ADD Hatay Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, 6 Şubat depreminin yıldönümünde anma mesajı yayınladı.
Kezban Kuran, yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
"Bugün canlarımızı kaybettiğimiz, evlerimizin başımıza yıkıldığı, enkaz altında kalanların saatlerce, günlerce, "yardım edin, sesimizi duyan var mı?" diye bağırıp yardım istedikleri o kara günün yıl dönümü. Sık sık Antakya'ya gidip, felaketin yıkıntıları arasında ağlıyorum. O güzelim şehrimiz yok. Caddeleri, mahalleleri tanıyamıyorum. Bütün bu yaşadıklarımız bir rüya, bir kabus olsun, bizler bu kabustan uyanalım diye bir mucize bekliyorum. "Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin" diyen Ahmet Arifin sözleri geliyor aklıma. Bu sözler sanki bunca acıya, bunca felakete ve yaşanan sorunlara rağmen hizmet alamayan halkın çığlıkları gibi çınlıyor kulaklarımda. Televizyonlarda Hatay'da depremzedelere "bize oy vermezseniz sizlere hizmet gelmez" diye konuşma yapan Cumhurbaşkanı, günlerce enkaz altında kalarak ya da zamanında yardım gelmediği için soğukta donarak ölen ve sakat kalan binlerce depremzedenin yalnız bırakılmasının nedenini açıklıyor adeta.Hadi sizlere oy vermeyen üç ilçeye hizmet götürmediniz. Şimdi soruyorum oy aldığınız ilçelere nasıl bir hizmet verdiniz? Gerçekten merak ediyorum. İnsanları bana oy verdiler, yada vermediler diye nasıl ayrıştırabilirsiniz? İnanamıyorum. Kalbime acının çöreklendiğini, kanımın donduğunu hissediyorum. Yıkılan kentimiz, ölen ve sakat kalan binlerce insanımız, depremde kaybolan çoçuklarımız ve canlarımız adına üzülüyor, kahroluyorum. Bir depremzede olarak utanıyorum ve bu anlayışı kınıyorum lanetliyorum. Sonra dönüp kendime ne üzülmenin, ne de bir kenara çekilmenin zamanı, şimdi ayağa kalkmanın tam vakti diyorum. Çünkü bir yıldır mucize falan olmadı. Mucize bizleriz. Kendimize, kentimize sahip çıkıp, kendi kayığımızı kendimiz çekeceğiz. Bizler; tarihi ile, coğrafyası, kültürü, insanı ile çok güzel bir kentte yaşıyoruz. Yardımsever, çeşitli inanç ve medeniyetlerin hoşgörü içinde bir arada olduğu, barış ve özgürlüğü kırmızı çizgisi olarak kabul eden, yürekli insanların yaşadığı bir kadim kent Hatay. Ne yaparsanız yapın ne kadar kızdırırsanız kızdırın, sevgi ve kardeşliğe yelken açan bu insanların yüreğinde kin ve nefreti yaşatamazsınız. Evet depremle yıkıldık, dağıldık, kaybolduk, mutsuz olduk, ama asla umutsuz değiliz. Yeniden ayağa kalkacağız. Biliyorum ve inanıyorum. Çünkü bu kentin insanı, cennet güzellikte yerleri de verseler Hatay'ın dışında yaşayamaz. Nereye giderse gitsin Hatay'da olduğu kadar mutlu olamaz. Şimdi silkinip ayağa kalkma, sevgiyle birbirimize sarılma zamanı. Haydi Hatay, haydi Hataylı, dosta düşmana karşı Hataylı olmayı gösterme zamanı. "Bütün aşklardan yücedir insanın insanı sevmesi" diyen Mahzuniyi, "kötü insanların türküleri yoktur " diyen Neşet Ertaş'ı hatırlama ve türkülerini söyleme zamanı. Şimdi Hacı Bektaş Veli gibi " dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir" deme zamanı. Hatay'ı garip, Hatay'ı öksüz görebilirler. Onlara kim olduğumuzu hatırlatma zamanı. Evlerimizi iş yerlerimizi, hastane ve okullarımızı, yollarımızı, parklarımızı yeniden ve daha güzel yapacağız. Ama kaybettiğimiz canları bir daha ger getiremeyiz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Kaybettiğimiz yakınlarımızı, dost ve arkadaşlarımızı sevgi ve özlemle anıyoruz. Umarım bu felaket yapılması gerekenleri, ihmalleri, alınması gereken önlemleri ilgililere ve bizlere unutturmaz. Başın sağ olsun ve tekrar geçmiş olsun Hatay. Allah böyle bir felaketi bu ulusa bir daha yaşatmasın."