulması, ağız ve diş hastalıklarının özellikle de diş çürüğünün engellenebilir hastalıklar olduğu, "Sağlıklı bir vücut için önce ağız sağlığı" mesajı verilmektedir” dedi.
DİŞ ÇÜRÜĞÜ NEZLEDEN SONRA EN YAYGIN HASTALIK
Diş çürüğünün dünya genelinde bir epidemik salgın olarak tanımlanmış ve halen günümüzde de nezleden sonra dünyada en yaygın olarak görülen 2. hastalık olarak kabul edildiğini vurgulayan Seyfettin, şöyle konuştu:
“Son 30 yılda yüksek gelirli ülkeler diş çürüğü görülme oranlarını aşağı çekseler de; orta ve düşük gelirli ülkelerde halen en yaygın hastalık olarak toplum sağlığını olumsuz biçimde etkilemeyi sürdürmektedir. Yüksek gelire sahip ülkelerde; 11-14 yaş grubu çocuklarda tedavi edilen çürük dişlerin oranı %53 iken, düşük gelire sahip ülkelerde tedavi edilen çürük diş sayısı %2 civarındadır.
Bu nedenle; diş çürükleri kötü beslenmenin sebep olduğu bir hastalık olmanın yanı sıra bir sosyal yoksunluk hastalığı olma niteliği taşımaktadır.
Dişeti hastalıkları ise dişleri destekleyen dokuların iltihaplı hastalıklarını kapsar. Şişmiş, kızarık ve kanamalı ve iltihaplı dişeti görüntüsü ile ortaya çıkan dişeti hastalıkları, ilerleyen aşamalarda dişleri destekleyen dokuları etkileyerek dişlerin sallanmalarına ve diş kayıplarına yol açarlar. Bakteri plağının ve yetersiz ağız hijyeninin neden olduğu dişeti hastalıkları; kronik bir enfeksiyon olup,koroner kalp hastalıkları,üst solunum yolu hastalıkları ve diyabeti tetiklemektedir.
Ağız sağlığını küresel çapta tehdit eden 3.önemli hastalık ise ağız kanserleridir. Erkek bireylerde ağız kanseri görülme sıklığı %6,3 oranındadır. Ağız kanserleri; ağız boşluğunun yumuşak dokularında şişme, kanama, ağrı, yutma güçlüğü ve ülserasyonlar ile ilk belirtisini veren kötü huylu tümörlerdir. Ağız kanserleri en sık görülen kanserler arasında ilk 10 içerisinde olup, tütün ve alkol tüketimi ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Ağız kanseri teşhis edilen vakaların %75'i sigara kullanan bireylerden oluşmaktadır.
Dişeti hastalıkları kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini arttırırken, yine kontrol altına alınmayan periodontal doku hastalıklarının erken doğum ve düşük kilolu bebek doğum oranını arttırdığı bilinmektedir.”